Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Albert Saydam, otomotiv sektöründeki güncel gelişmeler ve tedarik sanayisinin gelecek beklentilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Habertürk'ün haberine görre dünya otomotiv sektöründe ciddi bir belirsizlik olduğundan bahseden Saydam, "Bu belirsizliği doğuran birkaç neden var. Tabii ki pandemi, tabii ki tedarik zincirindeki kriz, bir de tabii ki elektrifikasyon. Bunun haricinde maliyetleri yönetmekte zorlanılıyor. Bu veriler bizim daha çok alıştığımız ama Avrupa’nın veya Batı ülkelerinin pek alışmadığı veriler. Dünya otomotiv sektörünün genel ve hemfikir olduğu bir görüş, 'küresel olarak 2022 çok daha zor bir yıl olacak' şeklinde. Pandemi olduğu dönemde, '2021’de toparlanacağız, 2022’de ise dünya otomotiv sektörü olarak 2019’un üstüne çıkacağız' görüşü hakimdi. Hatta 2023’lerde 100 milyon araçlık rakama ulaşılacak diye bir varsayım vardı. Şu anda bu mümkün olmayacak, hatta 2022’nin bile ne olacağı bile bilinmiyor" ifadelerini kullandı.
Saydam, Türkiye'nin dünyada otomotiv üretimi olarak 13’üncü, pazar olarak da 17’nci sırada olduğunu kaydederek, "Dünya otomotiv sanayinde bu sene 210 milyar dolarlık bir kayıptan bahsediliyordu. Şu anda bu rakam 250 milyar dolara doğru gidiyor. Dünya otomotiv ticaretindeki payımızda yaklaşık 1.5 ila yüzde 1.7’dir. Dolayısıyla basit bir hesapla bizim de yaklaşık olarak 3 milyar dolarlık, 3-4 milyar dolarlık bir kaybımız var. Biz derken Türk otomotiv sanayi, tedarik ve ana sanayi dahil" dedi.
'ADIMLAR ATILIRSA TÜRKİYE SIÇRAMA GERÇEKLEŞTİREBİLİR'
Eğer doğru adımları atılırsa, Türk otomotiv tedarik sanayinin bir sıçrama gerçekleştirmesinin mümkün olduğunu belirten Saydam, "1990larda 19’uncuyduk. Sonra 16’ncı olduk. Şu anda 13’üncü sıradayız. 10’uncu sıraya çıkabiliriz. Şu anda yaklaşık olarak 11-11.5 milyar dolar gibi bir ihracatımız var. İki sene içinde bu tutar 15 milyar dolara çıkabilir. Fakat, bugünkü durumumuz ne yazık ki pandeminin en yoğun yaşandığı duruma benzer bir durum. İzinleri kullandırıyoruz. Kapasite kullanımımızda ciddi bir azalma var. Bazı adımlar atılırsa, özellikle ihracatta bu kayıpların kapatılabileceğini tahmin ediyoruz" görüşünü paylaştı.
Saydam, atılmasını bekledikleri adımları ise KOBİ tanımının genişletilmesi, brüt-net ücret farkının OECD düzeyine getirilmesi ve hammadde üzerindeki ek vergilerin kaldırılması şeklinde sıraladı.
Saydam, "3-4 yıl önce hammadde ve ara mamullere ek vergiler konulmuştu. Bu ek vergilerle payımızı artırmak mümkün değil. Brüt-net ücret farklılıkları bizde OECD ortalamasının yüzde 11 üzerinde. Bu brüt-net yükünü ortadan kaldırmak lazım. Diğer bir talebimiz de KGF konusunda. Bu destekler KOBİ’lere yönelik. Ancak KOBİ’lerin tanımını gözden geçirmek lazım. Almanya’da mesela KOBİ’ler 50 milyon Euro, yani 550 milyon TL ciro’ya kadar olan şirketleri kapsıyor. Bizde ise bu rakam 125 milyon TL. Ancak otomotivde yapılan yatırımlar otomotiv tedarik sanayinde yüksek olmak durumda. Buna göre cirolarımız da farklı. Tüm bu taleplerin hep beraber irdelenip hayata geçirilmesi lazım" dedi.
'BEKLENTİMİZ DENGELİ KUR'
TAYSAD Başkanı Saydam, döviz kurlarındaki son 1 haftaki yükselişi değerlendirerek, "Beklentimiz, dengeli bir kur olması. Şu anda hiç birimiz bir plan yapamıyoruz, ödememizi bugün mü yapalım yarın mı? Bugün ve yarın arasında kurda ne fark olacak? Sonuçta çipten başlayarak alüminyum, çelik, plastik, kauçuk ve birçok ara mamulde ve hammaddede dışa bağımlıyız" dedi.
Yakın gelecekte toplam otomotiv ihracatı içinde tedarik sanayinin payının artacağını da söyleyen Saydam, "2021’de artacak, 2022’de daha da artacak. Yüzde 33’ten 41’e çıktı payımız. Bunun zaten doğal akışında 42-43’lere çıkacağını öngörüyoruz ancak bu noktada biz adetleri de arttırarak, yüzde 50’lere çıkmayı hedefliyoruz" diye konuştu.