Turkcell, IMTIS Holdings iddiaları hakkında açıklama yaptı. Kamuoyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayınlanan şirket açıklaması şöyle:
Şirketimizin hissedarlarından IMTIS Holdings S.a.r.l ("IMTIS")'in, 15 Ekim 2021 tarihinde Şirketimizde yapılmış olan toplantıda ve akabinde gönderdiği mektuplarda, yaptığı özel durum açıklamalarında ve medya iletişimlerinde finansal, operasyonel ve kurumsal yönetim konularında, diğer hissedarları yanıltabilecek mahiyette bir takım spekülatif, gerçeği yansıtmayan ve çelişkili iddialarda bulunduğu görülmektedir. Sürecin başından beri Şirketimizin yönetim takımı IMTIS'e, ilgili iddialarına yanıt vermek üzere Şirketimizin tabi olduğu düzenlemelere uygun olarak bir görüşme yapmaya hazır olduğunu belirtmiş ancak olumlu yanıt alamamıştır. Son olarak yönetim takımımız görüşme talebini yinelemiştir.
IMTIS'in iddialarına istinaden yanıtlarımız aşağıda özetlenmiş olup, tüm hissedarlarımızın dikkatine önemle sunulmaktadır.
1. Oy tavsiyesi hizmeti sunan (proxy advisor) firmaların rapor içeriklerine dair yanıltıcı açıklamalar
IMTIS, vekaleten oy kullananlar için oy tavsiyelerinde bulunan firmaların raporlarında yer alan ifadeleri yanıltıcı olabilecek şekilde göstermiştir. Söz konusu firmaların 15 Nisan 2021'deki Genel Kurul'a ilişkin olarak hazırladıkları raporlarında sadece yönetim kurulu üye adaylarının zamanında ilan edilmemesine ilişkin yorumlarına rağmen, IMTIS bu yorumu, Turkcell'in tüm kurumsal yönetim süreçlerinin zayıf olduğuna dair bir algı oluşturmak amacıyla yönlendirici şekilde kullanmıştır. Ayrıca söz konusu raporların birinde o dönemde Turkcell Yönetim Kurulu'nda yer alan üyelerin %50'sinin bağımsız olduğu raporu yazanlarca da açıkça kabul edilmesine rağmen, IMTIS söz konusu raporu yazan kurumun, bağımsız yönetim kurulu üyelerine dair endişeleri olduğunu iddia ederek raporu kendi isteğine göre ve kamuoyunu yanıltıcı şekilde kullanmıştır.
2. Diğer hissedarların görüşlerine dair yanıltıcı açıklamalar
IMTIS 28 Ekim 2021 tarihli mektubunda ve daha sonraki iletişimlerinde kendisini diğer hissedarların temsilcisi gibi ifade etmekte ancak buna dair bir kanıt sunmamaktadır. IMTIS, 2021 yılında yapılan Turkcell Genel Kurulu'nda yönetim kurulu üyesi seçiminde 83 kurumsal yatırımcı tarafından olumsuz oy kullanıldığına işaret ederek, Turkcell'in yatırımcılarının kendileri gibi endişeli olduklarını ileri sürmüştür. IMTIS, Turkcell'in 500'ü aşkın kurumsal yatırımcısı olduğunu göz ardı etmekle birlikte, olumsuz oy kullananların kararını tüm yatırımcılara mal etmiştir ve olumlu oy kullanan yatırımcıları görmezden gelmiştir. En dikkate değer çelişki de, söz konusu yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair 15 Nisan 2021 tarihindeki Genel Kurul esnasında yapılan oylamada IMTIS'in olumlu oy kullanmış olmasına rağmen bundan sadece 6 ay geçtikten sonra tutumunu herhangi bir haklı sebep olmaksızın değiştirmiş olmasıdır. Nitekim IMTIS, yatırımcıların Turkcell'in geleceğine inancını kaybettiğine dair iddiasını ispatlayabilecek herhangi bir gerekçe veya somut bir kanıt da öne sürmemiştir. IMTIS'in mektuplarındaki bazı ifadelerin mesnetsiz olması ve üstelik itham edici bir iletişim diliyle kaleme alınmış olması da dikkat çekicidir.
3. Süreç ile ilgili yanıltıcı açıklamalar
Turkcell Yönetim Kurulu ve yönetim takımı, IMTIS'in Şirketimize dair 15 Ekim 2021 tarihinden itibaren başlatmış olduğu olumsuz kampanya sürecinde kayda değer zaman ve kaynak ayırmıştır ve ayırmaya devam etmektedir. IMTIS'in 28 Ekim 2021 tarihli mektubuna, Şirketimizin Yönetim Kurulu 12 Kasım 2021 tarihinde cevap vermiştir. Bu cevapta, bu iddialara katılmadığımız belirtilmiş ve Şirketin performansına dair bilgi paylaşımı için de yönetim takımı işaret edilmiştir. Ancak IMTIS, bu cevabı göz ardı edip, yönetim takımıyla görüşmeyi de reddederek, 15 ve 16 Kasım 2021 tarihlerinde o güne kadar taraflar arası yapılan tüm yazılı iletişimi, SEC ve SPK nezdinde yaptığı açıklamalar ile kamuya duyurmuştur. Turkcell Genel Müdürü'nün ileri sürülen iddialara dair IMTIS ile diledikleri bir zaman toplantı yapma isteği de bu süreçte geri çevrilmiştir. IMTIS, süreç içerisinde Turkcell yönetim takımı ile bugüne kadar başkaca herhangi bir görüşme gerçekleştirmemiştir. Sonuç olarak, Turkcell yönetim takımı süreç boyunca her zaman yapıcı, iş birliğine hazır ve etkin bir biçimde hareket etmiştir ve etmeye devam edecektir.
4. IMTIS'in finansal ve operasyonel performansa dair yanıltıcı açıklamaları
IMTIS'in finansal ve operasyonel iddiaları dikkatli bir şekilde incelendiğinde çeşitli yapısal faktörlerin göz ardı edilmesi yüzünden rakiplerle yapılan karşılaştırmalarda hatalı yorumların ortaya çıktığı görülmektedir. Turkcell'in operasyonel karlılığı ve serbest nakit akışı değerlendirilirken farklı vergi, regülasyon, demografi ve rekabet ortamına sahip ülkelerdeki telekom şirketleriyle karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmalarda Turkcell'in büyük oranda mobil telekom ağırlıklı bir gelir yapısına sahip olduğu ve Türkiye'de bu gelirler üzerinden (satılan malın maliyetine dahil olması sebebiyle operasyonel karlılığı doğrudan etkileyen) %15 hazine payı ile %5 telsiz kullanım ücreti ödemekle yükümlü olduğu göz ardı edilmiştir. Turkcell'in Türkiye'deki diğer bir operatör ile karşılaştırılmasının da, özellikle sabit telekom hizmetleri için uygulanan hazine payının sadece %1 olduğu düşünüldüğünde, yanıltıcı olduğu bir gerçektir. Bu faktörlerin göz ardı edilmesi Turkcell hissedarlarına ve potansiyel yatırımcılarına adil ve doğru bir perspektif sağlamamaktadır.
IMTIS'in, Turkcell'in abone pazar payı ve hisse performansı gibi çeşitli operasyonel ve finansal göstergelerini yanıltıcı olabilecek mahiyette ve özellikle belirli zaman aralıklarındaki sonuçları karşılaştırarak kullanmış olduğu ve buradan hareketle genel manada tek taraflı ve nesnel olmayan çıkarımlarda bulunduğu görülmektedir. Turkcell'in son iki yılda net 3,7 milyon abone kazanmış olması, Şirket'in ortaya koyduğu doğru stratejinin ve bu stratejinin başarılı bir şekilde uygulanmasının bir sonucu olarak değerlendirilmektedir.
IMTIS, Turkcell'in varlıklarını stratejik olarak değerlendirme planlarının güçlü pazar koşullarına rağmen gerçekleşmediğini iddia etmektedir. Varlıklarımızdan daha fazla değer yaratma aksiyonları, kendilerinin de Şirketimiz yönetim kurulunda temsil edildiği 2019 yılından bu yana gündemimizde yer almaktadır. Bu tarihten beri dünya COVID-19 salgının öne çıktığı eşi görülmemiş bir dönemden geçmiş, ülkemizde de şirket değerlemelerini baskılayan yüksek oynaklığa sahip bir piyasa ortamı süregelmiştir. Kısaca söz konusu dönemde, IMTIS'in iddia ettiğinin aksine güçlü pazar koşulları bulunmamaktadır. Turkcell olarak, makro ve pazar koşullarını hissedarlarımızın en yüksek yararına olacak şekilde sürekli gözetmekteyiz. Bu bağlamda, Paycell markasıyla faaliyet gösteren ödeme hizmetleri şirketimiz için Kasım 2021'de uluslararası bir bankayı yetkilendirerek kısmi hisse satışı süreci başlattığımızı, Superonline için farklı stratejik seçenekleri değerlendirdiğimizi hatırlatmak isteriz. Varlıklarımızın değerini en iyi yansıtacak şekilde aksiyonlarda bulunmayı amaçlamaktayız. Öte yandan IMTIS, Turkcell'in bazı kıymetli varlıklarına yönelik temelleri belirsiz olan veya varlıklarımızla karşılaştırılabilir olmayan değerleme yöntemleri kullanarak, bunlar üzerinden hangi temele ya da bilgiye dayandığı anlaşılamayan hisse satış oranları öngörmüş ve bunu yayınlamıştır. Bu şekilde yapılan bir hesaplama Turkcell yatırımcılarının ve bu varlıklara ilgi duyabilecek yatırımcıların sağlıklı karar vermesine imkan tanımayacağı gibi nesnel şekilde temellendirilemeyen beklentilere girmelerine neden olabilecektir.
IMTIS'in uluslararası varlıklarımıza ilişkin yorumlarını mevcut Yönetim Kurulu ile ilişkilendirmesi, bu şirketlere uzun yıllardır yapılan yatırımların kendilerinin Şirketimiz yönetim kurulunda yer aldığı zamanlardan beri süregeldiği gerçeğini göz ardı etmektedir. Öte yandan bu yorumlarda, en büyük uluslararası bağlı ortaklığımız olan Lifecell'in başarılı performansının son iki yılda geliştiği gerçeği de tamamen görmezden gelinmektedir.
IMTIS'in ABD Doları bazlı temettü beklentisi, gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye'deki bir şirketin kur riski gerçeği göz önünde bulundurulduğunda makul ve gerçekçi bir istek değildir. ABD Doları bazlı temettü taahhüttü, geçmişte benzer örneklerde olduğu üzere, Şirketin yüksek bir kur baskısı altına girmesine ve kur duyarlılığının artmasına neden olacaktır.
Son olarak birçok analist raporunda da bahsedildiği üzere, IMTIS'in hisse piyasalarındaki muhtemel davranışlarının Turkcell hisse fiyatı üzerinde son dönemde ciddi bir baskı unsuru haline geldiği görülmektedir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, hisse performansının IMTIS'in maksatlı olarak seçtiği belirli bir periyot üzerinden değerlendirilmesi, yanıltıcı bir sonuca varılmasına yol açmaktadır.
Tabi olduğumuz düzenlemeler çerçevesinde, ilgili platformlar üzerinden, tüm yatırımcılarımız ile şeffaf ve açık iletişimimiz devam edecektir.