Yabancı para cinsinden Türkiye’nin notunu teyit eden kurum yerli para cinsinden (TL) notunu ise TCMB üzerindeki siyasi baskılar nedeniyle BBB’den BBB-‘ye düşürdü. Moody’s ve Fitch ise 2015 yılı değerlendirmelerinde Türkiye’nin notunda değişikliğe gitmemişlerdi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün, ihtiyacının neredeyse tamamını dışarıdan sağlayan ülkemize artı avantaj sağlayacağı vurgusunu yapan S&P, son dönemde siyasi risklerle Dolar/TL’de yaşanan tansiyonun seçim ertesinde de devam edebileceğini bu nedenle TL cinsinden notun indirildiğini açıkladı.
Şimdi aslında şu soru sorulabilir, "bizim ne ihtiyacımız var kredi derecelendirme kurumlarına" ya da daha önce bazı siyasilerin dediği gibi "artık sizinle çalışmıyoruz bilgi vermiyoruz denilebilir mi". Bu durumda biz istesek de istemesek de bu kurumlar Türkiye’ye ilişkin notlarını açıklamaya devam edecekler. Çünkü uluslararası arenada kreditörlerin tamamı bu kurumların vereceği notlara fazlaca özen göstererek o ülkelere yatırım yapmaktadırlar. Bizim gibi dış kaynak ihtiyacına bağımlı olan ülkeler ise bu notların yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi için düzgün politikalarla mali istikrarı sağlamak zorunda.
Şöyle diyebiliriz bizim kimseye ihtiyacımız yok biz bize yeteriz. Fakat kazın ayağı hiçte öyle değildir, çünkü global köye dönen dünyada artık içe kapanık bir ekonomi politikasıyla yaşamak olası değildir. Artık dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşanan gelişme herkese ve her ülkeye etki etmektedir. Özellikle dış ticaretimizin büyük bir bölümünü kapsayan Euro bölgesi ile ABD’de ekonomik anlamda yaşanan her olay bizi de ülke olarak olumlu yada olumsuz yönde etkilemektedir.
S&P’nin not değerlendirmesinin ardından önümüzdeki haftaya piyasalar nasıl başlar diye düşünürsek, Dolar/TL kurunda normalde 2,70 seviyesi ve biraz altında işlemlerin olacağını fakat ekstrem durumlarda bant olarak 2,6750 ile 2,7230 arasında dalgalanma yaşayabiliriz. En aktif tahvilin faizinde yüzde 10 seviyesi aşağı sarkmalar olsa bile yavaş yavaş kalıcı olmaya başlayabilir. Bist-100 endeksinde ise kurda yaşanacak hareketlerle birlikte yukarıda 85,400 ardından 86,750 seviyeleri direnç olarak gözükürken, aşağıda ise 82,970 ve 81,750 seviyeleri destek olacaktır.
Önümüzdeki hafta ABD’de açıklanacak redbook perakende satışlar, konut kredileri, perakende satışlar, dış ticaret fiyatları, nisan ÜFE, işsizlik başvuruları, AB’de ise Yunanistan-Euro group toplantıları, mart ayı sanayi üretimi, 1. çeyrek öncü GSYİH rakamları takip edilecek.