Dünyaca ünlü ekonomist Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Profesörü Daron Acemoğlu, Türkiye ile ilgili değerlendirmesinde "Türkiye'nin ekonomisinin şu anki ciddi durumuyla gerçekten sonuç çare getiren bir politikalar geliştirmek için bir kadroya gerek var. Bu kadro da şu anda Türkiye'de yok" dedi.
Daron Acemoğlu, Euronews'a konuştu. Acemoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in görevindeki ilk ayında nasıl bir performans gösterdiği yönündeki soruya, "Türkiye seçim ekonomisinden çıkıp daha normal bir ekonomiye dönmek durumunda. Ama çok yapısal ve kısa süreli problemleri olduğu için ve seçim süresince de ekonomi giderek kötüye gittiği için nasıl bir çare getirilecek bunu daha kesin olarak göremiyoruz.
Buradaki belirsizliğin bir nedeni de aslında Sayın Mehmet Şimşek'in elinde ne kadar güç olduğu da kesin değil. Çünkü Türkiye'nin ekonomisinin şu anki ciddi durumuyla gerçekten sonuç çare getiren bir politikalar geliştirmek için bir kadroya gerek var. Bu kadro da şu anda Türkiye'de yok." yanıtını verdi.
"Yapısal reformlar ciddiye alınmıyor"
Acemoğlu, yapısal reformların ciddiye alınmadığını düşündüğünü belirterek "Yapısal problemlerle başa çıkmak için, birincisi bir kadroya gerek var. İkincisi, kurumsal yeni bir yapıya gerek var. Örneğin yolsuzluğu durdurmanın yolu bu konuda denetim sisteminin çok daha kuvvetlendirilmesi, belirsizliğin azaltılması, verimliliğin artmasının yolu, rekabet, eğitim, teknolojiye olan çok daha fazla bir önem verilmesi. Bu konuda bir ilerleme görmüyorum" değerlendirmesini yaptı.
"Kaynak gereksinimi çok çok daha fazla arttı"
Türkiye'nin yabancı yatırım çekmesi gerektiğini söyleyen Acemoğlu, "Türkiye'de şu anda büyük bir kaynak eksikliği var. Bu kaynak eksikliği depremden önce de vardı çünkü Türk şirketlerinin, hatta bankaların bilançolarının durumu iyi değil ve Türkiye büyük bir cari açık yaşıyor. Aynı zamanda bütçe açığı yaşıyor. Bunlar için de kaynağa ihtiyaç var. Bu kaynak gereksinimleri çok çok daha fazla arttı. Çünkü korkunç bir deprem altyapıya ve başka şeylere olan yatırımların çok artmasının gerektiğini de gösteriyor.
Peki bu kaynaklar nereden gelecek? İçeride yeterince kaynak yok. Bunun için önce dışarıdan gelmesi lazım. Ama dışarıdan gelmesi şu anki dengeyle mümkün değil. Çünkü yatırımcılar Türkiye'deki belirsizlikten çok şikayetçi, Türkiye'deki faiz ve enflasyon politikasından çok şikayetçi ve Türkiye'nin durumunun nereye gideceğini pek bilemiyorlar." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de ücretler artmıyor"
Türkiye'de yükse enflasyona da değinen Acemoğlu, şunları kaydetti:
"Yani burada iki tane problem var. Birincisi orta sınıfın erimesi, gerisi fakirlik. Asgari ücretin bu kadar önemli olduğu çok az ülke var başka. Niye öyle? Çünkü ücretler artmıyor. Türkiye'de. Ücretler artmadığı için asgari ücret aslında bir çok işçinin ücretini direk olarak belirliyor.
Amerika'ya bakarsanız asgari ücret de çalışan işçi sayısı yüzde 10. Türkiye'de yüzde 50 kadar. Ve asgari ücretin artması tabii ki enflasyona katkıda bulunuyor ama artması lazım çünkü bakarsanız reel olarak asgari ücretler Türkiye'de artmıyor, eşitsizlik artıyor.
Niye? Bunun yine nedeni yapısal problemler. Çünkü verimlilik artmadığı sürece, üretkenlik artmadığı sürece şirketlerin üretimi artmıyor. Şirketlerin üretimi artmadığı sürece de işçiye olan talepleri az, böylece de ücretler artmıyor.
Bir de bunun üzerine eğitimin kötülerini görürseniz, ki eğitimde çok geri adımlar atıldı, yani Türk işçisi (hem bunun içinde mülteciler de var, Türk işçisi de var) yeterince eğitim düzeyine sahip değiller modern ekonomide en çok yüksek üretkenliğe ulaşmak için"