Küresel çapta faaliyet yürüten büyük Alman şirketlerini gelecekte insan hakları, çocuk işçiliği, doğal kaynaklar ve iklim koruma konusunda daha fazla sorumluluk altına alacak olan Tedarik Zinciri Yasası üzerinde Almanya'daki hükümet ortakları uzlaştı. Federal hükümeti oluşturan Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU), küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından hazırlanan yasa tasarısının önümüzdeki ay bakanlar kuruluna gelmesi, yaz tatiline girilmesinden önce de oylanarak Federal Meclis'ten geçmesi planlanıyor.
DW Türkçenin haberine göre Tedarik Zinciri Yasası 1 Ocak 2022'den itibaren kademeli olarak yürürlüğe girecek. Almanya tarihinde önemli bir paradigma değişimi olarak da kabul edilen kanun, küresel çapta faaliyet yürüten Alman şirketlerin tedarik zincirinin bütününde sorumluluk üstlenmesini öngörüyor.
Yasa tasarısı neleri içeriyor?
Yasa 2023'ten itibaren, önce 3 binden fazla çalışanı olan 600'den fazla Alman şirketini bağlayacak. 2024'ten itibaren ise binden fazla çalışanı olan yaklaşık 3 bin şirket küresel tedarik zincirinde olanlar konusunda sorumluluk üstlenmek zorunda kalacak. İnsan hakları kuruluşları, yasanın 500 çalışanı olan şirketleri de kapsamasını talep ettiyse de orta ölçekli şirketlerin bundan muaf tutulması için özellikle Federal Ekonomi Bakanı CDU'lu Peter Altmaier'in bastırdığı bildiriliyor. Yasa tasarısı, söz konusu Alman şirketleri doğrudan tedarikçilerinden sorumlu kılıyor. Ara tedarikçi şirketlerde ihlaller yaşandığının öğrenilmesi halindeyse bunları aydınlatmakla ve ortadan kaldırmak için harekete geçmekle yükümlü kılıyor.
Yasanın kapsadığı şirketler, tedarikçilerinde çocuk işçiliğine ve zorla çalıştırmaya izin vermeyecek. Adil ücret ödenmesi ve uluslararası sözleşmelerle tanımlanan çalışma ve çevre koruma kurallarının yerine getirilmesinden yükümlü olacak. Bunların ihlal edilmesi durumunda, mağdurun da rızasıyla olay sivil toplum kuruluşları veya sendikalar vekilliğinde Alman yargısına taşınabilecek.
Yasada tanımlanan, Alman şirketlerin tedarikçilerinde yaşandığı bildirilen ihlalleri denetleme görevi de Federal Ekonomi ve İhracat Kontrolü Dairesi'ne veriliyor. Daire konuyu yerinde inceleyecek ve ihlal görmesi halinde maddi yaptırım uygulayacak veya sorumlulara para cezası verebilecek. İhlalden sorumlu görülen bir Alman şirketi üç yıla kadar ihalelere katılmaktan men edilebilecek.
Türkiye yasanın neresinde?
Yaklaşık iki milyon üyesi olan Birleşik Hizmet Sendikası ver.di, Tedarik Zinciri Yasası'nın yürürlüğe girmesi halinde bütün tedarikçi ülkeler kadar Türkiye'yi de etkileyeceğini belirtiyor. Sendikanın basın sözcüsü Daniela Milutin DW Türkçe'ye verdiği demeçte, şimdiye kadar Türkiye'de Hugo Boss, Zara, C&A gibi şirketlerin tedarikçilerinde zaman zaman çocuk işçiliği sorunuyla karşılaşıldığını aktarmıştı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, 2019 yılında Türkiye ile Almanya arasındaki ticaret hacmi önceki yıla oranla yüzde 8,6 düşüş göstererek 33 milyar 400 milyon euro oldu. Rusya ve Çin'in ardından Almanya, Türkiye'nin en fazla ithalat yaptığı üçüncü ülke. Almanya'nın Türkiye'ye ihraç ettiği ürünlerde ağırlığı motorlu taşıtlar, otomotiv yan sanayi ürünleri, makineler ve kimyasal ürünler oluştururken, Türkiye'nin Almanya'ya ihraç ettiği ürünlerde ağırlığı tekstil ve deri mamulleri, motorlu taşıtlar oluşturuyor ancak gıda ürünleri ve makineler de giderek önem kazanıyor.
1980'den bu yana yaklaşık 15 milyar 500 milyon dolar yatırım ile Almanya Türkiye'deki en büyük yabancı yatırımcılar arasında geliyor. Türkiye'de faaliyet yürüten Alman veya Türk iştiraklı Alman şirketlerin sayısı 7 bin 500'i geçti. Almanya, Türkiye'deki patent başvurularında da 2017 yılında ABD ve Japonya'nın da önünde gelerek 2 bin 44 başvuruda bulundu.
1985 yılından beri Alman ekonomisi Türkiye'de Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası tarafından da temsil ediyor ve Oda'nın yaklaşık bin civarında üyesi bulunuyor.