Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, "Türk Telekom'un verdiği herhangi bir taahhüt, herhangi bir teminat veya altına imza attığı herhangi bir borç söz konusu değil" dedi.
Arslan, NTV'de katıldığı programda, Türk Telekom'un kredi borcuna yönelik soruları yanıtladı.
Bahse konu borcun kesinlikle Türk Telekom'a ait olmadığını vurgulayan Arslan, "Türk Telekom'un verdiği herhangi bir taahhüt, herhangi bir teminat veya altına imza attığı herhangi bir borç söz konusu değil. Borç, Türk Telekom'un büyük hissedarı olan, yüzde 55 hissesine ortak olan Oger Telecom'un, yani OTAŞ Anonim Şirketi'nin borcudur. Bunun Türk Telekom borcu olarak algılanmaması kesinlikle önemli, bunu vurgulayalım." diye konuştu.
Arslan, Türk Telekom'un altyapısının kamuya ait olduğunu ve şirketin işletme hakkının 21 yıllığına devredildiğini anımsatarak, "Yüzde 55 Oger Telecom ve ortaklarına, yine yüzde 15'i borsada halka arz edilmiştir, yüzde 30'u zaten kamudadır. Bugüne kadar yaklaşık 12 yılda Türk Telekom'un vergiler ve benzeri isimler altında devlete ödediği para 79 milyar lira. Ayrıca 28 milyar liranın üzerinde yatırım yapmış durumda. Yatırım artı devlete ödenen paraları düşünürseniz, 107 milyar lira 12 yıl boyunca kamuya ödenmiş durumda." diye konuştu.
Türk Telekom'un yaptığı her işlemin Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) denetiminde olduğuna ve SPK'ya her seferinde bildirimde bulunulduğuna dikkati çeken Arslan, şirketin, kendi yatırımları için ise 12,6 milyar liralık kredi borcu olduğunu ancak bu borcun hiçbir şekilde temerrüde düşmediğini ve ödendiğini bildirdi. Arslan, şirketin 2007'nin ilk 6 ayında 955 milyon liralık kar açıkladığını da belirterek, "2014 yılından beri Standard&Poor's ve Fitch özelikle çalışmalar yapıyor ve Türk Telekom'un yatırım yapılabilir şirket statüsünde olduğunu her sene tekrarladı, bu sene de aynı çalışmayı yaptı ve tekrar bunu da deklare etti. Dolayısıyla şirketin durumu gerçekten iyi. İnsanlar önce kendi internet sitesinden, sonra SPK'ya bildirilen halka açık verilerden incelesinler. Varsa bir sıkıntı o zaman hem onlara söylesinler, hem bizim müdahale edebilmemiz adına bize söylesinler. Ama bilsinler ki birilerinin söylemesine gerek yok, her zaman denetimini yapıyoruz, yapmak durumundayız." değerlendirmesinde bulundu.
Arslan, OTAŞ'ın da borcu için bankalarla ve uluslararası finans kuruluşlarıyla görüşmelerinin devam ettiğini ve kendilerinin de bunu takip ettiklerini bildirerek, "Talipliler de var OTAŞ'ın hisselerinin devralınması yönelik. Ancak bu işlemler yürüyor. OTAŞ şirket ortaklarından biridir, kendi özel durumundan kaynaklı bir sıkıntısı vardır, nitekim onun için birtakım görüşmeler yürütülüyor, ancak bu hiçbir şekilde şirketi etkileyebilecek durumda değil. Bir taraftan gerek OTAŞ, gerek diğer ortaklar, gerek Hazine adına sorumluluk almış olan bizler süreci başından sonuna takip ediyoruz. Ama bizim için önemli olan, Telekom’un faaliyetlerinin aksamadan yürümesi, Telekom’un güçlü şirket yapısını koruması, nitekim bu konuda en ufak bir sıkıntı yok, gayet de güzel gidiyor." ifadelerini kullandı.
Kayyum söz konusu değil
Türk Telekom'un herhangi bir borca girmesi ya da kefil olmasının söz konusu olmadığını da vurgulayan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"OTAŞ'ın borcu döner bankaları etkiler mi diye baktığınızda, OTAŞ kendi yüzde 55'lik hissesini rehin olarak vermiş. Herhangi birinin istemesiyle veya OTAŞ'ın istemesiyle herhangi bir yere devredilmesi söz konusu değil. Bankalar biliyor ki OTAŞ'ın Türk Telekom'da yüzde 55'lik çok güçlü bir hissesi var ve Telekom güçlü bir şirket olarak devam ediyor. Bütün bu görüşmeler yürütülüyorken bankalara en ufak bir sıkıntı gelmeyecektir, Telekom'a en ufak bir sıkıntı gelmeyecektir. Ancak, OTAŞ eğer sıkıntısı devam eder, bir şekilde bu işin içinden kalkamazsa, elbette ki süreçler belli. Bakanlık olarak biz Hazineyi temsilen gereğini yaparız. Telekom’a herhangi bir sıkıntı gelmeyecek, bankacılık sistemine herhangi bir sıkıntı gelmeyecek şekilde süreçleri yürüteceğiz. Telekom'da Bakanlık temsilcileri, Hazine temsilcileri var. Çok daha önemlisi altın hisse temsili bizde, altın hisseye sahip hissedarınız herhangi bir şeyi uygun görmediği zaman işlemin yürüme şansı yok. Şirketin CEO'su var, genel müdürü, genel müdür yardımcıları var, gerçekten çok başarılı bir şekilde işlerini yapıyorlar. Paul Doany bu işin başında CEO olarak, geçmişte de Türk Telekom'un başındaydı. Uluslararası tecrübesi çok yüksek olan bir arkadaşımız. Ve gerçekten çok iyi yürütüyor. Şirkete sanki kayyum atanıyormuş, sanki yönetim kurulu atanıyormuş, sanki şirketin hissesine el konuyormuş, böyle bir şey söz konusu değil. Hazine adına da biz bu sorumluluğu yerine getiriyoruz, yönetim kurulu üyelerinde her zaman değişiklik olabilir, ancak bu herhangi bir şirketin yönetimine el koymak, hissesine el koymak gibi kesinlikle algılanmamalı."
"Hisselerin değeri borcu karşılar"
Arslan, OTAŞ'ın Türkiye'den çıkmak istemesi halinde, Türk Telekom'un yüzde 55 işletme hakkına sahip olduğu hisseyi alıp götürme şansının olmadığını belirterek, "Kaldı ki o hisselerin değeri, OTAŞ'ın borcunu rahatlıkla karşılayabilecek durumda. OTAŞ'la ilgili ilave bir sıkıntı olursa, zaten onun da yolu belli, uluslararası tahkim mahkemelerine gidilir. OTAŞ, banka ve uluslararası finans kuruluşları dahil onların kendi aralarındaki problemlerinin çözümüne yönelik bir süreçtir, bu hiçbir şekilde Telekom'u etkilemeyecektir." dedi.
Köprü ve otoyollardaki araç geçiş garantileri için yapılacak ödemeye ilişkin olarak ise Arslan, "İhtiyatlı tarafta kalmak adına ve önümüzdeki yıl olası ödemeleri karşılamak adına yatırım programına bu tip yap-işlet-devret projelerinin tamamı için 3,6 milyar lira ödenek öngörülmüş durumda. Bu, garantiden kaynaklı ödememiz gereken rakamlar ortaya çıktığında herhangi bir eksiklik olmasın, ödemeyi yapabilelim diye. Avrasya Tüneli'nden bu sene günlük ortalama yaklaşık 50 bin araç geçiyor, garantimiz 68 bin. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nde garanti rakamı 137 bindir, şu an 80 bin. Osman Gazi Köprüsü'nde de geçen sene yine 15-16 binlerde olan rakam bu sene 21 bin ortalamalarında. Üç yıllık süreç sonunda bu yatırımlarda garanti rakamlarına ulaşılacağını öngörüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Arslan, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde kesinlikle çift yönlü ücretlendirme olmayacağını da söyledi.