Avusturyalı enerji şirketi OMV tarafından satışa çıkarılan Petrol Ofisi için hem Türkiye hem de dışarıdan şirketlerin ilgilendiği açıklandı
»» OMV'DEN PETROL OFİSİ AÇIKLAMASI
Şimdi piyasada herkes POAŞ’ı kim alacak sorusuna cevap arıyor. Peki POAŞ’ı kim neden alabilir?
Enerji sektörünü yakından izleyen, Dünya fgazetesi yazarı ve Enerji Günlüğü Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kara, bu soruya cevap arayan bir yazı kaleme aldı. İşte olasılıklar…
POAŞ’I OPET ALIR MI?
Bu soruya olumlu cevap vermek zor. Çünkü POAŞ istasyon yaygınlığı açısından hala bir numara ve bu özelliğinin de etkisiyle pek çok kalemde pazar birincisi. OPET de pazarın ikincisi sayılıyor. İşte bu iki gücün bir araya gelmesi, pek çok alt kalemde neredeyse yeni bir tekel ortaya çıkarır. Böylesi bir durumun rekabeti bozacağı ortada. O yüzden OPET talip olsa bile bu şirketi almasına izin verilmesi ihtimali düşük. Yani bu seçeneği eledik.
SHELL-TURCAS İHTİMALİ VAR MI?
Pazarın bir diğer güçlü oyuncusu Shell - Turcas’a bakalım. Onlar POAŞ’ı almak ister mi? Aslında isterler ama bu ölçekte bir varlığı alıp Shell markası altında eritmek de çok kolay olmaz. Bu yüzden Shell bu konuyu birkaç kez düşünür. Yani onların alma ihtimali de çok zayıf.
DEMİRÖREN’İN GÜCÜ YETER Mİ?
Fransız sermayeli Total, Türkiye pazarında bir türlü istediği güce erişebilmiş değildi. O yüzden Türkiye operasyonunu Demirören Grubu'na devretti. Demirören, LPG pazarında da bulunduğu için otogaz tarafındaki sinerji yaratma potansiyelinin desteğiyle bunu yaptı. Şimdi Demirören Grubu POAŞ’ı alırsa, bir anda pazar lideri olabilir. Daha yeni bir devralma operasyonu gerçekleştirmişken Demirören'in de bu işi tek başına yapması çok zor. Yani o ihtimali de eleyebiliriz.
BP’NİN İLGİLENMEMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ
BP de Türkiye pazarındaki önemli oyunculardan bir diğeri. BP, petrolün çıkarılmasından lojistiğine, rafinajından dağıtım ve satışına kadar dikey bir entegrasyona sahip. Türkiye gibi görece büyük bir pazarda kendisini bir anda lider yapacak bir operasyon olur POAŞ’ı alması. Yani hiç yabana atılacak bir ihtimal değil bu. Ancak BP’nin, Meksika Körfezi’ndeki çevre faciası nedeniyle başına açılan dertlerin yanı sıra, petrol fiyatlarındaki gerileme nedeniyle de pek çok operasyonunu askıya aldığı biliniyor. Tüm bunlara rağmen konuyla ilgilenmesi şaşırtıcı olmaz.
DOĞAN-AYTEMİZ İKİLİSİ İSTER AMA…
Pazarın en ilginç oyuncularından biri de Aytemiz. Bu markanın iki ortağı var. Biri Petrol Ofisi’nin eski sahibi Doğan Grubu. Diğer ortak da geçmişte sektörde önemli bir oyuncu olan Aytemiz Ailesi. Eski operasyonlarını Rus Lukoil’e sattıktan sonra Aytemiz markasıyla sektöre yeniden dönüş yapan Aytemiz Ailesi, daha sonra Doğan Grubu ile yarı yarıya ortaklıkla yoluna devam etmeyi tercih etti. Aslında Aytemiz markası, pazarda bir numara olma hedefine, tek bir satın almayla ulaşabilir. Ancak böylesi bir satın almanın nasıl finanse edilebileceği en önemli mesele. POAŞ’ı almak isterler ama sonuca ulaşmaları biraz zor görünüyor.
LUKOIL’İ AKDENİZ’E TAŞIYABİLİR
Sırada Ruslar var. Türkiye’de Aytemiz Ailesi’nden aldığı Aypet ile kendi markası Lukoil’i bir arada kontrol eden Rus Lukoil, pazarda gücünü pekiştirmek istiyor. Çünkü Ruslar’ın Karadeniz çevresindeki rafinaj kapasiteleri yüksek ve Akdeniz piyasasında daha güçlü hale gelme hedefleri açısından POAŞ’ı almaları çok işlerine yarar. Bu yüzden POAŞ’ı ille de ülke dışından biri alacaksa en yüksek ihtimallerden biri Lukoil’dir.
EN ÇOK SOCAR’IN İŞİNE YARAR
Ve kalıyor geriye pazar dışından gelebilecek oyuncular. Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR bunların başında geliyor. Azeriler petrolün arama, üretim, taşıma, rafinaj ve satışı gibi tüm aşamalarında var olup dikey entegrasyonunu tamamlama yolunda. Aslında bu entegrasyon kısmen mevcut ama bunu Kafkasya’nın ötesine, özellikle Akdeniz’e yaymak gibi bir hedefleri de var. İzmir Aliağa’ya petrol rafinerisi kuruyorlar.
Bu tesis iki yıl içinde devreye girebilir. Dolayısıyla SOCAR Petrol Ofisi’ni satın alarak Türkiye akaryakıt pazarına güçlü bir oyuncu olarak giriş yapabilir. Böylece Aliağa’daki STAR Rafinerisi’nden çıkacak akaryakıtın pazarını da büyük oranda kazanmış olur. Azerbaycan’ın petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki düşüşün de etkisiyle yaşadığı ekonomik sıkıntılar olumsuz bir faktör gibi gözükebilir. Ancak kardeş ülkenin uzun vadede ciddi kazanımlar sağlayacak böylesi bir stratejik adımı krize yem etmesi beklenemez.
İŞTE O YAZININ TAMAMI