Hidroelektrik santrallerden elektrik üretiminde gerilemenin ikinci yılında da devam etmesinden endişe ediliyor. Ekonomi Gazetesi'ne bilgi veren Hidroelektrik Santralları Sanayi İşadamları Derneği (HESİAD) Başkanı Fahrettin Arman, 2022’nin son dönemin en kurak yıllarından biri olduğunu hatırlatarak, 2023 yağış sezonunun da son 63 yılın en kurak dönemi olarak geçirildiğini söyledi. Hidroelektrik santrallerin (HES) 2022’te toplam enerji üretimi içindeki payının yüzde 19’a gerilediğini belirten Arman, 2023’te ise bu payın yüzde 15’lere kadar düşmesini beklediklerini açıkladı.
HES'lerin payı 5 puan daha gerileyecek
Fahrettin Arman, Ocak ayında EKONOMİ’ye yaptığı açıklamada, Şubat ve Mart aylarının kar yağışını izleyeceklerini belirtmişti. Arman, “Geçen sene (2022) uzun dönemli yağış ortalamasının yüzde 46 altındaydık. Bu seviye ile 2022’de HES’lerin elektrik üretimindeki payı da yüzde 19-20’lerdeydi. Bunun bir yüzde 5 daha aşağı gelebileceğini düşünüyoruz. HES’lerin üretimdeki payı bu yıl yüzde 15’lerde olabilir. Kasım 2022 ile Mart 2023 arasını kapsayan 2023 su yılına, baktığımızda son 63 yılın en kurak dönemi. Uzun yıllar ortalamasının çok altındayız. Özetle bu yıl HES’ler açısından oldukça zorlu olacak. Nehir tipi HES’lerde yağmurlar anlık artışlar sağlasa da genel içinde büyük fark yaratmaz” dedi.
Barajların beslenmesinde ana etkinin karların yer altı sularını beslemesi olduğunu hatırlatan Fahrettin Arman, bu yılki yağışların bu süreci karşılamayacağının altını çizdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle petrol, doğalgaz ve kömürde yaşanan fiyat şokunun sektörü zorlamasını engellemek amacıyla Azami Uzlaştırma Fiyat Mekanizması (AUF) oluşturmuştu. Bu mekanizmada, görece düşük maliyetli kalan yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim yapanların gelirlerinden havuza aktarılan paylarla, diğer kaynaklara bağlı üretim yapanlar desteklenmişti. AUF uygulama süresi Mart ayı sonunda tekrar uzatıldı.
HES'ler AUF mekanizmasından çıkarılmalı
Yenilenebilir enerji üreticisi sayılan HES’lerin AUF mekanizmasından çıkarılmasını talep ettiklerini vurgulayan Fahrettin Arman “Ana beklentimiz AUF dışında tutulmamızdı. En azından bize ürettiğimizi serbest piyasada satma imkanı sağlanması için talepte bulunduk ancak gerçekleşmedi. AUF Rusya-Ukrayna savaşı sonrası yükselen doğalgaz ve kömür fiyatlarından gelmişti. Şimdi doğalgaz fiyatları sava öncesi döneme döndü. Ancak yine bir 6 ay uzatma geldi” diye konuştu. Sektörde yatırım yapan firmaların bazılarının HES dışında başka kaynaklara dayalı üretimi de bulunduğunu ve finansman sorunlarını grup içinde çözdüklerini aktaran Arman, az sayıda firmanın ise doğrudan HES yatırımcısı olduğunu, bu şirketlerin faaliyetlerini finanse etmekte güçlük çektiklerini kaydetti.
İletim tarifelerindeki yüzde 320’lik artışın üretimin düştüğü bir ortamda ilave sıkıntı yarattığını da kaydeden Fahrettin Arman, “İletim tarife artışı yüzde 320’yi buldu. Sadece bu değil, her türlü maliyet arttı, genel giderler, işçilik, iletim bedelleri… Ancak gelirler bir türlü artmıyor. Bu durum sektör açısından ciddi bir sorun” dedi.
Türkiye’de mevcutların dışında özel sektörün yeni hidroelektrik santrali yatırımı projesi bulunmadığını belirten Fahrettin Arman, bunda ana nedenin yüksek faizler, kredi kuruluşlarının seçim sonuçlarını beklemesi ve piyasa koşulları olduğunu vurguladı.