Resmi enflasyon üst üste 15. ayda da yükselerek ağustosta yüzde 80’i aşıp 24 yılın zirvesini görürken, TL tahvil faizlerinde olağan dışı gelişmeler yaşanıyor.
Merkez Bankası’nın (TCMB) son aylarda bankaları tahvil alımına zorlayan adımları sonrasında tahvil faizlerinde sert düşüş gözleniyor. Enflasyon beklentileri giderek bozulmasına ve yabancı çıkışlarına rağmen TL tahvil faizlerinde sert düşüş dikkat çekiyor.
Sözcü'nün haberine göre bu yılın mart ayında yüzde 28,56 ile tarihi zirvesini gören 10 yıl vadeli Hazine tahvili faizi dün yüzde 12,45’e kadar geriledi.
Yine mart ayında yüzde 28 seviyelerini gören 5 yıl vadeli tahvil faizinde de dün yüzde 12,19 seviyesi görüldü. Böylece 5 ve 10 yıl vadeli tahvil faizleri, yüzde 13’lük TCMB politika faizinin de altına düştü.
Öte yandan, Hazine’nin TL cinsi tahvil faizleri ile dolar cinsi tahvil (Eurobond) faizleri arasındaki fark da çok daraldı.
Hazine’nin 5 ve 10 yıl vadeli Eurobond faizleri ise yüzde 10-11 aralığında bulunuyor. ABD Hazine tahvil faizlerinin üzerine Türkiye’nin 700 baz puanın üzerindeki risk primi (CDS) eklendiği için Eurobond faizleri yüzde 10’un üzerinde hareket ediyor.
Kendisi de ikinci el piyasadan yüklü miktarda tahvil satın alarak piyasaya müdahale eden TCMB, son aylarda yabancı para mevduatlar ve TL krediler için tahvil tutma zorunluluğu getirerek bankaları tahvil alımına yönlendirmiş, bu da tahvil faizlerinde sert düşüşleri beraberinde getirmişti.
Eski Hazine yöneticisi Coşkun Cangöz, yüksek enflasyona rağmen TCMB’nin attığı adımlarla Hazine tahvili faizlerinin sert düşmesinin kısa vadede “olumlu” gibi görünse de uzun vadede riskli olduğuna işaret etti.
Enflasyonu kontrol altına almak için ileride faiz artırıldığında ve politikalarda normalleşmeye gidildiğinde bu tahvilleri alan bankalar için problem ortaya çıkacağını belirten Cangöz, şu an portföylerindeki tahvillerin değer kazanmasıyla kâr yazan bankaların ileride zarar yazacağını, Hazine’nin borçlandığı piyasanın da zora gireceğini belirtti.
Hazine tahvillerinden 2017’den bu yana ciddi yabancı çıkışı olduğunu ve yabancı payının yüzde 1’lere kadar gerileyerek tarihi düşük seviyelere düştüğünü belirten Cangöz, son düzenlemelerle kamu bankalarının ellerindeki tahvillerin bir kısmını özel bankalara sattıklarını, seçim öncesinde kamu bankalarına yeni bir kredi genişlemesi için alan açılmak istendiğini dile getirdi. Cangöz, kısa vadede faizleri baskılamak için uzun vadede riskli olacak ve piyasada sorun yaratacak adımların atıldığına dikkat çekti.