Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) da yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,4 büyüdü.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Salı günü partisinin meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada büyüme oranına değindi, bu oranın 'büyüme ortalaması yüzde 2,4 olan Avrupa Birliği'nden bile yüksek olduğunu' vurguladı.
Erdoğan, "Yüzde 5'lik büyüme oranı ile G20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan'ın ardından üçüncü sırada geliyoruz. Arada çok da büyük bir fark yok. (Büyüme oranı ile)Geleceğimize olan güvenimiz daha da artırmıştır. Türk ekonomisinin artık öyle ufak tefek sarsıntılarla dengesinin bozulmayacak kadar güçlü olduğunu geçen sene kanıtladık" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı, aynı zamanda uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarına da değinerek, "Büyüme oranı beklentilerin altında çıksaydı hemen harekete geçecek kredi derecelendirme kuruluşlarının ne yapacağını merak ediyoruz" dedi.
Mal ve hizmet ihracatı en hızlı büyüyen kalem
TÜİK'in açıkladığı verilerin detaylarına baktığımızda ise yüzde 10,6 ile mal ve hizmet ihracatının bir önceki yıla göre en hızlı büyüyen alt kalem olduğunu görüyoruz.
Devletin nihai tüketim harcamaları kalemi ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,4 büyüdü. Bir önceki yıla göre hanehalklarının nihai tüketim harcamaları yüzde 5,1 yükselirken, gayrisafi sabit sermaye oluşumunun artışı ise yüzde 2,2'de kaldı.
Bazı ekonomistler ise yüksek gelen verinin Türkiye ekonomisinin 2017 büyümesi için olumlu olduğunu ancak yatırım kaleminin güçsüz gelmesinin uzun vadede ekonomik görünümde sıkıntıya yol açacağına dikkat çekiyor.
BBC Türkçe'ye konuşan ekonomist Özlem Derici Şengül, büyüme verisinin yüzde 4,3 gelmesini beklediğini, TÜİK'in açıkladığı verinin ise beklentisinden çok daha yüksek olduğunu vurguluyor.
Spinn Danışmanlık Kurucu Ortağı Derici, inşaat sektörü, özel tüketim ve ihracatın büyümeyi taşıdığını aktarıyor:
"Dış talebin ve özel tüketimin kuvvetli geleceğini düşünüyordum. Kamu tarafındaki katkının ise bu kadar yüksek olmasını beklemiyordum. Toplam büyümeyi kamu tüketiminin taşıdığı görülüyor.
"Bir de tabii ki inşaat. İmalat sanayi yatırımlarında bir düşüş görülürken inşaatın büyümeyi taşıdığı görülüyor."
Geçen yılın üçüncü çeyreğinde daralma yaşanmışken bu çeyrekte yüzde 5'lik bir büyüme yakalanmasının olumlu olduğunu vurgulayan Derici'ye göre bunda kamu tarafından verilen teşviklerin rolü büyük.
Türkiye ekonomisi 2016'nın üçüncü çeyreğinde yedi yıl aradan sonra ilk defa daralma kaydederek yüzde 1,3 küçülmüştü. Türkiye ekonomisi 2016 yılında ise genel olarak yüzde 2,9 büyümüştü.
'Rakamların tahmin edilememesi bir sorun'
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan ekonomist Haluk Bürümcekçi ise büyüme rakamında yukarı yönlü bir sürpriz olduğuna dikkat çekiyor.
Bürümcekçi Araştırma ve Danışmanlık Kurucusu Bürümcekçi'ye göre büyüme rakamlarının artık tahmin edilememesi bir sorun ve bunun araştırılması gerekiyor.
Bürümcekçi, verinin incelendiğinde ise özel tüketim ve kamu tüketiminin büyümede artışı sağladığını söylüyor.
Reuters haber ajansının 19 ekonomistin katılımı ile yaptığı ankete göre büyümenin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 olması bekleniyordu.
Bloomberg anketine katılan uzmanların beklentisi ise ekonominin ilk çeyrekte yüzde 3,5'lik bir büyüme kaydetmesi yönündeydi.
'Mali teşvikler etkili oldu'
Maliye Bakanı Naci Ağbal da büyüme oranının yüksek gelmesinde geçici vergi indirimleri, istihdam destekleri ve mali teşviklerin etkili olduğunu dile getirdi:
"Özel tüketim harcamaları, yaptığımız dönemsel vergi indirimleri önümüzdeki çeyreklerde de ekonomik büyümeyi desteklemeye devam edecektir.
"Bugün (Pazartesi) açıklanan büyüme verisi; hükümet olarak uygulamaya koyduğumuz geçici vergi indirimleri, Kredi Garanti Fonu, KOSGEB, prim ötelemesi, yatırım teşvikleri ve istihdam destekleri gibi mali teşviklerin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha göstermiştir."
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise NTV kanalında yaptığı açıklamada, 'Türkiye'nin tekrar yüzde 5 ve üzeri büyüme patikasına oturabileceğini' dile getirdi:
"Burada esas soru sürdürülebilirlik konusu. Bizim yatırım seferberliğimiz, inanıyorum ki daha güçlü bir şekilde kendisini hissettirecek. İstihdamda güçlü bir toparlanma var, bu daha da devam edecek. Kredi artışı kısmen Kredi Garanti Fonu (KGF) ile ilişkili, tabii bu seviyede, bu hızda devam etmeyebilir."
'Kamu tüketimiyle büyüme sürdürülebilir değil'
Ekonomist Özlem Derici ise kamu tüketimiyle büyümenin teşvik edilmesinin sürdürülebilir olmadığına dikkat çekiyor. Derici'nin büyüme kompozisyonundaki kırılganlıklar ile uyarıları şu şekilde:
"Sağlıklı büyüme dediğimiz zaman ihracat ve yatırım kaynaklı olmasını istiyoruz. Bu açıdan ihracatın katkı sağladığını görmek önemli.
"Öte yandan bakıyoruz, büyümedeki 5 puanın 1,3 puanı kamu harcamalarından kaynaklanmış. Ama kamu tüketimiyle bunun sürdürebilir olması mümkün değil. Geçici olarak destek vermek adına oluşturulmuş bir katkı bu.
"İhracat ve özel sektör yatırımı ağırlıklı bir büyüme kompozisyonuna dönmemiz lazım. Henüz bunu gerçekleştiremediğimiz, mali teşvikler ve istihdam seferberliği paralelinde tüketim artışı kanalıyla büyümeyi gerçekleştirdiğimiz için kırılganlıkların arttığını düşünüyorum."
'Bu lokomotifler seneye durabilir'
Derici, ayrıca inşaat sektörünün da doygunluğa varmak üzere olduğunu, bu yüzden bu sektörün büyümeyi uzun vadede destekleyemeyeceğini düşünüyor. Derici'ye göre yatırım ortamının iyileştirilmesi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını sürdürmesi yapılması gerekenlerin başında geliyor.
Ekonomist Bürümcekçi de aynı şekilde kamu teşvikleriyle ekonomiyi desteklemenin geçici olduğuna dikkati çekiyor.
Bürümcekçi, öncü göstergelerden ikinci çeyreğin ve bütün yıl büyümesinin iyi geleceğinin anlaşıldığını ancak özel sektör yatırımlarının kötü gitmesinin uzun vadede sorunlu olduğunu vurguluyor.
"Özellikle geçen yıldaki daralmadan sonra özel tüketimi teşvik edici tedbirlerin alındığını görüyoruz. Bütçenin açık vermesinin bu tedbirler ile kamu harcamalarının yatırım olarak artmasından kaynaklandığını düşünürsek bu durumun geçici olduğu düşünülebilir" diyen Bürümcekçi'ye göre 'bu lokomotifler bu yıl için olmasa da gelecek yıl durma' noktasına gelebilir. (BBC Türkçe)