Faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmeyen TCMB, geçen hafta açıkladığı gibi TL cinsinden zorunlu karşılıklara verdiği faiz oranını 0,50 baz puan artırdı. Dolar cinsinden zorunlu karşılıklarda ise haftalık bazda \% 4,5 olan faizleri \% 4’e, Euro için \% 2,5 olan faiz oranlarını ise \% 2’ye çekti.
Kısaca Merkez Bankası bankalara zorunlu karşılıklarınızı dolar, euro yerine TL ile yaparsanız daha fazla faiz veririm dedi. Bu yolla dövize kısmi de olsa fren yaptırmayı düşünen TCMB teoride doğru haraket etmiş olsa da piyasanın çok da fazla ilgisini çekemedi. Dolar/TL PPK kararı öncesi 2,6791 TL seviyesine kadar gerilemişken karar sonrası 2,7213 TL seviyesini gördü.
Ekonomide güvenin en önemli etken olduğu düşünülürse, 7 haziran seçimleri öncesinde mevcut ekonomi kurmaylarının siyasi anlamda sıkıştırılıp piyasa nezdindeki güvenilirliklerinin sorgulanması, konjönktürel olarak FED’in faiz artırımının kaçınılmaz son olması, Euro bölgesinde Yunanistan sorunu ve euro’nun dolar karşısındaki değer kaybı da Dolar/TL kurunun gerilemesini engelliyor.
Bu şartlar altında daha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi tekrar güvenin sağlanamaması, TL faiz oranlarının artırılmaması durumunda, Dolar/TL kurunun ateşi sönmeyecektir diye düşünüyorum.
Bu arada dün bankacılık sektörünün sürüklediği BİST-100 endeksinde kapanış 84,277 puandan olurken, bugün kısmi realizasyon ve PPK kararları sonrası 83,729 puan seviyesine kadar geriledi.
Borsaya yeni para girişlerinin olmaması halinde endekste yukarı haraketler sınırlı kalacaktır. Olası yukarı haraketlerde borsada direnç noktaları 84,750, 85,500 ardından 86,250 puan seviyeleri olacaktır. Olası geri çekilmelerde ise 83,700, 83,000 ve 82,500 puan seviyeleri olacaktır.