Türkiye'de bin 128 akademisyenin imzaladığı bildiri tartışılmaya devam ederken, Suriye'de rejim için savaşan Mihraç Ural, akademisyenleri hedef gösteren Sedat Peker'i Türkmen Dağı'nda karşılaşmaya çağırmıştı. Ural'ın "yol ücretin ve çaylar benden" diyerek yaptığı davete yeraltı dünyasının ünlü ismi Sedat Peker'den yanıt geldi. Ural'ı evrensel devrimci mücadeleyi bilmemekle suçlayan Peker, düello davetini "şu an orada benim adıma bulunan kardeşlerim var. Siz onlarla mücadeleye devam edin. Benim tüm bölgeyle ilgili ileriye dönük daha önemli planlarım var. Bunların altyapısını hazırlayabilmek için biraz daha çalışma yapmam gerekiyor" diyerek reddetti.
BENİM BİLDİĞİM SOLCULUK VE DEVRİMCİLİK EVRENSELDİR
Ural'ın kendisine yaptığı düello daveti için "kendisinin yazdığına dair biraz şüphelerim var.Daha çok sosyal medya hesaplarını yöneten çocuğu veya yeğeni tarafından yazılmış gibi geldi bana" diyen Peker, "eğer kendisi yazmışsa bundan sonraki yazdıklarımın hepsi şahsına aittir" diyerek Ural'a yanıt verdi.
"Mihraç Ural; sen Suriyenin, İranın, Rusyanın istihbaratlarının korumasında,masum insanları şehit ederek devrimcilik yapılabileceğini mi zannediyorsun? Eğer böyle düşünüyorsan hiç kusura bakma ama sen kendini kandırıyorsun. Benim bildiğim solculuk ve devrimcilik evrensel bir mücadeledir. Sizin yaptığınız gibi mezhepsel bir mücadele asla değildir" diyen Peker, "davetinde bana savaşmanın ahlakından bahsetmişsin. Kusura bakma ama bu dünyadaki her şey bir gün kabul görse bile sizlerin vereceği ahlak dersi asla kabul görmeyecektir" ifadelerini kullandı.
DEVRİMCİLERİN HAYATINI OKUDUM
"Geçmişte Vietnamlı bir devrimcinin işkencelere çok uzun süreler dayanmış olduğunu öğrenince onun hatıralarını yazan kitabı getirterek dikkatlice okumuştum. Ayrıcada Che Guevara’nın, Fidel Castro’nun, Frank Pais ve kardeşi Josue Pais’in de içinde yer aldığı dünyadaki epeyce devrimcinin hayatını da okudum. Afrika'da ki sol hareketlerle ilgili çok fazla olmasa da birkaç kitap karıştırabilme imkanım oldu. Türkiye’deki devrimcilerin de (Deniz Gezmiş) başta olmak üzere birçoğunun hayatını okudum. Lütfen kusura bakmayın ama sizlerin tüm bu saydığım devrimcilere dair hiçbir benzerliğini bulamadım" diyerek Ural'ı eleştiren Peker, "istihbarat teşkilatlarına kas gücü olarak hizmet ederek solculuk yapamazsınız (Evrensel solculuk, devrimcilik mücadelesini mezhepsel bir mücadele haline çeviremezsiniz.). Bence geçmiş tarihlerde yaşanmış hatalı mezhep savaşlarındaki zulümleri yeni nesillere aktararak onları ölüme gidecek birer robota çeviren derebeyleri'nden başka hiçbir şey değilsiniz" ifadeleriyle Ural'ı devrimci olmamakla eleştirdi.
POLİSLE ÇATIŞIP ONURLUCA ÖLEN DEVRİMCİLERİN MEZARINDA DUA ETTİM
Peker, yıllar önce yaşadığı bir anıyı şöyle aktardı: "Gençliğimin ilk yıllarında Kadıköy'deki 18 Mart mahallesinin oralarda polisin bir hücre evine baskın yaptığını, baskın esnasında hücre evindeki militanların polislere 'Evde ufak çocuk var' diyerek önce çocuğu verdiklerini sonrasında ise çatışma boyunca marşlar söyleyerek öldüklerini, operasyona katılan bir polisten öğrenmiştim. Bu polisin onlar hakkında küfürlü konuşması sonucunda onunla tartışmış düşman olsa bile onurluca ölmüşler. Onlar bence daha iyi bir şekilde anılmayı hak ediyor demiştim (Taktir edersiniz ki o polis memuru ile bir daha aram hiç düzelmedi.) Daha sonraki yıllarda o insanların Karacaahmet mezarlığında gömülü olduğunu öğrendim. Mezarlarını ziyaret ederek onlara dua ettiğimde yanımdaki arkadaşlarım bozuldular. Ben dua etmek için ısrar edince bu sefer birileri görür, rezil oluruz,diye dua etmemem için rica ettiler. Ancak ben büyük bir keyifle mezarlarında dua ettim [Hatta mezar taşlarında (Öldüler ama yenilmediler.) tarzında bir yazı yazıyordu.] Daha sonraki yıllarda Gaziantep'te kendini dini motifli bir örgüt olarak tanımlayan kişilerin bulunduğu hücre evi, polisler tarafından çevrilince onların polislere “Evde bebek var bebeği dışarı yollayalım.” diyerek bir polis çağırdıklarını, daha sonrasında ise gelen polisi ŞEHİT ettiklerini basından öğrenmiştim. Meğerse polise evin içinden gösterdikleri bebek oyuncak bir bebekmiş. Kendilerince ölmeden önce hileye baş vurarak birkaç polis ŞEHİT etmek istemişler."
BENİM OKUDUĞUM DEVRİMCİLERE BENZEMİYOR
Peker, Ural'a yanıtında kendisini eski devrimcilere benzetemediğini söyleyerek şöyle eleştirdi: "Kusura bakmayın ancak sizin mücadele tarzınız, benim okuduğum ve duyduğum 60’lı, 70’li, 80’li yıllardaki devrimcilere hiç benzemiyor. Maalesef biraz önce anlatmış olduğum hile hurda yollarına başvuran sahte dinci örgüte daha çok benziyor. Yayınladığınız fiyakalı fotoğraflarda askeri kamuflajlı kıyafetlerinizi gördüm. Herhalde sizler o kıyafetleri giyince kendinizi büyük bir komutan zannettiniz. Bizim burada ki mercan yokuşunda o kıyafetlerin en kalitelisi 250 TL’ye satılıyor (Sünnet olurken ağlamayan çocuklara da komutancılık oynasın diye hediye olarak veriliyor.)."
BAYIRBUCAK'A GİTMEYECEĞİM ÇÜNKÜ...
Peker, konuşmasının devamında Ural'ın düelloya davet ettiği Türkmen Dağı'na neden gitmeyeceğini şöyle açıkladı: "Beni Bayırbucak'a davet edip yol paramı da karşılayacağınızı söyleyip incelik göstermişsiniz.Bunun için size teşekkür ederim. Ancak şu an orada benim adıma bulunan kardeşlerim var. Siz onlarla mücadeleye devam edin. Benim tüm bölgeyle ilgili ileriye dönük daha önemli planlarım var. Bunların altyapısını hazırlayabilmek için biraz daha çalışma yapmam gerekiyor. Ayrıca da siz oradaki devlet istihbaratları adına faaliyet gösteriyorsunuz. Bu şartlarda benim muhatabım siz değil bulunduğunuz ülkenin istihbarat başkanları ve yöneticileri olacaktır (Çünkü siz onların sadece kas gücüsünüz.)."
AKADEMİSYENLER İÇİN NE DEDİ
Peker, yanıtının sonunda akademisyenleri tehdit ettiğini ise reddetti. Kastettiğinin silahlı militanlar olduğunu söyledi: "Aydın görünümlü terör destekçileri için yazdığım yazıyı baştan sona kadar okumanızı da sizlere önemle tavsiye ederim.Ben silahı olmayanları tehdit etmedim. Bir gün önce 5 aylık bir bebeğin kanıyla banyo yapanların ve onları destekleyenleri eğer ki bir gün devletimizi yıkmayı başarırlarsa başlarına gelecekleri kendilerine açık bir şekilde söyledim!!!".
NE OLMUŞTU
Yeraltı dünyasının ünlü ismi Sedat Peker’in,“Barış için Akademisyenler İnisiyatifi” üyesi bin 128 akademisyenin bildirisinin ardından söylediği, “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve kanlarınızla duş alacağız” sözlerine Suriye'de rejim için savaşan Mihraç Ural' yanıt vermişti. Ural sosyal medya hesabından şunları söylemişti: "Sedat Peker'e çağrımdır. Türkmen dağı, Selma, Cisir el Şuğur seni bekliyor. Yiğitlik burada; sözden başka silahı olmayan akademisyenlere kabadayılık taslama. Sedat Peker, kan akıtma sevdanı, er meydanında gel de dök. Adam gibi şehit olmaya çalış. Yol ücretin ve çaylar benden, Bekliyorum seni cesur adam.