Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin seçim sonrası kredi profiline makro ekonomik politikaların yön vereceğini açıkladı.
Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, “Türkiye’nin seçim sonrası kredi profiline makro ekonomik politikalar yön verecek. İdari başkanlık modeli, Cumhurbaşkanlığı'na politik ve ekonomik geniş güçler sunuyor.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada geçen yıl Türkiye’de yapılan anayasal düzenlemelerle Cumhurbaşkanlığı’nın yetkilerinin genişletildiği belirtilerek, “Genişletilmiş yetkiler Cumhurbaşkanı’nın eline politika yapımı konusunda birincil sorumluluk veriyor. Sayın Erdoğan’ın hükümetinin benimseyeceği makroekonomik politikalar, son iki yılda genişlemeci mali ve para politikası ile artan dış hassasiyetlerin tersine çevrilip çevrilemeyeceği konusunda nihai belirleyici olacak.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Moody’s açıklamasında, son dönemde politika düzenlemelerinin Türkiye’de şirketlerin ve bankaların para birimindeki değer kaybının etkilerine maruz kalmasına yol açtığı, cari açığın artış kaydettiği belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Türk lirasındaki ve iç talepteki zayıflamanın etkisiyle bu yılın ikinci yarısında azalmış olsa bile, cari açık Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 6’sı (50 milyar ABD doları) seviyesinde seyredecek. Ekonominin son yıllardaki büyümesine rağmen, Türk otoriteleri, devam eden dış açığı artıran yapısal ekonomik problemlere cevap verilmesi konusunda sadece sınırlı bir ilerleme kaydetti. Artan genişlemeci mali politika büyümeyi sürdürülemez seviyelere kadar artırdı. Öte yandan sürdürülebilir temelde potansiyel büyümeyi artırmayı hedefleyen uzun vadeli ekonomik reformlar, büyük oranda göz ardı edildi.”
Türkiye ekonomisinin hassasiyetlerine rağmen son yıllarda bir dizi ekonomik ve finansal şokun üstesinden geldiği belirtilirken, “Bu direnç, büyük ve çeşitliliğe dayanan ekonomiden, güçlü mali pozisyondan ve ılımlı küresel parasal şartlardan kaynaklı temel kredi güçlerini yansıtıyor.” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada Türkiye’nin kredi notuna ilişkin değerlendirmenin yeni hükümetin kapasitesine, niyetine, sürdürülebilir büyümenin sağlanmasını sağlayacak politikaların uygulanmasına ve mali gücün korunmasına odaklanacağı kaydedildi.
Bu alanlarda sağlanacak ilerlemenin ve uygulanacak politikaların ekonomideki güveni artırabileceği, cari açığın finansmanı için gerekli finansmanın sağlanması konusunda destekleyici olabileceği belirtildi.