Genel Kuruldaki üçüncü tur oylamaya 584 milletvekili katıldı. AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım 335 oy, CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak 135 oy, HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş 63 oy, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu 40 oy, Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam 5 oy aldı. 6 oy da geçersiz sayıldı.
Buna göre, Binali Yıldırım, üçüncü tur oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu olan 301'in üzerinde oy alarak, 28. TBMM Başkanı seçildi.
TEŞEKKÜR KONUŞMASI YAPTI
Teşekkür konuşmasında Yıldırım, yeni sisteme göre yasama faaliyetlerinin önemli olacağını belirterek, "Yeni dönem Meclisi yapılan anayasa değişikliği doğrultusunda uzlaşma kültürünü daha da geliştirme imkanına sahip olmuştur" dedi.
Yeni sistemde yürütmenin TBMM'ye tasarı gönderme yetkisi bulunmadığına dikkat çeken Yıldırım, "Kanun yapma yetkisi tamamen Meclise ait olacaktır. Bu durum yasama organını çok daha önemli hale getirecektir" diye konuştu.
Yıldırım, kendisine oy veren AK Parti grubunun yanı sıra MHP grubuna da teşekkür ederken, "oy veren ya da vermeyen herkesin başkanı olacağını" kaydetti.
ERDOĞAN TBMM BAŞKANI SEÇİLEN YILDIRIM'I TEBRİK ETTİ
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına seçilen Binali Yıldırım'ı tebrik etti.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamaya göre Erdoğan, Yıldırım'a bir telgraf göndererek tebrik ve başarı dileklerini iletti.
2. TUR
İkinci turda sonuçları şu şekildeydi:
Binali Yıldırım: 336
Erdoğan Toprak: 131
Meral Danış Beştaş:65
Hayrettin Nuhoğlu: 42
Cihangir İslam: 4
1. TUR
İlk turda ise adayların aldıkları oylar şöyleydi:
Binali Yıldırım: 331
Erdoğan Toprak: 134
Meral Danış Beştaş:65
Hayrettin Nuhoğlu: 43
Cihangir İslam: 3
TBMM BAŞKANI YILDIRIM GÖREVİ DEVRALDI
TBMM Geçici Başkanı Durmuş Yılmaz, görevini TBMM Başkanı seçilen Binali Yıldırım'a devretti.
Yılmaz, Meclis Başkanlığı makamında gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, Yıldırım'ı Meclis Başkanı seçilmesinden dolayı kutladı, hayırlı ve uğurlu olması temennisinde bulundu.
Demokrasilerin aslı, özü ve esasının iktidarların mutlaka ve mutlaka sandıkla el değiştirmesi olduğunu belirten Yılmaz, "Bunun dışında herhangi bir yol, yöntem hiç kimsenin aklına gelmemelidir, getirilmemelidir." dedi.
Durmuş Yılmaz, elindeki başkanlık mührünü göstererek, "703 sayılı KHK yayınlandıktan sonra, bazı kararnameler yayınlandı. Oradan ortaya çıktı ki artık bugün itibarıyla bir numaralı mühür bu mühür mü, yoksa Sayın Cumhurbaşkanımızın elindeki mühür mü? Çünkü, bu dakika itibarıyla TBMM'nin, Cumhurbaşkanımızın yokluğunda kendisini temsil etme gibi bir durum söz konusu değil. Artık bu, Cumhurbaşkanı Yardımcısının elinde." diye konuştu.
Artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin başladığını aktaran Yılmaz, şöyle konuştu:
"Montesquieu'nun dediğine göre, eğer anayasal hareketleri bu çerçeveden inceler ve bakarsak, kuvvetler ayrımının olmadığı yerde özgürlükleri tam olarak yaşamamız mümkün değil. Anayasanın 104. maddesine göre, Anayasanın ve Meclisin yaptığı kanunların üstünde bir güç yok ama şu andaki durum itibarıyla bunun önümüzdeki dönemde nasıl gelişeceğini, nasıl evrileceğini hep birlikte göreceğiz. Bu yüce Meclise çok önemli bir görev düşüyor. Artık yürütmenin TBMM'ye kanun tasarısı gönderme yetkisi yok. Milletvekillerinin kendisi kanun teklifi verecek ama bunu bize zaman gösterecek. Gerçekten kuvvetler ayrılığını muhafaza edecek miyiz edemeyecek miyiz, bunu zaman içerisinde göreceğiz."
Durmuş Yılmaz, 7 Temmuz'da devraldığı görevinin bugün sona erdiğini belirterek, "milli iradenin doruk noktası" olduğunu düşündüğü Başkanlık mührünü Yıldırım'a teslim etti.
"95 YILLIK YÖNETİM SİSTEMİ 24 HAZİRAN'DA DEĞİŞTİ"
TBMM Başkanı Yıldırım da Durmuş Yılmaz'a, Anayasa gereği deruhte ettiği Meclis Başkanlığı sürecinde, süreçlerin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi konusunda ortaya koyduğu çalışmalardan dolayı teşekkür etti.
Hem TBMM hem de 95 yıllık yönetim sisteminin 24 Haziran seçimleriyle değiştiğine işaret eden Yıldırım, "Bu değişiklik sadece yürütme erkini değil, aynı zamanda yasama erkini de önümüzdeki dönemde etkilemiş olacak. Bunun bilincindeyiz ama şunun bilinmesinde fayda var. Cumhuriyeti kuran irade, Cumhuriyetten önce Meclisi açtı ve Meclis Cumhuriyetin temellerini attı." değerlendirmesinde bulundu.
TBMM Başkanı Yıldırım, o zaman Meclis Hükümetinin göreve başladığını, güçler ayrılığının olmadığını, güçler birliğinin olduğunu; çünkü o günün şartlarının onu gerektirdiğini anlattı.
Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vekiller icra heyeti vardı, onun başı da kurucu Meclisin Başkanı Gazi Mustafa Kemal'di. Daha sonra 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi ve parlamenter sistem devreye girmiş oldu. Cumhurbaşkanı, Parlamentodan çıkan icra yetkisine sahip Başbakan ve onun Bakanlar Kurulu şeklinde 95 yıldır bu sistem Türkiye'de işledi ama işlerken de birçok sorunlar ile yüzleşmek zorunda kaldı. Darbeler, darbe teşebbüsleri, müdahaleler ve en sonuncusunu 15 Temmuz'da yaşadık. Yakın siyasi tarihimizin son 50 yılında hep sistem değişikliği siyasetin gündeminde olmuştur.
Bugün hayatta olmayan siyasi liderler hep bunu telaffuz etmişler ve bu parlamenter sistemin müdahaleler ve darbelerden sonra karşı karşıya kaldığı vesayetçi yapısını değiştirmek için çok gayret etmişlerdir. Bütün bu tecrübeleri 16 yıllık AK Parti iktidarları olarak biz de yaşadık, en sonuncusunu 15 Temmuz'da yaşadık ama 15 Temmuz'da 'hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' anlayışıyla, Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, aziz milletimiz, vatanını, milletini ve bayrağını seven güvenlik güçlerimiz, askerlerimiz, medyamız ve hepsinden önemlisi bombalar altında olmasına rağmen Yüce Meclisimiz bu alçak girişime 'dur' demesini bilmiş, Türkiye'nin bayrağını yere düşürmemiş, ezanlarını susturmamış ve demokrasisini kurtarmıştır."
"GETİRİLEN DEĞİŞİKLİK HALKIN OYLARIYLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKTİR"
TBMM Başkanı Yıldırım, millet iradesinin üzerinde başka bir güç olmadığına dikkati çekti.
"Getirilen değişiklik, beğenelim beğenmeyelim, halkın iradesiyle ve oylarıyla yapılan değişikliktir." diyen Yıldırım, Mecliste millet iradesinin olduğunu, hatta millet iradesinin yüzde 97'nin üzerinde gerçekleştiğini kaydetti.
Meclis Başkanı Yıldırım, "Temsilde adalet diye yıllardır konuşulan hadise burada tam anlamıyla sağlanmış bulunuyor. İttifaklarla bu sağlandı. Bir milletvekili bile Mecliste kendisini temsil edebilme imkanına sahip olmuştur. Partisinden tek kendisi olan milletvekilleri de temsil edilmektedir, 290 milletvekili olan parti de temsil edilmektedir. Temsilde adalette herhangi bir sorunumuz kalmamıştır." ifadesini kullandı.
Yürütmede istikrar ve güveni hiçbir vesayete mahal kalmadan milletin sandıkta hallettiğini, vekillere bırakmadığını, sandıkta hükümetini belirlediğini, ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanını belirlediğini vurgulayan Yıldırım, "Dolayısıyla iradeler ve erkler arasında bir üstünlük kıyaslaması yapmak fevkalade gereksiz bir konudur. Cumhurbaşkanına oy veren de millettir, Meclisi oluşturan milletvekillerine oy veren de millettir." dedi.
CUMHURBAŞKANINA VEKALET
Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanına kimin vekalet edeceğinin Anayasada açıkça kayıt altına alındığını belirterek, şunları kaydetti:
"Önceki parlamenter sistemde Meclis başkanıydı, bunda da cumhurbaşkanı yardımcısıdır. Bu da halkın onayına sunulmuştur. Bu onayı da halkımız vermiştir. O bakımdan yapılan, onaylanan, artık yürürlüğe giren konuların bir anlaşmazlık konusu gibi algılanmasının geleceğe yönelik çalışmalar bakımından bir faydası yoktur. Anayasa değişikliğinde yapılan kurgudaki en önemli konu da yürütme ile yasama erklerinin birbirinden tamamen ayrılmasıdır. Yani diyelim ki Meclis Başkanı vekalet etse, yasama yürütmeyi bir anlamda temsil etme gibi bir pozisyona da geliyor. Bu bir tercih meselesidir. Yıllar içerisinde bu yapının hangi yönde gelişeceği uygulamalarla ortaya çıkacaktır.
Hepimiz biliyoruz ki mükemmel sistemler, mükemmel olmayan insanlar elinde başarısız olabilir ama yetersiz sistemler demokrasiye inanmış, millet iradesini içselleştirmiş yönetimlerde fevkalade başarılı çalışmalara imza atabilir. Bizim yeni dönemde gayretimiz 600 milletvekili ile beraber yasama organını en etkin bir şekilde çalıştırmak, milletimizin memleketimizin ihtiyacı olan düzenlemeleri yapmak. Millet adına denetim yetkisini etkin bir şekilde ifa etmek ve yürütmenin ihtiyaç duyabileceği konularda da yardımcı olmak. Bu yeni sistemin getirdiği en önemli şey, parlamenter sistemdekinin aksine, icraatı yapan hükümetin Meclis üzerinde tahakkümünü ortadan kaldırmıştır. Hepimiz biliyoruz pratikten, iktidarın istediği her yasa çıkar, istemediği hiç bir şey çıkmaz. Anayasada farklı yazıyor olsa da sonuç budur ama bu sistemde Meclisin yasa yapmadaki katkısı çok daha etkin bir şekilde işleyecektir. Bunu beraber yapacağız, birlikte başaracağız. Bu işi birlikte yüzümüzün akıyla milletin bize verdiği vekaleti, yetkiyi en iyi şekilde kullanmanın gayreti içerisinde olacağız."
YILDIRIM'IN MAKAM ARACININ PLAKASI DEĞİŞTİ
Yıldırım ve Yılmaz, daha sonra karşılıklı olarak birbirlerine çiçek takdim etti. Binali Yıldırım aldığı çiçeği eşi Semiha Yıldırım'a verdi.
Durmuş Yılmaz, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman'dan görevi devralırken, Kahraman'ın kendisine beyaz çiçeklerden oluşan bir buket hediye ederek, "Önümüzdeki günlerimiz inşallah bu çiçekler kadar beyaz olur." dediğini aktardı.
Yılmaz, kendisinin Yıldırım'a verdiği kırmızı gül ağırlıklı çiçekleri kastederek, "Bu kırmızı da herhalde güç ifade ediyor. Önümüzdeki günler inşallah bu kırmızılar kadar güçlü olur." dedi.
Bu arada, TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın makam aracından sivil plaka sökülerek, yerine 0001 plaka takıldı.
SON BAŞBAKAN İLK MECLİS BAŞKANI
AK Parti İzmir Milletvekili ve parlamenter sistemin son Başbakanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk Meclis Başkanı olarak seçildi.
Meclis Başkanı seçilen Yıldırım, Erzincan'ın Refahiye ilçesine bağlı Kayı köyünde 20 Aralık 1955'te Dursun ve Bahar Yıldırım'ın 7 çocuğunun ikincisi olarak dünyaya geldi.
Binali Yıldırım, 16 yaşındayken, 38 yaşındaki annesini kaybetti. Kendisine tarla işlerinde yardımcı olması için Yıldırım'ı sık sık okuldan alan babası, öğretmeninin "Dursun Bey, bu çocuk iyi okuyor. Bırak da okusun, dersten alma artık." sözleri üzerine öğrenimine devam etmesi için oğlunu İstanbul'da yaşayan dedesinin yanına gönderdi.
Yıldırım, 1970'te Piri Reis Ortaokulu'nu, 1973 yılında Kasımpaşa Lisesi'ni bitirdi. Ailesinin doktor olmasını istediği Yıldırım'ın hayali ise makine mühendisliğiydi.
ÜNİVERSİTE YILLARI
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümüne girmek isteyen ve fakültenin öğrenci işlerinde kayıt için bekleyen Yıldırım'a sıra geldiğinde kayıtlar doldu. Durumu fark eden üniversiteden bir hocanın, Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesini tercih etmesinin onun için iyi olacağını, birçok dersin makine mühendisliğiyle aynı olduğunu söylemesi üzerine Yıldırım, bu bölüme kayıt yaptırdı.
Mezuniyet sonrası aynı bölümde yüksek lisans yapan Yıldırım, daha sonra İsveç'te bulunan Uluslararası Denizcilik Örgütüne (IMO) ait Dünya Denizcilik Üniversitesinde Denizde Can ve Mal Güvenliği konusunda ihtisas eğitimi aldı.
Yıldırım, öğretmen Semiha hanım ile 1975'te evlendi. Bu evlilikten Bülent, Erkam ve Büşra isminde 3 çocuğu dünyaya geldi. Binali Yıldırım, askerliğini 1980-81'de denizci yedek subay olarak yaptı.
Binali Yıldırım, kamu alanında ilk deneyim olarak 1978-1993 yıllarında Türkiye Gemi Sanayi Genel Müdürlüğü ve Camialtı Tersanesi'nde çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı.
ÖNEMLİ PROJELERE İMZA ATTI
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda Binali Yıldırım'ı İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmelerine (İDO) Genel Müdür olarak atadı.
Yıldırım, 1994-2000'de yürüttüğü bu görev sırasında, İstanbul'da toplu taşımacılığın denize kaydırılması yönünde önemli projelere imza attı ve İDO’nun alanında dünyanın en büyük şirketleri arasında yer almasını sağladı. Yıldırım, 1999'da deniz toplu taşımacılığı ve turizme katkılarından dolayı uluslararası SKAL Kulübünce verilen Kalite Ödülü'ne layık görüldü.
Erdoğan ile AK Parti'nin kuruluş aşamasında görev alan Yıldırım, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra AK Parti İstanbul Milletvekili ve Ulaştırma Bakanı oldu.
Yıldırım, 58, 59, 60, 61, 62 ve 64'üncü hükümetler döneminde sürdürdüğü toplam 11 yıllık Ulaştırma Bakanlığı göreviyle Cumhuriyet tarihinin en uzun süre Ulaştırma Bakanlığı yapan ismi oldu.
AK Parti, 1 Kasım 2015'te yapılan seçimlerde 317 milletvekili çıkartarak yeniden tek başına iktidara geldi. AK Parti'nin "3 dönem kuralı" nedeniyle 7 Haziran genel seçiminde aday olamayan Yıldırım, 26. Dönem'de AK Parti'den İzmir Milletvekili olarak Meclise girdi.
1 Kasım seçimlerinin ardından Binali Yıldırım, 64. Hükümet'te yeniden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevine getirildi.
AK Parti'nin 22 Mayıs 2016'da yapılan 2. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde Genel Başkanlığa seçilen Binali Yıldırım, partinin 3. Genel Başkanı olarak 1 yıl görev yaptı. Yıldırım, görevini, 21 Mayıs 2017'de AK Parti'nin 3. Olağanüstü Kongresi'nde yeniden parti genel başkanlığına seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a devretti.
BAŞBAKANLIK GÖREVİNİ ÜSTLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 22 Mayıs 2016'da 65'inci Cumhuriyet Hükümeti'ni kurmakla görevlendirilen Binali Yıldırım, bu tarihten iki gün sonra 65. Hükümet'i kurarak ilk kez Bakanlar Kurulunda Başbakanlık görevini üstlendi.
Yıldırım, 2 yıllık Başbakanlık görevi süresinde yurt içi ve yurt dışında yoğun mesai harcadı. Başta ABD, İngiltere, Belarus, Almanya, Azerbaycan, Bosna Hersek, Moğolistan, Afganistan ve İspanya olmak üzere, 21 ülkeye 29 ziyaret gerçekleştiren Yıldırım, aralarında İngiltere ve Almanya'nın da olduğu yaklaşık 41 ülkeden mevkidaşını da misafir etti.
Binali Yıldırım, yurt içinde 238 bin, yurt dışında da 147 bin kilometre olmak üzere toplam 385 bin kilometre yol kat etti. Uçakla yaptığı yolculuklarda toplamda 540 saat havada kalan Yıldırım, dünyanın çevresini 10 kez turlamış oldu.
İki yıl Başbakanlık yapan Yıldırım, "Türkiye Cumhuriyeti'nin son başbakanı" olarak tarihteki yerini aldı.
Her fırsat bulduğunda memleketi Kayı köyündeki Dumanlı Yaylası'na çıkan ve burada doğa yürüyüşü yapan Yıldırım'ın vazgeçmediği sporlardan biri de yüzme. Binali Yıldırım'ın en büyük hobilerinden biri de Bakanlığı döneminde yapılan yollarda araba kullanmak. Birçok üniversiteden fahri doktora unvanı alan Binali Yıldırım, iyi derecede İngilizce biliyor.