Temmuz ayı Dünya'da şimdiye kadar kaydedilmiş en sıcak ay olabilir. Avrupa Birliği iklim gözlemcisi Perşembe günü yaptığı açıklamada, Kuzey Amerika, Avrupa, Asya ve diğer yerlerde haftalarca süren kavurucu yaz sıcaklarının Temmuz ayını Dünya'nın kayıtlara geçen en sıcak ayı olma yolunda ilerlettiğini söyledi.
Geçtiğimiz ay gezegen, kayıtların başladığı 1850 yılından bu yana en sıcak Haziran ayını yaşamıştı. Bu yıl 6 Temmuz ise şimdiye kadar kaydedilen en sıcak gün oldu. Ve 2023'ün en sıcak yıl olarak 2016'nın yerini alma ihtimali giderek artıyor. Şu anda kayıtlardaki en sıcak sekiz yıl, son sekiz yıl.
Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Petteri Taalas yaptığı açıklamada "Temmuz ayında milyonlarca insanı etkileyen aşırı hava koşulları ne yazık ki iklim değişikliğinin acı bir gerçeği ve geleceğin bir habercisi. Sera gazı emisyonlarını azaltma ihtiyacı her zamankinden daha acil," dedi.
Dünya, tahmincilerin, insanoğlunun devam eden sera gaz emisyonlarının ısınma etkilerinin, tipik olarak birçok bölgede daha sıcak koşullarla ilişkilendirilen yinelenen iklim modeli El Niño ile birleştiği, çok yıllı olağanüstü bir sıcaklık dönemi olabileceği konusunda uyardığı bir döneme girdi.
Los Angeles'taki California Üniversitesi'nden iklim bilimci ve istatistikçi Karen A. McKinnon, yine de küresel ortalama sıcaklıkların Haziran başından bu yana olduğu gibi rekorları böylesine büyük farklarla kırmasının, iklimin başka faktörler tarafından da şekillendirilip şekillendirilmediğine dair soruları gündeme getirdiğini söyledi. Bu unsurlar küresel ısınma ve El Niño'dan daha az iyi anlaşılmış olabilir.
Temmuz ayının son günlerine girerken dünyanın pek çok bölgesi bu hafta da bunaltıcı sıcaklarla boğuşmaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde Ulusal Hava Servisi, Perşembe günü Kuzeydoğu ve Orta Atlantik'te tehlikeli bir sıcak hava dalgasının şekillendiğini ve Güneybatı ve Orta Eyaletlerde yüksek sıcaklıkların endişe kaynağı olmaya devam ettiğini söyledi. Kuzey Afrika, Güneydoğu Avrupa ve Türkiye'nin bazı bölgeleri kavruluyor. Sıcaklık ve kuraklığın artırdığı orman yangınları Kanada'da ve Akdeniz çevresinde şiddetlendi.
Bu ay Amerika Birleşik Devletleri'nin güney batısı, Kuzey Meksika ve Güney Avrupa'da yaşanan sıcak hava dalgalarını inceleyen araştırmacılar bu hafta, bu bölgelerde günlerce süren sıcaklıkların, insan kaynaklı iklim değişikliğinin etkisi olmaksızın "neredeyse imkansız" olduğunu söyledi.
Miami Üniversitesi'nden iklim bilimci Emily Becker, yine de bilim insanlarının, gezegenin tüm yüzeyinin bu yaz ortalama olarak normalden daha sıcak olmasının "endişe verici" boyutunu tam olarak anlamak için daha fazla araştırma yapmaları gerektiğini söyledi.
Dünya yüzeyinin yakınında ısı birikmesine neden olan fosil yakıt emisyonları bunda kesinlikle önemli bir rol oynuyor. Sanayi Devrimi'nden bu yana insanlar atmosfere 1,6 trilyon ton karbondioksit pompaladı. Bu da dünyanın 19. yüzyılın ikinci yarısına kıyasla yaklaşık 1,2 santigrat derece ya da 2,2 Fahrenheit daha sıcak olmasına neden oldu.
Ancak bu ekstra ısının yerküreye dağılma şekli hala kara, deniz ve havayı kapsayan karmaşık bir faktörler demetinin yanı sıra bir miktar rastgele faktörler tarafından şekillendirilmekte. Dr. Becker, bu nedenle bu yaz yaşanan şiddetli sıcakların ardındaki belirli faktörleri çözmenin zaman alacağını belirterek, "Bunu anlamak ve gelecek yıl ya da bundan 10 yıl sonra bunu tekrar görüp görmeyeceğimizi anlamak için oldukça fazla araştırma yapılması gerekecek," dedi.
Dr. Becker, bu yaz şimdiye kadar muhtemelen çok önemli olmayan bir faktörün, en azından Kuzey Amerika'da, El Niño olduğunu söyledi. Bu döngüsel olgu, orta tropikal Pasifik yüzeyi normalden daha sıcak olduğunda ortaya çıkıyor. Bu yıl ilkbaharın sonlarında ortaya çıkan El Niño'nun gelişi, dünyanın dört bir yanındaki rüzgar düzenlerinde ve yağışlarda bir dizi değişikliği tetikliyor. Ancak en acil etkileri tropikal ve uzak batı Pasifik'te, Endonezya gibi yerlerde hissediliyor.