Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafnıdan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıklana 2025-2027 dönemini içeren Orta Vadeli Program'da (OVP) büyüme hedefinde düşüş, enflasyon hedeflerinde de artış dikkat çekti.
OVP ile ilgili tahminleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen ve ekonomi yönetimiyle birlikte iş dünyasından temsilcilerin de yer aldığı toplantıda açıkladı.
Yılmaz, Türkiye ekonomisinin gelecek üç yılını şekillendirecek olan Orta Vadeli Programa ilişkin politika çerçevesini, hedefleri ve uygulama araçlarını sizlerle paylaşmak üzere toplandıklarını belirterek, ekonominin büyümesi, istihdam görünümü, finansal ve fiyat istikrarı gibi kritik alanlarda nasıl bir yol haritası izleyeceğini ve program yaklaşımını ortaya koydu.
OVP'nin, makroekonomik politika çerçevesi ve hedefleri ile öncelikli reform alanlarını ve takvimini ortaya koyduğunu dile getiren Yılmaz, "Bu kapsamda, ekonomik istikrarı sağlamak ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için belirlenen politikalar ve reformlar, önümüzdeki üç yıllık dönemde ekonomimizin yol haritasını oluşturacaktır.
Bu çok yönlü ve katılımcı süreçle birlikte, siyasi sahiplenmenin yanı sıra OVP’nin tüm kesimler tarafından sahiplenilmesi ve uygulanabilirliğinin artırılmasını hedefliyoruz.
2025-2027 dönemini kapsayan OVP hazırlıkları belirli bir takvim çerçevesinde planlanmış ve adım adım ilerlemiştir.
Öngördümüz takvime uygun olarak dezenflasyon sürecinin etkileri 2024 yılı Haziran ayından itibaren başladı" dedi.
OVP'de TÜFE beklentileri yükseldi
2024 yılı için yüzde 33 olan enflasyon yüzde 41,5 yükselirken2025 yılı için yüzde 15,2 olan TÜFE beklentisi yüzde 17,5'e çıkarıldı. 2026 yılı için yüzde 8,5 olan hedef yüzde 9,7'ye yükseltilirken 2027 yılı için enflasyon hedef yüzde 7 olarak belirlendi.
Büyüme tahmini yüzde 3,5'e düşürüldü
OVP'de açıklanan tahminlere göre 2024 yılı büyümde gerçekleşme tahmini yüzde 3,5 oldu. Bir önceki OVP'de büyüme yüzde 4 olarak öngörülmüştü. 2025 yılı için büyüme tahmini ise bir önceki progama göre yüzde 0,5'lik bir düşüş kaydederek, yüzde 4 olarak belirlendi. 2026 yılı için yüzde 4,5; ve 2027 yılı için yüzde 5'lik büyüme belirlendi.
Üç yıllık yol haritasında cari açık tahmini düşürüldü
OVP'de cari açık 2024 yılı için yüzde 3,1'den yüzde 1,7'e çekilirken, 2025 yılı için yüzde 2,6'dan yüzde 2'ye düşürüldü. Sonraki yıl yüzde 1,6 düşürülen cari açık 2027 yılı için de yüzde 1,3 olarak belirlendi.
İşsizlikte düşüş öngörüldü
İşsizlik oranı tahmini 2025 yılında yüzde 9,6'ya sonraki yılda yüzde 9,2 ve 2027 yılı için de yüzde 8,8'e indirildi.
Yılmaz işsizliğe ilişkin olarak, "Son bir yılda istihdam güçlü artışını sürdürürken işsizlik oranları önemli düzeyde gerilemiştir.
2023'ün ikinci çeyreğinde 31 milyon 556 bin kişi olan istihdam, 2024 yılının ikinci çeyreğinde 32 milyon 661 bin kişiye ulaşmıştır. Son 1 yılda 1 milyon 105 bin ilave istihdam imkanı oluşmuştur. Bu artış, ekonominin farklı sektörlerinde istihdam olanaklarının arttığını ve işgücüne katılımın desteklendiğini göstermektedir.
Diğer yandan, işsizlik oranlarına baktığımızda, 2023 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 9,7 olan işsizlik oranı, bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 8,8'e gerilemiştir. İşsizlik oranındaki bu düşüş, istihdam artışının ve ekonominin genel olarak güçlenmesinin bir sonucudur.
İstihdamdaki artış ve işsizlikteki düşüş, uygulanan ekonomi politikalarının etkinliğini ortaya koymaktadır. İstihdamın artırılması ve işsizliğin azaltılması yönündeki bu olumlu eğilimlerin, yeni OVP döneminde de devam etmesini hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
Bütçe açığında daralma hedeflendi
2023 yılı için Bütçe Kanunu ile öngöralen bütçe açığı yüzde 3,5 iken yaşanan deprem felaketi ve bunun ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin yansımasıyla Eylül ayında OVP’de yüzde 6,4 oranında bir bütçe açığı öngörülmüştü. Uygulanan maliye politikalarıyla 2023 yılının Aralık ayı itibarıyla bütçe açığı yüzde 5,2'ye gerilediğini belirten Yılmaz, "Bu rakamın yüzde 3,6’lık kısmı doğrudan deprem etkisinden kaynaklanmıştır. Bununla birlikte, bu amaçla yapılan harcamalar geçici özellik taşıdığından yapısal dengeyi bozmamaktadır. Ayrıca depreme yönelik harcamaların önemli bir kısmı yatırım niteliği taşımaktadır" dedi.