Başbakan Binali Yıldırım, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik başkanlığındaki TÜSİAD heyetini Dolmabahçe Ofis’te kabul etti. Basına kapalı şekilde yaklaşık 2,5 saat süren toplantıya, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de katıldı.
TÜSİAD Başkanı Bilecik, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, "Sayın Başbakan ile çok güzel bir istişare toplantısı gerçekleştirdik.” dedi.
Seçimlere son 12 gün kaldığını hatırlatan Bilecik, Türkiye’nin artık neredeyse seçimlerin dışında konuşulan gündemi yokmuşçasına bir atmosfer olduğunu dile getirdi.
TÜSİAD için adeta bir gelenek olan siyasi liderler ve bu döneme özgü olarak da cumhurbaşkanı adayları ile yaptıkları istişare toplantılarının başbakanla olanını bugün gerçekleştirdiklerini anlatan Bilecik, şunları kaydetti:
“Çok kuvvetli ve güzel bir katılım vardı ve sayın Başbakanımız bu keyifli istişareye 2,5 saatin üzerinde bir zaman harcadı. Sayın Başbakanımız başta ekonomi politikaları olmak üzere AK Parti’nin bütün politikalarının detaylarını anlattı. Ama sadece ekonomi politikaları değil, toplumsal cinsiyet eşitliği, Avrupa Birliği entegrasyon ve üyelik süreci, dış ilişkiler, küresel ilişkiler, hukuk, özgürlük, insan hakları da konuştuğumuz konulardı. Üyelerimizin tamamı kendilerince gerekli olan hemen hemen bütün soruları sordu ve aynı şekilde sayın Başbakanımız bu soruları yanıtladı. TÜSİAD açısından sorular ve yanıtlar itibarıyla son derece tatmin edici ve iş dünyasının dinlemek istediği bir atmosfer vardı. Son derece memnun bir şekilde istişare toplantımızı tamamladık.”
"BÜYÜMENİN RAKAMSAL OLARAK GERÇEKÇİ OLMADIĞI SÖZ KONUSU DEĞİL"
“Talepleriniz oldu mu? Kurla alakalı herhangi bir konu gündeme geldi mi? sorusu üzerine Bilecik, şunları söyledi:
“Bunlar tabi ekonomi konusunda konuştuğumuz konulardı. Çünkü iş dünyası zor bir süreçten geçiyor. Dünyanın birçok alanındaki zorluklar bizim açımızdan da var. Ama ekonomiye baktığımız zaman önemli gelişmeler de var. Mesela bugün açıklanan birinci çeyrek büyüme yüzdesi yüzde 7,4. Bunlar iş dünyasını ümitlendiren, pozitif bakmayı gerektiren noktalar. Ancak bunların alt tarafında kompozisyona baktığımız zaman oluşan birtakım sıkıntılar var ve bu sıkıntıların bazılarını dile getirmiş olduk. Cari açık maalesef 6,3’e çıktı. Enflasyon hala çift dijitte. Bu bizim için son derece önemli. Gerçekten nihayetinde adeta toplumdaki bir gizli vergi. Dış borç stokunun toplamını ve özel sektör olarak bu konudaki yükü konuştuk. Dolayısıyla çok kırılgan nokta olduğumuz kur farkı ve bundan doğan giderler de yine konuştuğumuz konular arasındaydı. Büyüme kompozisyonunu değerlendirme biçimi de yine yaptığımız değerlendirmeler içinde yerini aldı.”
Erol Bilecik, “büyümenin gerçekçi olmadığı” iddialarına ilişkin soruya ise “Büyümenin rakamsal olarak gerçekçi olmadığı vesaire konusu söz konusu değil. Büyüme rakamsal olarak ilk çeyrekte 7,4’tür veya geçtiğimiz yıl olarak baktığımız zaman yüzde 7’nin üzerinde bir rakam gördük.” yanıtını verdi.
Burada bütün meselenin büyümenin sürdürülebilirliği olduğunu vurgulayan Bilecik, “Bizim TÜSİAD olarak ilk günden beri çok sıklıkla dile getirdiğimiz, kamuoyuyla paylaştığımız; birincisi sürdürülebilir olması, ikincisi kompozisyon olarak baktığımız zaman geleceğe dönük olarak katma değerli üretim başta olmak üzere, bunun talebe dayalı bir yapıdan değil, nihayetinde katma değerli üretime dayalı, daha fazla hissedilebilir, daha fazla büyüyebilir ve sonuç olarak da makro ekonomik istikrar göstergelerini bozmayan bir büyüme modeli tabi ki bütün iş dünyasının tamamıyla hedefi…
Bu, ülkenin rekabetçi dünya endeksinde çok daha kuvvetle yukarılarda seyretmesi için zaten olmazsa olmaz temel kurallardan biri. Bunları da konuştuk. Yoksa rakamsal olarak yüzde 7,4 büyümeye iş dünyasını hiçbir itirazı mümkün değil. Tabi ki olamaz. Ancak bunun altına bakıp, bunun sürdürülebilirliğini her zaman sorgulamamız da iş dünyası olarak hakikaten nihayetinde bizim vazifemiz. Çünkü biliyoruz ki güçlü ülkeler olması için güçlü ekonominin altyapı itibarıyla oturması gerekir. Türk iş dünyası olarak da zaten kendi ülkemize yakıştırdığımız ana formasyon birebir budur.” değerlendirmesinde bulundu.
"İŞ DÜNYASI OLARAK BAZI PROBLEMLERİN BUGÜNDEN YARINA BİTMEYECEĞİNİ BİLİYORUZ"
“Faizlerde ciddi artış olmasına rağmen dolarda istenen düşüş gerçekleşmedi. Bu gündeme geldi mi ya da bununla ilgili bir yorumunuz var mı?” sorusunu Bilecik, şöyle yanıtladı:
“Bunlarla ilgili zaten genel olarak konuştuk. Sayın Başbakan da sayın Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek de toplantıdaydı. Bu anlamda önemli, değerli ve iş dünyası için kıymeti harbiyesi son derece yüksek açıklamalar yaptılar. Doğal olarak bunlar biraz süreç meselesi, sabır meselesi. Biz de iş dünyası olarak bazı problemlerin bugünden yarına bitmeyeceğini biliyoruz. Ama artık bütün konsantrasyonumuz şu; bizim bir an önce, aslında yarım saat bile vakit kaybetmeden, ama belli ki artık iş seçimlerden sonraya dönmüş vaziyette, seçimlerden sonra masanın üzerine konulacak olan özellikle reform paketleri iş dünyasının temel isteği, temel beklentisi. Bu noktada tahmin ediyorum kim seçilirse seçilsin ana gündemde bu olacaktır.”
Bilecik, Başbakan Yıldırım’ın toplantıda iş dünyasından daha fazla işe ve aşa sarılmasını, daha fazla istihdam üretmesini istediğini aktararak, “Bu zaten iş dünyası olarak baktığımız zaman bizim varolma nedenimiz. Tamamıyla bu motivasyonla zaten yürütüyoruz. Dünyanın her noktasına daha fazla iş götürmek, oradan buraya daha fazla iş getirmek, daha fazla istihdam oluşturmak, ama çok temel olarak baktığımız zaman da bizim ana amacımız katma değeri daha yüksek ürünlerin ihracatına yönlendirmek… İş dünyası olarak temel motivasyon bu. Bu doğrultuda doğal olarak regülasyonlar anlamında olsun, genel gidişat olarak da bizim de devletimizden isteklerimiz oluyor.” diye konuştu.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin “Erdoğan bir daha seçilirse dolar 8-10 liraya çıkar” iddiasına ilişkin yorumu sorulan Bilecik, “Makro ekonomik göstergelere baktığınız zaman, bunlar tabi ki siyasi yapının bir parçası olarak da yorumlanabilir ama günün sonu itibarıyla bu yapıları seçim sonuçlarıyla birebir ilişkilendirmek yeteri kadar sağlıklı olmaz diye düşünüyorum. Yani dış konjonktürel yapılar var. Uygulamış olduğunuz siyasi yapılar var. Bunların hepsi toplamda zaten ekonomideki bu makro ekonomi rasyolarını veya sonuçlarını ortaya koyan neticeler oluyor. Diliyorum iş dünyasının daha fazla görmek, daha fazla hissetmek ve teneffüs etmek istediği dengeler içinde oturan bir yönetim şeklimiz ve neticelerimiz olur.” değerlendirmesini yaptı.
Bilecik, “Başka siyasi partilerle liderlerle de görüşecek misiniz?” sorusuna ise “Bizim yaptığımız zaten istişare toplantıları. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ağırlamıştık. Sayın Başbakan bizi konuk etti, biz geldik. Bu şekilde devam eden bir yapımız olacak.” yanıtını verdi.