TCMB'nin faiz indirim kararı olumlu karşılandı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 19 seviyesine çekti.

Berfin ÇİPA / BORSATEK 

 TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), yüzde 17 olan politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 19 seviyesine çekti. Piyasalarda genel beklenti 100 baz puan artırım olacağı yönündeydi. Ekonomistler Merkez Bankasının faiz kararını olumlu karşıladı.

Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, Merkez Bankası’nın aldığı faiz karar sonrası inisiyatifi eline alabileceğinin altını çizdi. Erkan, “Merkez Bankası beklentilerin ötesine geçti ve özellikle enflasyonla mücadele, TL stabilitesini sağlama gibi konularda inisiyatifi eline almasını sağlayacak bir karar aldı. Özellikle, global kaynaklı oynaklık unsurunun ilave enflasyonist riskleri ön plana çıkardığı bir ortamda kur kaynaklı enflasyonist baskıları absorbe edebilme ve yeterli koruma alanını sağlayacaktır. Merkez Bankası'nın enflasyona karşı sıkı duruşunu koruyacağı ve gerekirse ilave parasal sıkılaştırma yapabileceğine dair ifadelere politika açıklamasında yer vermiş olması da Banka'nın tesis ettiği politika duruşunun devamlılığı açısından önemli. Sıcak para girişleri ve carry trade anlamında kısa dönemde yüksek faiz pozisyonunun etkilerini göreceğiz. Merkez Bankası, "önden yüklemeli ve güçlü" bir adım atarak risklerin farkında olduğunu göstermiş oldu” dedi.

“MERKEZ BANKASI’NIN KARARI TL VARLIKLARI AÇISINDAN OLUMLU”

Gedik Yatırım Yatırım Danışmanı Onurcan Bal, kararın TL varlıkları açısından olumlu olduğunu belirtirken, güven ortamıyla birlikte yabancı ilgisinin de korunacağını söyledi. Bal, kararı “TCMB’nin bu kararını TL varlıklar açısından pozitif olarak yorumluyoruz. Karar sonrası ilk fiyatlamalara baktığımızda TL varlıklarda değer kazanımlarının ön plana çıktığı görülüyor. TCMB’nin bu toplantıda enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını koruyarak güçlü bir faiz artırımına gitmesini olumlu buluyoruz. Kasım ayından bu yana kazanılan kredibilitenin ve TL varlıklara yönelik artan güven ortamının korunması adına TCMB’nin bu hamlesi oldukça önemli oldu. TCMB güçlü duruşunu korumaya devam ettiği müddetçe TL varlıklara yönelik güven ortamı ve yabancı ilgisinin korunacağını değerlendiriyoruz. İlk fiyatlamalarda yurt içi piyasalarda olumlu bir fiyatlama yaşanırken, ilerleyen süreçte küresel çaptaki gelişmeler fiyatlamalar üzerindeki etkisini sürdürmektedir” şeklinde değerlendirdi.

“KARAR TCMB’NİN KREDİBİLİTESİNİ GÜÇLENDİRDİ”

Merkez Bankasının aldığı kararın piyasalara rasyonel bir duruş göstermesi açısından mesaj niteliği taşıdığına parmak basan Ekonomist Şevket Sayılgan, “Karar TCMB’nin özerkliğini ve kredibilitesini güçlendirmiştir” dedi. Sayılgan, “Piyasaların genel beklentisinin üzerindeki bu artış yaşanılan siyasi, konjonktürel riskler karşısında bir koruma kalkanı görevi görmesi açısından da önemlidir. Özellikle önümüzdeki kısa vadeli riskler; 2021 Nisan enflasyonu ile birlikte oluşacak zirve seviyelerine yükselmesi, Global emtia fiyatlarındaki artış eğiliminin enflasyonist etkisi, Türkiye –ABD ilişkilerindeki riskler, İç siyasi gelişmeler, çevre ülkelerle oluşan jeopolitik sorunlar ile ülke risk priminin yükseltmesi riskine karşılık verilmiş proaktif bir aksiyondur. Ancak unutulmamalıdır ki bütün bu para politikası uygulamalarının etkisi geçici olduğu ve enflasyon yönünde kalıcı iyileşme görülmediği sürece benzer dalgalanmaların kaçınılmaz olacağıdır” dedi.

“ABD 10 YILLIK TAHVİLLERİN BASKISI YADSINAMAZ”

Gedik Üniversitesi Asean Merkezi Başkanı Sibel Karabel, Merkez Bankasının yaptığı faiz hamlesinde küresel gelişmelerin etkisine işaret etti. Karabel, “TCMB’nin faiz kararında ABD’deki 10 yıllık tahvillerdeki artışın oluşturduğu baskının etkisi yadsınamaz. %1.6 civarı seyreden 10 yıllıklar hem ABD’de enflasyonu tetikleyebilecek ve borçlanma maliyetini artırabilecek etkiye sahipken gelişmekte olan ülkelerde de baskı unsuru olabilmekte. Ancak 10 yıllık tahvillerde beklentilerin sene sonuna kadar %2’yi bulabileceğini de akılda tutmak gerekir. ABD’deki 10 yıllıkların artan bir biçimde yükselmesi, FED’den oluşan enflasyon beklentisiyle ilgili mütemadiyen rahatlatıcı mesajlar vermesi ve tabii ki bu haftaki FED’in faiz oranını değiştirmeme kararını da bütünsel şekilde ele almak gerekir” dedi. Karabel TCMB’nin gelecekte alabileceği duruşu şu sözlerle özetledi “Önden yüklemeli vurgusu piyasaların beklentileri ve enflasyon arasındaki denge açısından güdülecek istikametin de habercisi sayılabilir. Önümüzdeki günlerde hem bu iki dengeyi hem de ABD kanadından gelecek 10 senelik tahvillerdeki gelişmelerle beraber izlenecek bir seyir piyasaları bekliyor”