2014, AB süreci anlamında dönüşüm yılı olacak
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "2014'ün Türkiye'nin AB süreci anlamında önemli bir dönüşüm yılı olacağına inanıyorum" dedi.
A+A-
NTV televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Bağış,vize muafiyeti sürecine Türkiye'nin tüm kurumları ve iş dünyasının büyük katkısı olduğunu söyleyen Bağış, "Bu işin mimarı bize her zaman diklenmeden dik durma tavsiyesinde bulunan Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır" dedi..
Bağış, Başbakan Erdoğan'ın takip ettiği ve yönlendirdiği stratejiyle başlangıçta "acaba kabul ettirebilir miyiz" diye düşünülen birçok konuda AB'nin ikna edildiğini söyleyerek, "Sonunda Türkiye kendi şartlarıyla vize muafiyet müzakerelerini başlatıyor. Ümit ediyorum ki Geri Kabul Anlaşması ve vize muafiyeti süreci paralel olarak işleyecek ve hemen hemen aynı anda ikisi de yürürlüğe girecek" diye konuştu.
Bağış şöyle devam etti:
"Çok katı vize uygulamaları içinde bulunan ülkeler varsa onlarla ilgili konular bugün ila 3 yıl sonra aynı olacak değil. Bugün Suriye vatandaşlarıyla ilgili sorunlar olabilir ancak 3 yıl sonra belki Suriye demokratik bir ülke olacak. O zaman AB'nin bakış açısı değişebilecek. Artı biz ülkemize gelen Suriyeliler de vizesiz gitsin istemiyoruz. Sadece bizim vatandaşlarımızın gitmesinin önünü açmaya çalışıyoruz. Biz yine Türkiye'den çıkanların pasaport kontrolünü yapacağız."
- Suriyelileri etkiler mi?
3,5 yılda sınırların modernizasyonunun sağlanmasının ne anlama geldiğine ilişkin soru üzerine Bağış, AB'deki Frontex uygulaması gibi İçişleri Bakanlığı'na bağlı çalışacak sivil sınır güvenlik teşkilatı kurulacağını dile getirdi. Bu sürecin halihazırda Türkiye'nin kendi ürettiği termal kameraların sınırlara yerleştirilmesiyle başladığını vurgulayan Bağış, terörle, kaçakçılıkla mücadele için Türkiye'nin yapması gerekenleri yaparken, vizesiz seyahati de sağlayacağını belirtti.
Bağış, 16 Aralık'ta imzalanacak Geri Kabul Anlaşması'nın Türkiye'deki Suriyelileri etkileyip etkilemeyeceği sorusu üzerine, konunun onların AB'ye gitmesiyle ilgili olmadığını ifade ederek, "Yasa dışı gitmeye çalışanları zaten engelliyoruz. Engelleyemediklerimizin geri kabulüyle ilgili süreç de vize muafiyetiyle birlikte 3 yıl sonra devreye girecek yani onlar için değişen bir şey yok" .
Geri kabule ilişkin maddi yüklerin AB'nin Türkiye'ye ayırdığı katılım öncesi ortaklık fonlarından karşılanacağını kaydeden Bağış, şöyle konuştu:
"O fonlarla birtakım tesisler inşa edilecek. Mesela Türkiye'de dil laboratuvarları kurulacak. Mesela Urduca konuşan biri otomatik olarak Pakistanlı sayılıp Pakistan'a gönderilmeyecek, gerçekten Pakistan mı, Hindistan mı, Bangladeş Urducası mı konuşuyor, onların tespiti için Avrupa'da olduğu gibi laboratuvarlar kurulacak. Geri gelen insanların medeni şekilde, insani koşullarda yaşaması için barınaklar kurulacak."
Bağış, müzakere sürecinde Türkiye'nin geri kabule ilişkin her konudan, vize muafiyeti uygulanmadığı takdirde tamamen vazgeçeceğinin çok ısrarcı şekilde altını çizdiklerini belirtti.
Türkiye'nin üyelik müzakerelerinde fasılları kapama hızıyla ilgili soru üzerine Bağış, şunları kaydetti:
"Türkiye, 14 faslı açmış ve siyasi engel olmazsa 12 faslı kapayabilecek konumdadır. Rum kesiminin başvurusu sonucu alınan konsey kararı, Türkiye kapanış kriterlerinin tamamını yerine getirse dahi kapatmasına engel oluyor. Ama bugünlerde Kıbrıs sorununun çözümüne dair süreç başlıyor. Kıbrıs'ta siyasi eşitliğe dayalı çözüm olması halinde şu anda engellenen 16 faslın 14'ünün üzerindeki engel kalkacak, kapanmasının önündeki engel de kalkacak. Ben 2014'ün Türkiye'nin AB süreci anlamında önemli bir dönüşüm yılı olacağına inanıyorum."
Bağış, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporundaki eleştirilerine ilişkin olarak da "Gerekirse 5. yargı paketini de geçiririz. Reformların zihinlere işlemesi biraz zaman alıyor" dedi.
YORUM YAZ