Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Vakıf Katılım'ın kurucuları olan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, Vakıfbank'taki yüzde 58'lik payının da Vakıf Katılım'a devredilmesi gerektiğini söyledi.
Vakıfbank'ta Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından idare ve temsil edilen yüzde 58 hissenin Hazine Müsteşarlığı'na devredilmesinin planlandığı 2012'de açıklanmıştı. Ancak söz konusu planlamada süre uzarken, son olarak konuyla ilgili yasanın çıkması bekleniyordu.
Vakıf Katılım'ın açılış töreninde konuşan Erdoğan, "Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bütün bu varlıkları niçin bir bankada faizli sistemin içinde kullanılıyor?' diye sorarlardı... Şu anda bana göre bir adım atıldı. Daha henüz olmuş değil. Bu daha bir adım. Temennim odur ki en kısa zamanda Vakıf Katılım, tüm Vakıfbank'taki imkanlarını, oradaki hissedarlığını almak suretiyle Vakıf Katılım artık kendi sermayesiyle yola devam eder. Yoksa bu 805 milyon lira leblebi çekirdek" dedi ve şöyle devam etti:
"Vakıf Katılım'ın çok büyük gücü var. O Vakıfbank'ta aklımda kaldığı kadarıyla yüzde 58'in nereye gelmesi lazım? Vakıf Katılım'a gelmesi lazım. Vakıf Katılım'a geldiği zaman Vakıf Katılım'ın katılım sektöründe nereye ulaşacağını düşünün. 1 numara..."
Bugün açılışı yapılan ve tamamı Vakıflar Genel Müdürlüğü ve kurucu vakıflara ait 805 milyon TL ödenmiş sermaye ile kurulan Vakıf Katılım, 2016 sonuna kadar 30 şube ve 500 çalışana ulaşmayı hedefliyor.
Erdoğan, Vakıf Katılım'la birlikte katılım yöntemiyle çalışan altı kurumun olduğunu belirterek, katılım finans sisteminin tüm bankacılık finans sistemi içindeki payının halen yüzde 5'ler olan seviyesinin artırılması gerektiğini ifade etti.
Erdoğan, 2025 yılı içinde belirlenmiş yüzde 15'lik hedefin yetersiz olduğunu belirterek, bunun süratle yüzde 25'e çıkarılması gerektiğini söyledi.
Katılım sigortacılığında halen sadece iki şirketin faaliyet gösterdiğini ifade eden Erdoğan, "Katılım finans sistemini güçlendirmek için her türlü desteği vereceğiz" dedi.
Erdoğan, Halk Bankası'nın da katılım bankacılığı konusunda işi "ağırdan aldığını" belirterek, bankanın bir an önce bu adımı atması gerektiğini kaydetti.
Faizlerin yüksek olduğunu çift haneye yaklaşıldığını kaydeden Erdoğan, batı ülkelerinde faizin negatif ya da sıfıra yakın olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti:
"Peki arkadaşlar bize ne oluyor? Şu anda çift haneliye süzüldük. Komisyonu filan, falan eklediğin zaman yüzde 15, 16, 17. Soruyorum şimdi: Böyle bir faiz anlayışıyla Türkiye'nin girişimcisi yatırım yapabilir mi, istihdam sağlayabilir mi, üretim yapabilir mi, rekabete açılabilir mi? Eğer biz sıçrayacaksak, eğer biz güçlü bir ekonomiye sahip olacaksak, önce burada sömürgeciliğin en önemli aracı olan faizi ahlaki olarak kullanmamız lazım. Bu yok. Faiz lobisi acımasızca bir defa emmeye devam ediyor."
Faiz sisteminin adil olmadığını ve acımasız olduğunu belirten Erdoğan, mesafe alınacaksa, bu sistemden ziyade gerçek manada katılım sektörüyle bir büyümenin içinde olunması gerektiğini belirtti.
Erdoğan, en çok finans sektörünün para kazandığını belirterek, "Reel sektör bu parayı kazanabiliyor mu? Çileyi çeken o, parayı kazanan finans sektörü. Risk denilen bir şey var mı, yok. Risk nerede, reel sektörde. Çoğunun da, çok anlamam ama, özsermaye gibi bir şeyi de yok. Vatandaştan milletten topla parayı, ondan sonra da özsermaye diye çık piyasaya" dedi.