Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), yüksek elektrik zamlarının ardından vatandaşların faturalarını ödeyemez hale gelmesi ve yaşanan kesintiler ile ilgili açıklama yaptı.
Bu olumsuzlukları enerji özelleştirmelerinin yarattığına vurgu yapılan açıklamada, elektriğe yapılan zamlar geri alınsa da yeterli olmayacağına, köklü çözümün kamulaştırma olduğu belirtildi. EMO, siyasi partileri kapsamlı bir kamulaştırma için göreve davet etti.
“Fatura bedelleri kiralarını aşıyor, başta esnaf olmak üzere ticarethaneler ayın bir kısmında bu faturalar için çalışıyor” denilen açıklamada, “Aylık gelirin, akaryakıt, elektrik ve doğalgazdan artırılan bölümü ise yüksek enerji maliyetleri nedeniyle pahalılaşan temel gıda maddelerinde tükeniyor. Yoksullaşan yurttaşların alım gücü hızla açlık sınırına doğru geriliyor” denildi.
Açıklamada, şu talep öne çıktı: “Başta siyasi partiler olmak üzere toplumun tüm kesimlerini, bugünden başlamak üzere kademeli ve kapsamlı bir kamulaştırma programı oluşturmak için göreve davet ediyoruz.”
Açıklamada, ülkedeki enflasyon ve zirve noktasına ulaşan hayat pahalılığının etkisiyle günlük ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelen vatandaşların sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekildi.
“2021 yılı itibarıyla elektrik kesintisi yaşayan abone sayısının 3 milyon 449 bin 344 gibi inanılmaz bir sayıya ulaştığını görüyoruz” denilen açıklamada, “Gün geçtikçe açığa çıkıyor ki, toplum olarak elektrik alanındaki özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarının maliyetini karşılayamaz noktaya geldik” denildi.
Milyonlarca hanede kesinti yaşanırken, milyonlarca konuttaki ödemelerin ancak sosyal yardımla yapılabildiği, ısıtmada ve soğutmada elektrik kullanan batı ve güney illerindeki ailelerin, elektrik faturası korkusuyla yaşamlarını sürdürdüğüne vurgu yapıldı.
Açıklamada, elektriğin özelleştirilme gerekçesinin ‘yeterli, kaliteli, sürekli ve düşük maliyetli elektrik hizmeti’ şeklinde sunulduğu anımsatıldı ve “Bu iddiayla gidilen özelleştirmelerin Türkiye‘yi getirdiği nokta, arz güvenliğinden yoksun, pahalı ve şeffaflıktan uzak bir yapı olmuştur” denildi.
“Bir avuç sermayedarın kârını artırmak pahasına, milyonlar karanlığa mahkum edilmektedir” denilen açıklamada, “Özelleştirme ve piyasalaştırma; kaynak sıkıntısı yokken bile arz güvenliği için tehlikedir. Özelleştirme ve piyasalaştırma; pahalı, kalitesiz ve kesintili enerji demektir” ifadelerine yer verildi.
“Özelleştirme ve piyasalaştırma; plansızlık, israf, bolluk içinde yokluk demektir. Doğal tekel olan enerji alanında yaratılan “serbest” piyasa, genel ekonomiyi bile tehdit eder noktaya gelmiştir” denilen açıklamada, “Her koşulda şirketlerin kârlarını artırmaya odaklanan enerji politikaları, kelimenin tam anlamıyla yolun sonuna gelmiştir” ifadeleri yer aldı.
Kamuoyunda sıklıkla dile getirilen “zamların geri çekilmesi” talebi yerine getirilse de çözüm için yeterli olmayacağına vurgu yapılan açıklamada, köklü çözümün ‘kamusal bir hizmet ve bir insan hakkı olan elektrik hizmetinin kamu eliyle verilmesi’ olduğunun altı çizildi.
“Enerji, kâr odaklı özel sektörün ticari faaliyet alanı olmaktan çıkartılarak kamusal alana çekilmelidir” denilen açıklamada, “Özelleştirmeler durdurulmalı, dağıtım şebekeleri tekrar kamu işletmesine geçirilmeli, kamunun bu alana yatırım yapmasının önündeki engeller kaldırılarak, üretim, iletim ve dağıtımıyla dikey entegre bir kamu tekeli tekrar kurulmalıdır” talepleri yer aldı.