S&P, Bank Asya olayının politik risklerin dolaylı veya doğrudan finansal sisteme yayılabileceğine örnek olduğunu açıkladı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye'de 7 Haziran'da yapılacak parlamento seçimlerinin bankalar için özel bir risk kaynağı olmadığını bildirdi.
Bununla birlikte S&P, Bank Asya konusunda 2014 yılında yaşanan gelişmeler ve 2015 yılında BDDK'nın bankaya el koymasının politik risklerin ve politik risk algılarının doğrudan veya dolaylı olarak finansal sisteme yayılabileceğina dair örnek oluşturduğunu vurguladı.
S&P, Türk bankalarının kredi not görünümlrerini negatif olduğunu ve ülkenin kredi notu görünümünü yansıttıklarını, bu nedenle Türk bankaları için not hareketlerinin büyük ölçüde ülkenin kredi notunda değişime bağlı olduklarını da ifade etti.
Kredi büyümesi yavaşlaycak
S&P, bankacılık sistemi için yaptığı değerlendirmede ise Türkiye'de 2014 yılında uygulamaya koyan ve teminatsız kredilerde büyümeyi frenlemeyi hedefleyen düzenleyici tedbirlerin 2015 yılında istenen sonucu vermesinin beklendiğini bildirdi.
S&P bugün yayınladığı raporda, alınan düzenleyici tedbirlerin etkisi ile 2015 yılında kredilerde büyümenin nominal olarak yüzde 15 civarına gerilemesini beklediğini ifade etti. S&P, bunun enflasyondan ayrıştırıldığında diğer gelişmekte olan piyasalar ortalaması civarında olduğunu da vurguladı. S&P, kredilerde büyüme oranını 2014 yılında yüzde 18,5, 2013 yılında yüzde 32 olduğunu da hatırlattı.
S&P raporunda, "Kredilerde büyümenin yavaşlamasını bankalar için pozitif görüyoruz, özellikle de varlık kalitesi perspektifinden bakıldığında" ifadelerine yer verildi.
BDDK'nın 2014 yılında uygulamaya koyduğu tedbidrleri sıralayan S&P analisti Göksenin Karagöz, "Bu tedbirler aynı zamanda bankaları kar marjlarını azaltıyor, harç ve komisyon gelirlerini düşmesine yol açıyor. Biz, bankalarda bilanço optimizasyonunun regülatörün getirdiği yeni kurallar nedeniyle 2015 yılında önemli bir öncelik olacağına inanıyoruz.
Özellikle teminatsız tüketici kredileri ile hızlı büyüme günleri sona erdi ve otoriteler müşterileri korumak için harç ve komisyonları dikkatle inceliyorlar" ifadelerini kullandı. Karagöz bu ortamda Türk bankaları bilançolarını yeniden yekillendirdikçe ve daha karlı varlık yaratkım fırsatları kapma stratejilerini gözden geçirdikçe rekabet ortamının daha zorlaşmasını beklediklerini de vurguladı.