Dünyanın önde gelen alacak sigortası şirketi Euler Hermes, Covid-19 sonrası ülkeler arası gelir eşitsizliğine ilişkin “orta gelir tuzağı” raporunu yayınladı. Rapora göre, orta ve uzun vadede, salgının olumsuz etkilerinin gelişmekte olan ülkeleri daha çok etkilemesi bekleniyor.
Covid-19 öncesi ve Covid-19 sonrası uzun vadeli ekonomik büyüme tahminlerine göre altı ülkenin üst gelir seviyesine yükselişi gerilerken, Türkiye’nin de dahil olduğu iki ülkenin ise yüksek gelir kümesine yükselişi hız kazanıyor.
Rusya ve Türkiye yüksek gelir seviyesine çıkabilir
Krize yönelik sağlanan mali teşviklerin 2020 yılında büyümede ilk etapta ortaya çıkan yavaşlamayı fazlasıyla telafi etmesi ve böylece ileriye dönük baz etkisi yaratması sınıf atlamada Türkiye ve Rusya’yı diğer ülkelerden pozitif ayrıştırıyor. Ancak Euler Hermes ekonomistleri, her iki ülkenin de uzun vadeli görünümünün aşağı yönlü risk içerdiğini vurgulayarak, bu olasılığa ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini belirtiyor. Rusya emtia fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı savunmasız konumda bulunurken, Türkiye için ise kısa ve orta vadede; ödemeler dengesi, kur ve para politikasına ilişkin endişeler devam ediyor.
Altı ülkenin üst gelir seviyesine yükselişi geriliyor
Covid-19 nedeniyle yüksek gelir seviyesine geçişi yüksek ihtimalle gecikecek ülkeler arasında Macaristan, Letonya ve Romanya bulunuyor. Gecikmeli olsa da bu ülkelerin 2029 yılına kadar yüksek gelir seviyesine başarılı bir şekilde geçiş yapacağı tahmin ediliyor. Aslında hali hazırda Macaristan, Letonya ve Romanya, 2019 yılına kadar kişi başına düşen gelirde büyük ölçüde iyileşme kaydetmiş ve orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna geçişe yaklaşmıştı. Covid-19 sadece bu ülkeler için üst kümeye yükselmeyi birkaç yıl ertelemiş oldu.
Üst kümeye atlaması gecikecek hatta belki gerçekleşmeyecek ülkeler ise Kazakistan, Panama ve Seyşeller. Kazakistan yüksek gelir kümesine çıkabilir ancak bunun 2029 yılı sonlarında olması bekleniyor. Covid-19'un turizm üzerindeki etkisinin ise Seyşeller ve Panama’nın uzun vadeli gelişimine ket vurabileceği öngörülüyor. Dolayısıyla bu üç ülke, Covid-19 krizi tarafından orta gelir tuzağına itilme riski en yüksek ülkeler.
Covid-19 refah uçurumunu derinleştirecek mi?
Raporda, birçok gelişmekte olan ülkenin Covid-19 krizinin etkisini azaltmaya yönelik politikalar için manevra alanının az ve aşılara erişiminin daha yavaş olduğu belirtiliyor. Daha zengin ülkeler için ise nüfusun 2021 yılında veya 2022 yılının başlarında büyük ölçüde sürü bağışıklığı kazanması ve sosyal etkileşimin büyük ölçüde normale dönmesi bekleniyor. Dünyanın birçok ülkesi ise hâlâ bu dönüm noktasından çok uzakta. Buna ek olarak hızla artan kamu borçları eylem kapasitesini iyice azaltıyor, bu da yoksul ülkeler üzerinde orantısız bir yük yaratıyor.
Raporda ayrıca, Covid-19’un, gelişmekte olan ülkelerin çoğu için olumsuz olabilecek, uzun vadeli yapısal eğilimleri hızlandırmış olabileceğinin altı çiziliyor. Uzun vadeli bir diğer eğilim olan yeşil dönüşüm ise, küresel ekonominin karbon duyarlılığının artmasına ve özellikle daha zengin ülkelerde bir yatırım patlamasına yol açacak. Yeşil dönüşüm birçok gelişmekte olan ülkenin ekonomik modellerini etkileyecek. Eski iş modeli olan, dünyaya ucuz tüketim malları üretmek ve nakletmek artık norm olmayacak. Yüksek gelir statüsüne giden yol, gelişmekte olan ülkeler için daha uzun ve zor hale gelebilir.
Sınıf atlamada alacak sigortasının önemi büyük
Euler Hermes CEO’su Ahmet Ali Bugay, rapor ile ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “Başarılı bir şekilde yüksek gelir düzeyine geçiş yapan birçok ülke güçlü bir alacak sigortası piyasasına sahip ve bu bir tesadüf değil: Alacak sigortası, krizlerle baş ederken hayati olan esneklik kapasitesine önemli ölçüde katkıda bulunuyor ve böylece görece yoksul olan ülkelerin de orta gelir tuzağından kaçınmasını kolaylaştırıyor. Birçok araştırma, alacak sigortasının daha yaygın olmasının; hızlı iyileşme ve uzun vadeli olumsuz etkileri sınırlamada önemli bir yeri olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda gelişmiş sigorta piyasaları, farklı kanallar aracılığıyla toplumsal dayanıklılığa önemli ölçüde katkıda bulunuyor ve böylece daha yoksul ülkelerin orta gelir tuzağından kurtulmasını kolaylaştırıyor.”