BORSATEK.COM - Moody's Cuma günü yaptığı açıklamada, iyileşen yönetişim ve enflasyondaki ilerleme nedeniyle Türkiye'nin kredi notunu yükselttiğini, görünümü ise "pozitif" olarak koruduğunu söyledi.
Barrons.com sitesinde konuya ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi;
"Moody's Cuma günü yaptığı açıklamada, iyileşen yönetişim ve enflasyondaki ilerleme nedeniyle Türkiye'nin kredi notunu yükselttiğini, ülkenin görünümünü ise "pozitif" olarak koruduğunu söyledi.
Bu değişiklik, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın enflasyonla mücadele aracı olarak faiz artırımına karşı tavrından vazgeçmesine neden olan yaşam maliyeti kriziyle mücadele ettiği bir dönemde geldi.
Haziran ayında ülkenin yıllık enflasyon oranı yüzde 71,6 seviyesinde gerçekleşti; tüketici fiyatları artışları Mayıs ayında yüzde 75,45 ile zirve yaptıktan sonra yavaşladı.
Moody's Cuma günü yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kredi notunun B3'ten B1'e yükseltildiğini söyledi.
Ajans, bunun büyük ölçüde "yönetişimdeki gelişmelerden, daha spesifik olarak ortodoks para politikasına kararlı ve giderek daha iyi yerleşen dönüşten" kaynaklandığını ekledi.
Moody's Ratings, "Enflasyon ve iç talebin ılımlılaşmaya başlaması, enflasyonist baskıların önümüzdeki aylarda ve 2025'te önemli ölçüde azalacağına dair bize daha fazla güven verdi" dedi.
Türkiye merkez bankasının para politikasının güvenilirliğini artırdığını ve bunun Türk lirasına olan güveni yeniden tesis ettiğini kaydetti.
Ancak "siyasi riskin bir derecelendirme kısıtlaması olmaya devam ettiği" konusunda uyardı.
Mart ayında yapılan belediye seçimlerinde Erdoğan'ın AKP partisinin yaşadığı ciddi seçim yenilgisinin sorumlusu olarak tüketici fiyatlarındaki şaşırtıcı artış ve Türk lirasındaki değer kaybı gösterildi.
Raporda, para politikasının etkinliği arttıkça, makroekonomik istikrar ve daha güçlü kurumların ülkenin çeşitlendirilmiş ve rekabetçi ekonomisi gibi güçlü yönlerinin ön plana çıkmasına olanak verebileceği belirtildi.
Moody's, bu durumun özellikle ekonomi politikalarındaki değişimin uzun süreli enflasyon şokları riskini azaltan yapısal değişikliklerle birleştiği durumlarda geçerli olduğunu söyledi.