CHP milletvekili Selin Sayek Böke, “Paradise Papers” belgelerinden Başbakan Yıldırım’ın yakınlarının çıktığına dikkat çekerek, “Vergi ödememek için Malta’ya kaçanlar, yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çağırınca ne olacak? İşte bu trajiktir” değerlendirmesi yaptı.
Off-Shore’u “şeffaflık istemeyenlerin” kullandığını belirten Böke, “Şu anda derhal yapılması gereken, hükümetin 2006’dan beri açıklamadığı vergi cennetleri listesini açıklamasıdır” diye konuştu.
Böke, “Paradise Papers” belgelerinden Başbakan Binali Yıldırım’ın yakınlarının çıktığına dikkat çekerek, “Vergi ödememek için Malta’ya kaçanlar, şimdi çıkıp yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çağırınca ne olacak? İşte bu trajiktir” değerlendirmesi yaptı. MASAK’ın off-shore hesaplarını en önemli kara para aklama yöntemi olarak nitelendirdiğine dikkat çeken Böke, hükümete Malta dahil, 2006’dan bu yana açıklanmayan “vergi cennetleri” listesini açıklama çağrısı yaptı.
Cumhuriyet'ten Ayşe Sayın'a konuşan Böke'nin açıklamaları şöyle:
- ‘Paradise Papers’ olarak adlandırlan belgelerde, kimi faaliyetleri tartışmalı olan off-shore şirketlerin kayıtları arasından Başbakan’ın ailesinin de Malta’da şirketleri çıktı. Malta’da Başbakan Binali Yıldırım’ın oğulları, dayısı ve yeğeniyle bağlantılı olan toplam sekiz şirket bulunduğu anlaşıldı. Başbakan da bunu yalanlamadı, ‘normal ticaret’ dedi. Bütün bu gelişmeleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Normal falan değil... Sayın Başbakan’a normal geliyor olması da normal değil. Bu offshore mekanizmasının bir vergi kaçırma mekanizması olduğu gerçeğini gizlemeye çalışan ve bu arada vatandaşına tuzak kuran anlayışı da itiraf eden bir Başbakanla karşı karşıyayız. Başbakan şunu söylemiş oluyor: “Bizim imkânımız vardı, biz Türkiye’de vergi ödememek için vergi cennetlerine paramızı, şirketimizi kaçırdık. Ülkenin vergi yükünü de emekçiye, üreticiye yükledik.” 2018 yılında hükümet 614 milyar lira vergi toplamayı hedefliyor. Kim verecek bu vergiyi? Siz, biz, hepimiz ama Başbakan ve akrabaları değil...
Öte yandan, kendisi vergi ödememek için Malta’ya kaçanlar, şimdi çıkıp yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çağırınca ne olacak? İşte bu trajiktir.
- Bütün ülkelerin yaşadığı bir sorun mu bu? Türkiye’ye özgü ayrıca kritik bir sorun taşıyor mu bu son ortaya çıkan gelişme?
Elbette taşıyor. Amerika’nın Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu bir ay önce bir çalışma yayımladı. Dünyadaki millî gelir içinde yaklaşık yüzde 10’luk bir off-shore yatırım var. Yani kelimenin yatırım olduğuna bakmayın, oralara servetlerini taşıyorlar. Dünyadaki oran yüzde 10 ama Türkiye’de bu oran yüzde 20’ye yakın. Belgelerden de öyle anlaşılıyor ki, o yüzde 20’nin de önemli bir kısmını iktidar üyeleri ve yakınları ile yandaş sermaye temsilcileri oluşturuyor.
Onlar da vergi verecek mi?
Türkiye’ye özgü kritik noktalara dönelim bir de... Son torba yasada “vergiye gönüllü uyumun arttırılması amacıyla” birtakım düzenlemeler getirileceği söylendi. Acaba iktidarın bakanları, başbakanı, akrabaları da gönüllü bir biçimde bu uyumu sağlamayı mı seçecek, yoksa gönüllü bir biçimde kendi ülkesine vergi ödememek için offshore’a para kaçırmaya devam mı edecek? Yine torba yasada MTV, internet vergisi, kira geliri vergi artışı, kurumlar vergisi artışından elde edilmesi öngörülen vergi gelirini daha da arttırmaya dönük bir adım atıp, vergi kaçırma bölgelerine giden bu iktidarın başbakanı ve akrabaları ülkemize dönüp vergi verecek mi? Torba yasada, “mükelleflere verilen hizmetlerin elektronik ortama taşınması ve vatandaşların vergi dairelerine gitmeksizin iş ve işlemlerini elektronik ortamda yapabilmesi, ayrıca kayıt dışılıkla mücadelede etkinliğin artırılması için elektronik ticaretin kavranmasına yönelik gerekli düzenlemeleri yapma” konusunda Maliye Bakanlığı’na yetki veriliyor. Bu yetkiyi Maliye Bakanı, Başbakan ve akrabalarının aleyhine de olsa kullanabilecek mi? Yoksa bu yetki, tersine mi kullanılacak?
Kara para boyutu da var
- Off-shore hesaplar neden tercih edilir, kimler tercih ediyor?
Vergi cennetlerinde genellikle, kendi ülkelerinde vergi ödemek istemeyen, yasadışı kaynaklardan sağladıkları kazançları gizleyen, kara para aklayan, gelir ve servet bilgilerinin ortaya çıkmasından kaçınan, özetle şeffaflık istemeyenler... Yani verilemeyecek bir hesabı bulunanlar tercih ediyor.
- Amaç temel olarak sadece vergi ödememek değil o zaman...
Büyük oranda vergiden kaçma. Ama demin de söyledim ya mesele sadece vergi değil. Çok küçük bir oranla, iş ortaklarından, alacaklılardan kaçma gibi kişisel kaçmalar var. Ama asıl önemlisi, kara para aklama... Şu biliniyor, Türkiye’de off-shore daha çok “vergi kaçırma” veya “vergiden kaçınma” ile paravan şirketler vasıtasıyla “kara para aklamak” amacıyla kullanılan başlıca yöntemlerden biri. Bunu biz söylemiyoruz MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) söylüyor. MASAK detaylarıyla off-shore’u, en önemli kara para aklama yöntemlerinden biri olarak sayıyor ve nasıl yapıldığını, Türkiye açısından neden çok büyük bir risk olduğunu anlatıyor. Kurumun resmi web sitesinde anlatılıyor, herkes görebilir.
- Türkiye’de bu off-shore şirketlerle ilgili hiçbir yasal düzenleme yok mu?
Tabii ki var. Türkiye de resmi olarak, yıllardır dünyayla birlikte, bu vergi cennetlerine ve off-shore sisteminin verdiği kayba karşı bir mücadele içinde. Hatta 2006 yılında Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30/7 maddesinde, vergi cenneti olan ülkelerde “yerleşik olan veya faaliyette bulunan şirketlere yapılacak her tür ödemeden yüzde 30 vergi kesintisi yapılacağına” ilişkin bir düzenleme var. Ama tek bir kuruş vergi kesintisi yapılmadı. Neden? Çünkü Bakanlar Kurulu, 2006 yılından bu yana vergi cenneti sayılacak yerlerin listesini ilan etmedi, açıklamadı da ondan. Yani bir yasa hükmü var, yürürlükte. Ama uygulaması Bakanlar Kurulu tarafından bir biçimde engellenmiş oluyor. Bakanlar Kurulu bugün bu listeyi açıklasa bu off-shore kaçaklarından vergi kesilecek. Bugün Sayın Binali Yıldırım’ın başkanlığında toplanacak bir Bakanlar Kurulu’nun bunu ilan etmesi beklenebilir mi? Diyelim oldu ya ilan etti, bu listede Başbakan’ın akrabalarının 8 tane off-shore şirketinin bulunduğu ortaya çıkan Malta, bu listede olur mu? Allah aşkına, Paradise Papers çıkar çıkmaz “bu konuyu araştırın” diyen Başbakan’ın kendi partisi AKP daha bu hafta bu konuda verilen araştırma önergesini Meclis’te reddetti. Gerisini siz düşünün.Yani işte o kadar derin, ama bir o kadar da açıkta olan bir sorun ki bu. Meşruluk sorunu, yasal sorunlar, ahlak sorunu, zaten temel sorunlar.
- Bu gerçeklerin ortaya çıkmasının ardından, Türkiye’de nasıl bir gelişme beklemek gerek?
Cumhuriyet Gazetesi sayesinde tüm Türkiye bu gerçekleri öğrendi. Şimdi ne olacak? Başbakan’ın açıklamalarına itibar edilemez, bunun ortaya çıkmasıyla herhangi bir mahcubiyet belirtisi göstermemesi onun ve partisinin ayıbıdır. Ama ayıp deyip geçmeyeceğiz şüphesiz. Şu anda derhal yapılması gereken, Bakanlar Kurulu’nun 2006’den beri açıklamadığı vergi cennetleri listesini açıklamasıdır ve bu listede Malta da olmalıdır. Derhal bu ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerle ilgili gerekli vergi işlemleri yapılmalıdır. Ama öte yandan bu rezalet nedeniyle Başbakan Binali Yıldırım’ın derhal istifa etmesi gerektiği de açıktır.