Sigorta Tatbikatçıları Derneği (STD) Başkanı Fahri Altıngöz, “Poliçenin teminat yeterliliği ve limitlerin uygunluğundan emin olmalıyız. Hasarı tam alabilmek için poliçedeki bedellerin enflasyon etkisini de koruyacak şekilde düzenlenmesine dikkat etmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Altıngöz, yaptığı yazılı açıklamada, iklim değişikliği, yaşanan yangınlar, heyelan, seller ve diğer doğa hasarları başta olmak üzere, sigortalılarca dikkat edilmesi gereken önemli hususlara değinerek, sigortalıların tüm poliçe bedel ve teminatlarını kontrol etmeleri gerektiğine dikkati çekti.
İklim değişikliğinin sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın en öncelikli konusu ve sorunu olmaya devam edeceğine işaret eden Altıngöz, "Yaşanan yangın, deprem, sel, dolu, heyelan, fırtına gibi risklerin bir taraftan yaşanma sıklığı artarken, diğer taraftan da yarattığı tahribat büyük boyutlara ulaşıyor. Ekonomik aktivitelerin artışı, varlıkların büyüklüğü, çarpık kentleşme, konsantrasyon gibi nedenler de yine bu tür doğa sebepli hasarlarda çok daha yüksek miktarlarda ekonomik ve sigortalı hasarlara sebebiyet vermektedir." ifadelerini kullandı.
"Sigorta bedeli, piyasa rayicine eşit olmalı"
Fahri Altıngöz, ticari ve sınai işletmelerde sigortalılık oranının genellikle yüksek olmakla birlikte, sigorta sözleşmelerinin kapsamlı değerlendirilmesinin yeterince yapılmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bireysel sigortalarda da durum çok farklı değil. Sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunuyor. Ancak kapsamın yanı sıra diğer hususların da bir o kadar önemli olduğuna işaret etmek istiyorum. Örneğin enflasyon, stokların yerine konulma maliyeti, döviz kurları, sabit ve değişken maliyetler, yani üretici maliyetleri ve artışları son derece önem arz etmektedir. Zira sigortacılıkta temel kural sigorta bedelinin yani poliçedeki rakamın, mutlaka sigorta değerine yani piyasa rayicine eşit olması ilkesi aranır. Aksi durumda eksik ya da aşkın sigorta kavramı ortaya çıkar ki bu da olası bir hasarda proporsiyon kuralının uygulanması demektir. Eksper hasarı tespit eder, hasar anında tüm malların değerini belirler, poliçe ile karşılaştırır ve raporunu buna göre düzenler. Sigortacı da bu rapora göre eğer bir eksiklik varsa, hasarda da proporsiyon kuralı gereği hasarı eksik öder.’’
Bu konunun dayanağının Türk Ticaret Kanunu olduğunu anımsatan Altıngöz, "Eksik sigorta genellikle enflasyon etkisiyle ortaya çıkar. Başlangıçta sigorta konusu mal tam değeri üzerinden sigorta ettirildiği halde, sigorta süresi ilerledikçe enflasyon etkisiyle mal değeri artınca eğer poliçedeki sigorta bedeli (tarafların anlaşmasıyla ayarlanması suretiyle veya enflasyona karşı koruma klozu uyarınca otomatik şekilde) yükseltilmezse eksik sigorta oluşabiliyor. Buna karşı enflasyona karşı koruma klozu çare oluyor. Veya mutabakatlı kıymet taktiri raporu özellikle sabit kıymetler için çözüm olabilmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Altıngöz, işyeri sigortası alırken dikkat edilmesi gereken farklı birçok detayın mevcut olduğuna dikkati çekerek, "Sigortanın önemi de mevcut riskler sebebi ile ortaya çıkabilecek maddi kayıplardan kaynaklanmaktadır. Sigorta yaptıran girişimciler/yatırımcılar olası risklerin kapsamını doğru değerlendirmek için sigorta uzmanlarından destek alabilirler. Sigorta acenteleri ve brokerler konunun uzmanlarıdır." ifadelerini kullandı.
"Olası hasar anında en geç 5 iş günü içinde hasar ihbarında bulunulmalı"
STD Başkanı Fahri Altıngöz, sigortalıların dikkat etmesi gereken konuları şöyle sıraladı:
"Hasar anında, hasar ihbar hattı ve hangi kişiler ve-veya kuruluş ile irtibat kuracağınızın kontrolü, poliçenizdeki adres ile işletmenizin adresinin doğruluğu ve kontrolü, poliçenin yasal olarak o gün saat 12.00’de başlayıp bir yıl sonra o gün saat 12.00’de bittiğinin kontrolü, aksi durum söz konusu ise poliçeye açıkça yazılmasının sağlanması, olası vade bitmeden yenileme işlemine başlanılması için vade kontrolü, olası hasar anında en geç 5 iş günü içinde hasar ihbarında bulunması gerektiğinin bilinmesi, poliçe satın alınırken firmanızın faaliyet kolu ile teminatların uygun olduğunun kontrolü, poliçedeki sigorta bedellerinin sigorta değerine uygun olup olmadığının kontrolü, doğru ve eksiksiz poliçe yapılması gerekliliği, firmada makine ve elektronik cihazın yoğunluğuna göre MK (Makine Kırılması) ve ECS (Elektronik Cihaz) sigortası teminatlarının poliçeye eklenmesi, mevcut makine yaş kısıtlarının ve bedellerinin uygunluğu, komşuluk, kiracılık, işveren, çevre, 3. şahıs, yönetici sorumluluk risklerinizi ve teminat limitlerinin kontrolü, lokasyon itibarıyla doğal afetlere ve çevresel risklere karşı ilgili teminatların alınıp alınmadığının kontrolü, poliçenizde mevcut asistans hizmetlerin varlığına bakılmalıdır, poliçenizdeki özel şartların kontrolü, varsa müşterek sigorta ve muafiyetlerin uygunluğunun teyit edilmesi gerekiyor."
Bireysel rizikolara da değinen Altıngöz, vade kontrolü yapılması, sigorta bedelinin eksik/aşkın sigortaya karşı kontrolü, sigorta teminat içeriğinde doğal afet (deprem/dolu/sel ve benzeri) teminatların olup olmadığı ve asistans teminatlarının içerik ile limitlerinin kontrolü, DASK poliçesinin olduğu durumlarda yeniden inşa bedelinin doğru tespit edildiğinin teyidi, makine kırılması-elektronik cihaz teminatı olan poliçeler için doğru bedeller ile yapıldığının kontrolünün oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Artan risklere karşı uyumlu bir sigorta poliçesinin varlığının büyük bir önem ve güvence sağlayacağını aktaran Altıngöz, “Poliçenin teminat yeterliliği ve limitlerin uygunluğundan emin olmalıyız. Hasarı tam alabilmek için poliçedeki bedellerin enflasyon etkisini de koruyacak şekilde düzenlenmesine dikkat etmeliyiz. Eğer bu kontrolleri yaptığınızda eksiklik varsa vadeyi beklemeden acentenize ulaşıp zeyilname ile gerçek değerlere poliçenin çıkarılması ve varsa eksik teminatları ilave ettirip bir an önce alınması gerekiyor. Tüm bu hususlarda acenteniz, brokeriniz size en doğru sigorta sözleşmesini mutlaka önerecektir.’’ değerlendirmesinde bulundu.