Yurt içi piyasalar, kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesine tepki vermedi.
Moody's'in günün ilk saatlerinde yayımladığı Türkiye değerlendirmesinde, kredi notunun düşürülmesine karşın borsa yükseliş eğilimini sürdürdü, döviz kurları ve faizler ise uluslararası piyasalara paralel sınırlı artış kaydetti. Moody's, Türkiye'nin "Ba1" olan kredi notunu "Ba2"ye indirirken, not görünümünü ise "durağan" olarak açıkladı.
Moody's kararı ve Avrupa borsalarındaki değer kayıplarına karşın dünkü pozitif seyrini devam ettirerek güne artışla başlayan BIST 100 endeksi, açılışın ardından devam eden alımlarla 117.400 puana kadar çıktı. Önceki kapanışa göre yüzde 0,4 değer kazanan Borsa İstanbul'da, hesaplanan sektör endekslerinin şu dakikalarda 4'ü hariç tamamının artıda olması da dikkati çekiyor. Avrupa borsaları ise güne yaklaşık yüzde 0,1 değer kayıplarıyla başladı.
Dün yurt içi piyasaların kapanışında 3,80'in hemen üzerinde işlem gören dolar/TL, bugün 3,79-3,82 bandında dalgalanmasının ardından yüzde 0,4 artışla 3,8150 seviyesinde dengelendi. Dolar/TL, gelişmekte olan ülke para birimlerine paralel bir seyir izlerken, avro/TL de 4,7330’dan satılıyor. TL'nin aynı sepette değerlendirildiği gelişmekte olan ülke para birimlerinden Güney Afrika randı şu dakikalarda yüzde 0,8 değer kaybederken, Güney Kore wonu yüzde 0,4, Hindistan rupisi yüzde 0,3 ve Brezilya reali de yüzde 0,1 geriledi.
Tahvil-bono piyasasında, gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 13,32’den yüzde 13,45’e çıkarken, 10 yıllık tahvil faizlerinin ise dünkü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kararlarının ardından başlayan yükselişini sürdürerek yüzde 12,2'den yüzde 12,8'e çıktığı görülüyor. TCMB dün beklentiler doğrultusunda faizleri değiştirmezken, karar metni “şahin” olarak değerlendirildi.
Not indirimi ve değerlendirmeler ekonomik gerçeklerle uyuşmuyor
Analistler, Moody's'in not indirimi ve değerlendirmelerinin ekonomik gerçeklerle uyuşmadığını belirterek, kredi derecelendirme kuruluşlarının 2008 küresel krizindeki büyük hataları ve sonrasındaki siyasi kararları nedeniyle tüm dünyada etkilerinin azaldığı bir döneme girildiğini kaydetti.
Gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak hem bilgiye erişim hem de verileri işleme kabiliyetinin arttığı bu dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarına olan ihtiyacın her geçen gün daha da azaldığını kaydeden analistler, piyasa oyuncularının kredi derecelendirme kuruluşlarının çok önünde hareket ettiğini ve fiyatlamalarını yaptığını söyledi.
Analistler, TCMB’nin, yüzde 10,26’lık enflasyonun yaklaşık 250 baz puan üzerinde bir fonlama maliyeti ile sıkı para politikası uyguladığını ve söylemlerinde "şahin" duruşunu sürdürdüğünü belirtti.
Mali politikalardaki genişleme adımlarının da büyümeyi desteklediğini ve böylece Türkiye'nin 2017 yılında dünyaya parmak ısırtan bir büyüme ivmesi yakaladığını söyleyen analistler, jeopolitik riskler açısından öne çıkan Suriye'de ise Türkiye'nin başarılı diplomatik adımlarıyla sorunsuz bir şekilde ilerleme sağlandığını dile getirdi.