Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesi nedeniyle Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, dün gece Rusya’ya dönük yeni yaptırımları açıkladı. Yaptırımlar arasında Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkartılması da yer aldı. Ayrıca batılı güçler Rusya Merkez Bankası’nın rezervlerini kullanmasını engelleyecek ve kurumlara yeni yaptırımlar uygulayacak.
Sözcü'nün haberine göre Leyen, “Avrupa Birliği ve ortakları, Putin'in savaş makinesini finanse etme yeteneğini sekteye uğratmaya çalışıyor. AB liderlerine şu önlemleri önereceğim, belirli sayıda Rus bankasının SWIFT'ten kaldırılmasını sağlamayı taahhüt ediyoruz .Bu, bankaların uluslararası finansal sistemden kopmasını ve küresel olarak faaliyet gösterme yeteneklerine zarar vermesini sağlayacak” dedi.
Söz konusu yaptırımla Rus ihracat ve ithalatına dünya çapında sınırlama geleceğini belirten Leyen, “SWIFT, dünyanın en yaygın bankalar arası ödeme sistemidir. Bankaların bu sistemden çıkarılması, finansal işlemlerinin çoğunu dünya çapında yürütmelerini engelleyecek ve Rusya'nın ihracat ve ithalatını etkin bir şekilde engelleyecektir” diye konuştu.
Konu ile ilgili SWIFT’den yapIlan açıklamada, kurumun yaptırımlar üzerinde hiçbir etkisinin olmadığını ve bunları uygulama kararının hükümetlere ait olduğunu duyuruldu. Açıklamada, “Belçika yasalarına göre kurulmuş olduğumuz için yükümlülüğümüz, ilgili AB ve Belçika düzenlemelerine uymaktır” denildi.
Peki SWIFT sistemi nedir ve Rusya bu sistemden atılırsa ne olur?
1973’te kurulan SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication / Dünya Bankalar Arası Finansal Telekomünikasyon Derneği), merkezi Belçika’da bulunan ve dünya genelinde 200’ün üzerindeki ülkeden 11 binin üzerinde banka ve finansal kurumun kullandığı mesajlaşma sistemine verilen isim.
SWIFT, tek bir kurumun kendi sistemini geliştirmesini ve tekel olmasını istemeyen Amerikan ve Avrupa bankaları tarafından ortak bir şekilde yaratıldı. Sistem ABD ve İngiltere Merkez Bankaları da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki büyük merkez bankalarıyla ortaklaşa bir şekilde Belçika Merkez Bankası tarafından denetleniyor.
SWIFT sistemi ile her gün trilyonlarca dolar el değiştirirken, günde 40 milyondan fazla mesaj gönderiliyor. Bu mesajların yüzde 1’inden fazlasının Rus ödemelerini içerdiği düşünülüyor.
Bir ülkenin SWIFT’den çıkarılması, kilit bankaların küresel finansal sistemden büyük ölçüde kopacağı anlamına geliyor. Moskova’nın SWIFT’den dışlanması sonrası Rus bankaları, diğer ülkelerdeki bankalarla güvenli bir şekilde iletişim kurmak için alternatif yollar arayacak.
SWIFT’ten çıkartılan Rus kuruluşlar, SWIFT tarafından sağlanan normal sorunsuz ve anlık işlemlere erişimi kaybedecek. Rus bankaları ile işlem yapan finansal ve ticari kuruluşlar bu bankalarla doğrudan anlaşma kurmak zorunda kalacak. Bu da gecikmeler ve ek maliyetler yaratacak.
Rusya Merkez Bankası daha önce olası bir yaptırımdan korunmak için Mir adı verilen bir ödeme sistemi geliştirmişti. Ancak, şu anda sadece birkaç yabancı ülke bu sistemi kullanıyor. Yaptırımlar nedeniyle bu sistemin yaygınlaşması bekleniyor.
Bloomberg’in aktardığına göre, batıcı bir düşünce kuruluşu olan Atlantik Konseyi’nin JeoEkonomi Merkezi direktörü Josh Lipsky konu ile ilgili, “Rusya’yı SWIFT’den çıkarmak önemli bir adım ama sihirli bir değnek değil. Rus bankalarının faaliyet göstermesi için hala alternatif yollar var. Bu yüzden mesajlaşma sistemine değil paraya odaklanmak önemli” değerlendirmesinde bulundu.
Daha önce İran, Tahran’ın nükleer programında yaşanan gelişmelerin ardından 2014 yılında SWIFT’den çıkarılmıştı.
İran sistemden 2012 yılında men edilmişti. Sistemden dışlanan ülke, petrol ihracat gelirlerinin neredeyse yarısını ve dış ticaretinin yüzde 30’unu bu yüzden kaybetti.