Partisinin Bursa İl Başkanlığını ziyaret eden Yazıcı, burada yaptığı konuşmada, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısının 15-20 gün önce TBMM'de müzakere edildiğini ve 89 maddeden oluşan metnin yasama organı bölümünün tamamlanıp Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunulduğunu hatırlattı. Sürecin birkaç günde tamamlanmasını beklediklerini dile getiren Yazıcı, Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek yasanın, Türkiye'de yaşayan herkesi ilgilendirdiğini bildirdi. Söz konusu yasayla tüketicinin mağduriyetini önlemeye yönelik daha önce kamuoyuyla paylaştıkları adımları attıklarını vurgulayan Yazıcı, "Tüketici Sorunları Hakem Heyeti"nin adını, "Tüketici Hakem Heyetleri" olarak düzenlediklerini anlattı.
Heyetlere müracaatlarla ilgili bilgi veren Yazıcı, şöyle devam etti: "Bu kurulların baktığı işlemleri rakamsal olarak niteleyecek olursak hakem heyetlerine 2012 yılında 456 bin başvuru olmuş. Aşağı yukarı bunun yüzde 63-65'i de banka işlemlerine ilişkindir. 2013 yılının ilk 9 ayında başvuru sayısı 365 bin dolayında. Demek ki yıl sonu itibarıyla 500 bine yaklaşması muhtemel. Bunun da aşağı yukarı yüzde 69'u banka ve tüketici işlemlerine yönelik." Yazıcı, perakende ticaretin düzenlenmesine ilişkin çalışmalar da yürüttüklerine işaret etti. 'Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın, kamuoyunda "AVM Kanunu" olarak bilindiğini anımsatan Yazıcı, "Son aşamadayız. Kurumların ve elbette ki paydaşların temsil edildiği kuruluşların görüşlerini derliyor, toparlıyoruz. Herhalde bu yıl yetişmesi mümkün değil, 2014’te bunu sağlayacağız" ifadesini kullandı.
'Kör, topal değiliz'
İktidarda 12'nci yılına giren AK Parti'nin, hemen her alanda önemli değişim ve dönüşümleri sağladığını anlatan Yazıcı, bunların bazı kişiler tarafından görmezden gelindiğini, kimilerinin ise çabuk unuttuğunu ifade etti. Karalamanın kolay olduğuna dikkati çeken Yazıcı, buna karşı icraatin anlatılmasının önemli olduğunu belirtti. İcraat anlatırken en iyi yöntemin, geçmişle kıyas yapmaktan geçtiğini dile getiren Yazıcı, şöyle konuştu: "Bazı kesimler görmezden gelse de engelliler başta olma üzere yardıma ihtiyacı olan herkese destek oluyoruz. Engelli vatandaşı, çoluğu çocuğu olan insanları düşünün, devlet onları görmüyorsa o devlet kör demektir, o devlet topal demektir. Dolayısıyla kör, topal değiliz. Mutlaka devlet olmanın gereği, nerede aç, açık varsa onları görmek, gözetmek, imkanlar ölçüsünde desteklemek. Bütün sorunları çözdüğümüz iddiasında değiliz, megaloman değiliz ama millete ait kaynakları en verimli, en randımanlı şekilde kullanabilen, proje oluşturup bunları icra planına koyan bir yönetim anlayışımız var."