Herkes biliyor… Ekonomi yönetimi de sermaye piyasası oyuncuları da ekonomistler de. Hatta sokaktaki vatandaş da biliyor. Dolar patladı patlayacak. Ama kimse bir şey yapmıyor, yapamıyor. Tıpkı dünyaca ünlü yazar Gabriel García Márquez’ün ünlü romanı Kırmızı Pazartesi’ndeki gibi. Herkes bir cinayet işleneceğini biliyor, ama kimse bir şey yapmıyor.
Türkiye’de alışkın olunduğu üzere, ekonominin en önemli barometresi dolar kurudur. Dolar kurundaki yükseliş her zaman bir krizin habercidir. Hızlı, sert yükseliş ise krizin bizatihi kendisidir. 1994 krize de, 2001 krizi de bu halkın hafızasına kazınmış durumda. Geçen yıl kasım ayının sonunda 8 TL civarındaki dolardaki hızla yükselmiş ancak 17 TL’de civarında durdurulabilmişti. 21 Aralık 2021 gecesi şapkadan tavşan çıkaran ekonomi yönetimi, kur korumalı mevduatı açıklayarak kurdaki yükselişi kesebildi.
KKM’nin açıklanmasından sonra biraz düşen dolar bir süre sonra yine yükselmeye başladı. Bununla birlikte KKM cazibesini kaybettikçe bankalar üzerinde baskılar arttı. Kur artışını önlemek için serbest kur rejimi adeta çöpe atıldı. Ekonomi yönetiminin tam saha pres yaptığını, piyasayı şekillendirdiğini artık herkes biliyor.
Ekonomi yönetimin tüm çabalarına rağmen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi yaklaştıkça dolar kuru yukarı yönlü baskısını artırıyor. Son olarak kur korumalı mevduatta uygulanan faiz üst sınırı serbest bırakıldı. Bunun ise ne kadar işe yarayıp yaramayacağı belli değil.
Uluslararası kurumların raporlarından, aracı kurum raporlarına, ekonomist yorumlarından, iktisat hocalarına hemen herkes doların seçime kadar baskılanacağını, seçimden sonra ise en iyi ihtimalle 24 TL’ye kadar çıkabileceğini hatta büyük şok dalgalarının yaşanabileceğini söylüyorlar.
Ekonomi yönetimin de bu durumu açıkça gördüğü aşikar. Ancak seçim sonrası için bir piyasaları vatandaşı rahatlatacak bir açıklaması, düzenlemesi yok.
Herkes 15 Mayıs Pazartesi sabahında döviz korunda sert hareket bekliyor. Milyonlarca kişi bunu biliyor. Borsa İstanbul yatırımcıları, döviz yatırım yapan vatandaşlar, kur korumalı mevduata geçenler, bankacılar, ihracatçılar, ithalatçılar… Yani milyonlarca insan tedirgin, sonucu biliyor, ama kimse bir şey yapmıyor. Gabriel García Márquez’ün ünlü romanı Kırmızı Pazartesi’ndeki gibi dolar 24 TL veya 30 TL olduğunda kimse şaşırmayacak. Bu gidişle 14 Mayıs Pazar günü yapılacak seçimin ardından 15 Mayıs Pazartesi Türkiye’de piyasaların Kırmızı Pazartesi’si olacak (mı)?