Mesut Yılmaz kasetleri için Peker'e 5 milyon dolar ödemiş

Sedat Peker, Mesut Yılmaz'ın Hürriyet gazetesi ile "temiz toplum" kampanyası yaptığı dönemde kumar kasetlerini almak için kendisine 5 milyon dolar ödeme yaptığını açıkladı

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz döneminde tutuklandığını ve Yılmaz'a ait kumarhane görüntülerinin karşılığında tahliye olduğunu iddia etti. Peker, akrabası olduğunu iddia ettiği, muhalefetin "5'li çete" diye adlandırdığı iş insanları arasında bulunan Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz'in aracı olduğunu öne sürdü.

Peker, "Deli Çavuş" adlı Twitter hesabından, Mehmet Cengiz ve Mesut Yılmaz hakkında birtakım iddialarda bulundu. Peker seçim öncesi çekeceğini söylediği videolarla ilgili de, "Seçim öncesi YouTube’da yapmayı planladığım videolarla ben yapmam gerekeni yapacağım" dedi.

Paylaşımına, "Bugün size akrabam olan Mehmet Cengiz’i anlatacağım. Beşli çeteye böylelikle ilk selamımızı vereceğiz" diyerek başlayan Peker, şunları söyledi:

"Ben Bolu Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra diğer bir akrabamız olan Zafer Salman tarafından daha sık görüşmemiz sağlandı. Ben devlet ricalinin isteği üzerine 1997-1998 senelerinde Bulgaristan ve Romanya’ya bazı çalışmalar yapmak için gönderildikten sonra Türkiye’de Mesut Yılmaz başbakanlığında, gazetecilerin cazgırlığıyla temiz toplum yaygarası ülkeyi inletiyordu. Beni de bu hikayede sermaye yapmak istediklerini gıyabımda tutuklama kararı çıkardıklarında anladım. Özel bir uçak çağırarak Türkiye’ye döndüm. Benim çok büyük bir hata yaptığımı, bir daha tahliye olamayacağımı düşünüyorlardı. Benim rahatlığım ise herkesi şaşırtıyordu." 

"Mesut Yılmaz'ın Macaristan'a kumar oynamaya gittiği, orada dayak yediği haberleriyle ülkenin gündeminin değiştiğini" söyleyen Peker, Yılmaz'ın kumar oynama iddialarını inkâr ettiğini hatırlattı. 

Peker, "Mesut Yılmaz'ın kumar oynadığını gösteren kasetin kendisinde olduğunu, başka video ve belgelerin de elinde olduğu"  bilgisini, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in akrabası Bayındır Holding'in sahibi Kamuran Çörtük aracılığı ile Yılmaz'a ulaştırdığını iddia etti.

"Mesut Yılmaz, Mehmet Cengiz'i ziyarete yolladı"

Peker şöyle devam etti:

"Kamuran Çörtük, Mesut Yılmaz’a kumar kasetlerinin bende olduğunu söyleyince Mesut Yılmaz, akrabam olduğunu bildiği için 1998 senesinde Kırşehir Cezaevi’ne Mehmet Cengiz’i yanıma ziyarete yolladı. Ben de kasetin doğru olduğunu ancak Kamuran Çörtük’e vermediğimi söyledim. Mehmet Cengiz, Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz inanmak için kaseti görmek isterler dediğinde cezaevindeki telefonumdan aradım (o zaman cezaevleri benim için çok rahattı). Mesut Yılmaz ve Bakan Cavit Kavak’ın içinde olduğu bir dakikalık bölümünün görüntüsünü Mehmet Cengiz İstanbul’a döner dönmez kendisine teslim ettirdim. Yaptığımız pazarlık Mehmet Cengiz’in ziyaretinden sonraki ilk mahkemede tahliye olacağım ve uğradığım maddi kaybın telafi edilmesi için 5 milyon dolar ödemeleri yönündeydi. Anlaşma sağlandı. İlk 2,5 milyon dolarını peşin aldım. Kalan 2,5 doları da ortak akrabamız olan Zafer Salman vasıtası ile teslim aldım (paralar Mehmet Cengiz tarafından Zafer Salman’ın hesabına gönderildi bir kısmı da Zafer Salman’a elden teslim edildi.). O dönem Mesut Yılmaz’ın yakını olan, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin başsavcısı olan Engin Baltacı’nın organizasyonu ile tahliye edildim. Aylarca cezaevine girmeden önce basın kuruluşları temiz toplum çığırtkanlığı yaparken o kadar ağır cezalarla yargılanırken tahliye olmam ülkenin gündemini allak bullak etti."

Peker, Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni olduğu söz konusu dönemdeki "temiz toplum" projesinin başında olduğunu belirtirken,  "O zaman da prim alıyordu, şimdi de prim alıyor" iddiasını öne sürdü.

"Mehmet Cengiz'in yükselişi durdurulamaz bir hal aldı"

Peker, Mehmet Cengiz'in 'video krizi' hallolduktan sonra "yükselişinin durdurulamaz bir hal aldığını, Mesut Yılmaz'ın ve 'aslında ülkeyi yönettiğini' iddia ettiği kardeşi Turgut Yılmaz'ın "kahramanı" olduğunu savundu. 

"500 bin dolarlık alım kredisini Bankasya’dan aldık"

Peker, paylaşımına şöyle devam etti:

"Tabii o zamanki dönemlerde 5 milyon dolar büyük para. İlk olarak SimTeli satın aldım. 10 yıldır kendisi ile görüşmediğim menajer Olgun Aydın’ın üzerine aldım Hatta o tarihlerde Akşam Gazetesi’nde ekonomi yazarı olan Güler Kömürcü, Sedat Peker SimTeli satın alıp Koç ailesine rakip oldu diye bir haber yapmıştı. SimTeli satın aldık ancak bankalar korktuğu için bizimle alışmıyordu. Yine Mehmet Cengiz’i ziyaret ettim, durumu anlattım. Kendisi Bankasya’nın genel müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nu aradı. SimTel adına ilk 500 bin dolarlık alım kredisini Bankasya’dan aldık." 

Peker, 'Bankasya'nın 16 sene genel müdürlüğünü yapan Ali Fuat Taşkesenlioğlu'nun SPK'nın başına geçip borsayı yönettiğini, Mehmet Cengiz'in de Türkiye'nin en zengin iş insanı olduğunu' söyledi. 

"Sadece burada kalsa iyi" diyen Peker, şöyle devam etti:

"Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun kız kardeşi Zehra Taşkesenlioğlu’nu Erzurum milletvekili yapacaksınız. AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun kocası Ünsal Ban’ı Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin rektörü yapacaksınız.

2 ay önce görevinden ayrılan SPK başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, AK Parti Erzurum milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, onun kocası Ünsal Ban’ın isimlerini lütfen unutmayın. Borsa dosyasını açtığımda bu kişileri ses kayıtları ile WhatsApp yazışmaları ile daha yakından tanıyacaksınız.

Mehmet Cengiz'e: Cezaevinden çıktıktan sonra ben sizin holding binasına gelmedim mi?

Mehmet Cengiz duayen gazeteci Sabahattin Önkibar’la bundan bir sene önce görüşüp 'Sedat Peker’le 30 senedir hiç görüşmedim' demiş. Cezaeviden çıktıktan sonra ben sizin holding binasına gelmedim mi? Hem senin hem kardeşin Ekrem Cengiz’in telefonundan kaç kere görüşmedik mi? Ziyarete geldiğimde yanındaki arkadaşlara dağıtırsın diye 200-300 bin dolar hediye vermedin mi? Beni yalanlasana. Bu haberleri yapan gazetecilere dava açsana. Babanız Sultan Amca öldüğünde mezarlıkta görüşmedik mi?

Türk-İslam kültüründe bir insan öldüğü zaman onun evlatları mezara girip onu mezara yerleştirmez mi? Mezarın içinde üç kişi vardık. İki oğlu bir de ben. Yani evladı kadar yakınım. Hani biz 30 senedir görüşmemiştik? Hadi beni yalanlasana.

Mehmet Cengiz ile aramız bir dönem kötü oldu. 2000’li yılların başlarında... Rize’ye ziyarete gittiğimde yerel gazeteciler yerel televizyoncular etrafımı sardığında, Mehmet Cengiz ile ilgili soru sorduklarında 'Devleti soyan benim akrabam değildir. Onlar devleti soyuyorlar o yüzden akrabam değiller' dediğim konuşmamın bantlarını niye toplattırdın?

2004 yılında ben cezaevine girince Türkiye’nin önemli kulüp başkanlarından biri araya girip bizi barıştırmadı mı? Önümüzdeki zamanlarda Turkcell hisselerinin halka arzı yapılacakken, basında temiz toplum çığlıkları atılırken senin iş büronda yaptığımız görüşmeleri konuşmayacak mıyız?"