Tekfen Holding açıklamasına göre, Tekfen Grubu, 2018 yılının ilk satın almasını tarım sektöründe gerçekleştiriyor. Türkiye'nin en büyük meyve üreticisi ve ihracatçısı firmalarından olan Alanar Meyve ve kardeş şirketi Alara Fidan’ın yüzde 90'ı, 49,6 milyon TL bedelle Tekfen Holding grup şirketlerinden Tekfen Tarımsal Araştırma Üretim ve Pazarlama AŞ tarafından satın alınmak üzere sözleşme imzalandı.
Hisse devri Rekabet Kurulu onayını takiben gerçekleşecek. Her iki şirket'in kurucusu ve Türkiye’de meyvecilik sektörünün duayenleri arasında yer alan Yavuz Taner, geri kalan yüzde 10 hissesi ile hissedar olarak kalacak ve bilgi-birikimini Tekfen çatısı altında Türk tarım sektörüne aktarmaya devam edecek.
Tekfen, söz konusu satın alma işlemi sonrasında, her iki firmaya 2018-2020 yılları arasında yeni tesis kurulumu, bahçe ve makine alımlarıyla toplam yaklaşık 160 milyon liralık yeni yatırım yapacak. 40 yıldır Toros Tarım markasıyla gübre, tohum, fide ve fidan olmak üzere tarımsal girdi alanında sektör lideri olan Tekfen Grubu, bu satın alma ile tarımsal üretim alanında da iddiasını ve vizyonunu ortaya koymuş oldu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, her iki firmanın çalışmalarını uzun süreden beri takip ettiklerini belirtti.
Türk çiftçisinin doğru tarımsal üretim için ihtiyaç duyduğu bitki besini, tohum, fide ve fidan gibi temel girdilerini karşılayan bir kurum olarak, varlıklarını tarımsal üretim alanında da göstereceklerini aktaran Gigin, "Yarının dünyasında her zamankinden daha büyük önem kazanacak olan tarımsal üretime, kurumsal disiplin ve finansman gücü ile daha fazla verimlilik kazandırmanın, salt ticari bir hedefin ötesinde, Tekfen'e yakışan önemli bir sorumluluk olduğuna inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Bahçeler 3 katına çıkacak, hedef daha fazla ihracat
Gigin, cirosunun yüzde 90'ı ihracat kaynaklı olan Alanar'a daha önceleri, Toros Tarım'ın Adana'daki Agripark doku kültürü laboratuvarlarında kiraz fidanları ürettiklerini anımsatarak, tanışıklıklarının yıllara dayandığını da dile getirdi.
İhracatının yüzde 80'ini başta Almanya ve İngiltere olmak üzere Avrupa’ya yapan ve meyvecilik alanında parmakla gösterilen bu şirketleri bünyelerini kattıklarını bildiren Gigin, şunları kaydetti:
"Yıllardır faaliyet gösterdiği pazarlarda, ürünlerinin kalitesi konusundaki titizliği, zamanında teslimata verdiği önem ile bilinen Alanar'ı Avrupa'da olduğu gibi Çin ve Uzak Doğu piyasasında da büyük bir oyuncu haline
getireceğiz. Yıllık 500 milyon dolar kiraz ithalatı yapan Çin, sadece Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın izin verdiği firma ve tesislerden ithalat yapıyor. Bu izne sahip 9 firmadan biri olan Alanar Meyve, aynı zamanda ithalat iznine sahip firmaların sahip olduğu 13 tesisten 2’sinin de sahibi. Çin'in Xi’an kentinden başlayan demir İpek Yolu'nun ulaşım maliyetlerini düşürmesi ile bu pazarların Alanar Meyve’nin toplam ihracatının yarısını oluşturmasını amaçlıyoruz. Ayrıca, ürün tedarikinde mevsimsel kısıtları bertaraf etmek ve dolayısıyla satışları yılın tamamına yaymak için Güney Amerika, Hindistan, Özbekistan, Güney Afrika ve Peru gibi pazarlarda da üreticilerle ticari ilişkiler geliştirmek hedeflerimiz arasında"
Satın almanın ardından, 3 bin 600 dekar büyüklüğündeki bahçelere 6 bin dekar daha eklenerek, 2028 yılında da toplam cironun 800 milyon TL mertebesine çıkması için çalışılacağını anlatan Gigin, 2017‘de 3 bin ton olan üretim kapasitesinin ise 2028’de 15 bin tona ulaşmasını, üreticilerden tedarik edilecek 20 bin tonla toplam 35 bin ton ihracat hedeflediklerini belirtti.
Her iki şirketin kurucusu olan Yavuz Taner ise Tekfen çatısı altında sektör tecrübelerini paylaşmaya devam edeceğini kaydetti. Son 10 yılda Türkiye'nin meyve üretiminde önemli artışların olduğuna tanık olduklarını Alanar olarak sürdürdükleri Ar-Ge çalışmaları neticesinde, 65 çeşit kiraz arasından 30-35 gün muhafazaya dayanacak ve 10 gün raf ömrü olacak doğru ürünü bulduklarını dile getiren Taner,
"Son yıllarda, başta Hong Kong olmak üzere Uzakdoğu pazarındaki hızlı gelişmemizi Çin’e doğrudan ihracat ile sürdürmek istiyoruz. Özellikle demir İpek Yolu’nun faaliyete tam olarak girmesi ile Çin ve Uzakdoğu piyasası, Türkiye için önemli pazarlarından biri haline gelecek. Bu potansiyel, bizi yatırımları artırmak üzere motive ediyordu. Bu atılımı en doğru şekilde Tekfen Grubu çatısı altında yapacağımıza inandık. Satın alma sonrasında kazanan Türkiye tarımı olacak" değerlendirmesinde bulundu.