Yatırım bankası Renaissence Capital'in Türk Varlıkları Birimi Müdürü Michael Harris, Türk Lirası'ndaki değer kaybının sanıldığı kadar olumsuz bir tabloya işaret etmediği belirtti.
Harris, doların dün itibariyle 2,70'in üzerini görmesinin, kırmızı çizginin aşılması olarak yorumlanamayacağını ifade ederek, "Kırmızı çizgi diye bir şey söz konusu değil. Genellikle kırmızı çizgi bir hükümetin ya da merkez bankasının para birimini belirli bir seviyede koruması halinde oluşan doğal olmaya durumla ilgilidir; Nijerya'da olduğu gibi. Bu gibi durumlarda herkes para biriminin korunduğunu düşünür ve yanlış yerde pozisyon alır. Türkiye için böyle bir durum söz konusu değil" görüşünü dile getirdi.
Doların lira karşısında güçlenmesinin psikolojik etkileri olduğunun altını çizen Harris, "2,70 psikolojik olarak tabii ki önemlidir. Eğer dolar cinsinden borçlanan bir şirketseniz, ki çoğunluğu öyle, bu yıl sonu itibariyle 2,65'in üzerinde bir seviye dolar cinsinden borçlanma maliyetlerinizi artırır" dedi.
Harris, dolardaki seviyenin Türk şirketlerinin finansmanı üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine işaret ederek, şirketlerin artan maliyetlerini azaltmak için yatırımlarını yavaşlatabileceğine dikkati çekti.
Buna rağmen kurdaki mevcut seviyenin "kırmızı çizgi" olarak algılanmaması gerektiğini belirten Harris, "Gerçek şu ki doların şu anda 2,70 seviyesini görmüş olması 2,80-2,90'ı ulaşma olasılığını artıran bir durum değil. Evet ortada psikolojik bir endişe var. Çünkü Türkiye'de vatandaş enflasyon, cari açık, işsizlik hatta faiz oranlarını sorsanız size ortalama bir cevap verir ama dolar kurunu tam olarak bilir" dedi.
"Liradaki zayıflamayı yatırımcı için fırsat"
Harris, dolarda görülen seviyenin "tarihi" olarak görülmemesi gerektiğini ifade ederek, "Tarihsel düşük seviyede deniyor ama enflasyon farkı geçmiş dönemlere kıyasla çok büyük. Bence bu gerçek anlamda alakasız bir tanım. Genelde herkes nominal olana odaklanıyor" diye konuştu.
Türk Lirası'nın gelecek dönemde nasıl bir performans gösterebileceğine ilişkin değerlendirmede bulunan Harris, şunları kaydetti:
"Ben TL'nin paniğe sevk edeceğini düşünmüyorum. Mevcut seviyenin, para biriminin daha da zayıflama ihtimalini artırmadığını düşünüyorum. Liradaki mevcut zayıflamayı (yatırımcı için) fırsat olarak görüyorum."
Merkez Bankası'nın piyasayı yanlış yönlendirme ihtimali olan bir adım atmadığını belirten Harris, "Türk Lirası'nın daha da zayıflaması için herhangi bir sebep yok. Türkiye ekonomisinde aşırı ısınma da yok. Cari açık zaten düşecek" dedi.
9 trilyon dolarlık kısa pozisyon
Öte yandan, Uluslararası Ödemeler Bankası'nın verilerine göre, ABD dışındaki kamusal ve kurumsal borçlanıcılar dolar cinsinden 9 trilyon dolar gibi rekor miktarda borçlanmış durumda ve bunların büyük bölümünün gelecek yıllarda geri ödenmesi gerekecek. Dolar cinsinden varlıklarını azaltan merkez bankaları süreci tersine çevirirken daha fazla talep yaratıyor.
Merkezi Londra'da bulunan TD Securities Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Christian Maggio ise konuya ilişkin olarak, "ABD dışından borçlananların bütün borçlarını ödeyeceklerini düşünmüyorum. Bu borcun bir kısmı genel olarak çevrilecek, vadesi uzatılacaktır. Bu da dolara çok büyük bir talep olmayacağı anlamına geliyor" dedi.
Genel olarak ABD dolarının gücünü artırma eğiliminde olduğunu belirten Maggio, "Biz doların gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye dahil olmak üzere neredeyse bütün para birimleri karşısında güçleneceğini düşünmeye devam ediyoruz" öngörüsünde bulundu.