Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçiminde galip gelmesine rağmen gelecek yıl yapılacak olan genel seçim sonrası siyasi tablo netleşene kadar Türkiye'nin uluslararası piyasalardaki dalgalanmalar karşısında kırılganlığının devam etmesinin beklendiğini belirtti.
Moody's ayrıca Merkez Bankası'nın bağımsızlığı hakkında soru işaretleri oluştuğuna da dikkat çekti.
Moody's tarafından yayımlanan ve Türkiye'nin kredi notu üzerindeki kısıtlayıcı etkenlerin değerlendirildiği raporda, Erdoğan'ın galibiyetine rağmen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kredi notuna olan etkisinin gelecek yılki genel seçim ve sonrasında yeni hükümet kuruluncaya kadar belli olmayacağı ifade edildi.
Raporda siyasi tablo netleşene kadar Türkiye'nin yapısal kırılganlıklarını giderecek reformların geri kalabileceği ifade edildi.
"AKP içindeki dinamiklerin nasıl değiştiği ülkede 2013 ortasından bu yana süre gelen siyasi tansiyon ve belirsizlik ikliminin uzamasına neden olabilir. Siyasi tablo netleşene kadar Türkiye'nin yapısal reform gündemi aksayabilir" denilen raporda bu durumun belirgin dış kırılganlıkların devam ettiği bu süreçte ülkeyi uluslararası yatırımcı güvenindeki değişiklikler karşısında kırılgan hale getirebileceği vurgulandı.
Türkiye'nin kredi notu üzerindeki ekonomik ve kurumsal baskıları "yavaşlayan büyüme, yüksek enflasyon, belirgin dış kırılganlıklar ve merkez bankası dahil özerk bağımsız kurumların zayıflaması" olarak özetleyen Moody's, Ocak ve Temmuz ayları arasındaki faiz indirimlerinin "merkez bankasının bağımsızlığı" hakkındaki soru işaretlerinin artmasına yol açacağını belirtti.
İki temel gelişmenin siyasi tabloyu belirleyecek
AKP içindeki yapılanmanın ekonomi politikaları ve yönetime yansımalarının nihai olarak gelecek yılki parlamento seçimiyle netleşeceği tespitinde bulunan Moody's, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından iki temel gelişmenin siyasi tabloyu belirleyeceğine dikkat çekti.
AKP'de temel olarak "uzlaşıyla yönetime daha yatkın" Abdullah Gül öncülüğündeki kanat ile Tayyip Erdoğan'ın önderlik ettiği "daha otoriter" kanadın var olduğunu tespitinde bulunulan raporda, "Öncelikle Ağustos sonunda atanacak olan başbakan AKP içindeki dinamikler hakkında fikir verecek... Ardından parlamento seçimleri AKP'nin mecliste anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olup olmayacağını gösterecek... Seçimler ve sonrasında kurulacak hükümet AKP içindeki saflaşmanın ekonomi politikalarına ve yönetime nasıl yansıdığı konusunda sinyal verecek" denildi.
Türkiye için bu yılki büyüme beklentisini yüzde 3 olarak açıklayan Moody's, Irak ve Rusya kaynaklı jeopolitik risk nedeniyle net ihracatın büyüme üzerindeki olumlu etkisinin yılın ikinci yarısında azalmasının beklendiğini belirtti.
Büyüme üzerinde diğer riskin ise enflasyon olduğunu belirten kuruluş, geçen yıl sonundaki yüzde 7.4 düzeyinden Temmuz ayında yüzde 9.32'ye yükselen enflasyonun düşük tasarruf oranları ile birleştiğinde ekonomik büyüme üzerinde oynaklık yaratabileceğini belirtti.
Cari açığın dengelenmeye devam ettiğini belirten kuruluş, buna karşılık açığın "yüksek ve yabancı sermaye girişleri ile finansmana bağımlı" olduğunu belirtti.
Raporda daha önce Irak'taki krizin Türkiye'nin cari açığı için tehlike unsuru olduğu şeklinde ifade edilen görüş tekrar edildi.