Almanya'nın yatırım ve seyahat uyarıları Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, bugün düzenlediği basın toplantısında Türkiye hakkında iki uyarıda bulundu. Bunlardan biri yatırımcılara, diğerleri ise turistlere yönelikti.
Türkiye'ye gitmeyi düşünen turistlerin ve iş insanlarının çok dikkatli olmasını ve önceden Alman Konsolosluğu'na kayıt yaptırmasını tavsiye eden Gabriel "Almanya'dan Türkiye'ye giden herkes risk altında" dedi.
Alman Dışişleri Bakanı, Türkiye'deki Alman yatırımlarına garanti veremeyecekleri uyarısında da bulundu.
Fransız haber ajansı AFP'ye göre Gabriel, yabancı şirketleri Türkiye'ye yatırım yapmamaya davet ederken Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye olan maddi desteğini de gözden geçireceklerini söyledi.
Alman Ticaret Odası: Yeni yatırım çok zor
Gabriel'in açıklamasının ardından Alman Ticaret Odası DIHK da benzer bir açıklama yaparak iki ülke arasındaki ilişkinin geldiği nokta nedeniyle Alman şirketlerinin Türkiye'ye yatırım yapmasının çok zor olduğunu belirtti.
DIHK Dış Ticaret Şefi Volter Treier, Reuters'a konuşarak son gelişmelerin güvensizliği artırdığını ve yeni yatırımların mümkün gözükmediğini söyledi.
Peki bu açıklamalar Türk ekonomisini nasıl etkileyebilir? Bunu anlamak için öncelikle Almanya'nın ve merkezinde bulunduğu Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'deki yabancı yatırımlar ve Türkiye'ye gelen turistler içindeki paylarına bakalım.
Almanya ve AB'nin Türkiye'ye doğrudan yatırımları fazla
Almanya ve AB, Türkiye'ye en çok yatırım yapan ülkeler ve topluluklar arasında yer alıyor.
Ekonomi Bakanlığı'nın verilerine göre Avrupa Birliği ülkeleri, 3,7 milyar dolarla 2016'da Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 55'ini sağladı.
2002'den Nisan 2017'ye kadar yapılan doğrudan yatırımların yüzde 68'ini oluşturan 96,8 milyar dolar da yine AB ülkelerinden geldi. Almanya'nın aynı süreçteki doğrudan yatırımlar içindeki payı ise yüzde 6,3.
Bu 15 yıllık süreçte Türkiye'ye en fazla yatırım yapan 10 ülkenin 9'u Avrupa Birliği ülkesi. Almanya bu ülkeler içinde 6. sırada yer alıyor.
Turizmde Almanya ve AB birinci sırada
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na göre Almanya, Türkiye'ye en fazla turist gönderen ülke.
2015'te 5,5 milyon Alman Türkiye'yi ziyaret ederken bu sayı 2016'da 3,8 milyona düştü. Aynı dönemde Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin sayısı da 36,2 milyondan 25,3 milyona düştü.
Türkiye'ye 2016 yılında gelen turistlerin de yüzde 15,3'ü Almandı.
Bu oran, Alman turistlerin Türkiye ekonomisine kazandırdığı döviz tutarının yaklaşık 2,7 milyar dolar olduğuna işaret ediyor.
Avrupa ülkeleri ise aynı yıl Türkiye'ye gelen turistlerin yüzde 52'sini oluşturdu.
Peki Almanya'nın turistlere ve yatırımcılara yönelik açıklamalarının etkisi ne olabilir?
Can Baydarol: İstihdam, döviz girdisi ve büyümede azalış
Avrupa Birliği uzmanı Can Baydarol, bunun ciddi sonuçları olabileceğini düşünüyor.
Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Can Baydarol, İncirlik Üssü'ne yönelik tartışmalardan beri Almanya - Türkiye ilişkilerinin çeşitli krizler yaşadığını hatırlatırken "Şimdi de Türkiye'deki Alman vatandaşlarının tutukluluğu meselesi gündeme geldi" diyor ve ekliyor:
"Bunlar olumlu gelişmeler değil. Almanya Türkiye'nin komşu kapısı haline geldiği için turizmin daha az etkileneceğini düşünüyorum. Ama doğrudan yatırımlar daha fazla etkilenir.
"Alman yatırımcılara verilen mesajlar daha fazla etki yaratabilir. Sonuçta bunlar Almanya'da vergi veren ve hükümet desteğiyle yurtdışına açılım yapan yatırımcılar. Bu yüzden siyasetçilere bakıyorlar.
"Bugüne kadar Avrupa Parlamentosu Türkiye'yle müzakerelerin dondurulmasına yönelik karar alıyordu ama Almanya'nın liderliğini üstlenmiş olduğu AB zirvesinde Türkiye ile yola devam etme kararı çıkıyordu.
"Bu sefer böyle olmayabilir. Korkarım bu kartı oynamaya başlayabilirler."
'Müzakereler askıya alınırsa Türkiye 15-20 yıl kaybeder'
Baydarol'a göre müzakerelerin askıya alınması Türkiye ekonomisine çok ciddi zararlar verebilir. "Yatırımlar Türkiye'den Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelere çekilebilir" diyen Baydarol, bunun etkilerinin istihdam kaybı, döviz girdisi kaybı ve ekonominin daralması olarak görülebileceğini belirtiyor.
Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması durumunda geri dönüşün çok zor olacağını ve Türkiye'nin AB üyeliği yolunda 15-20 yıl kaybedeceğini vurgulayan Baydarol, "Almanya ile ipler biraz daha gerilirse bu noktaya gelinebilir" diyor.
Ahmet İnsel: Turizmde toparlanma umudu azaldı
Ekonomist Ahmet İnsel de Almanya'dan gelen açıklamaların Alman turistleri caydıracağı düşüncesinde.
Geçmişte Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanlığı da yapmış olan İnsel, Türkiye turizminin önümüzdeki dönemde bir toparlanma beklerken bu açıklamanın ardından toparlanma umudunun azalacağını belirtti ve bunun yalnızca Antalya'yı değil, Alman turistlerin geldiği İstanbul da dahil olmak üzere tüm bölgeleri etkileyeceğini söylüyor.
Ahmet İnsel, Alman şirketlerin Türkiye'ye bugüne kadar yaptığı yatırımları geri çekeceğini düşünmese de bundan sonra yeni yatırım gelmesinin zor olduğunu vurguluyor.
Üretken yatırım - mali yatırım farkı
İnsel, bu kararın kısa vadede önemli etkileri olacağı görüşünde:
"Birinci etki, Almanya'daki bu örneğin diğer Batı Avrupa yatırımcıları üzerinde de caydırıcı olmasıdır.
"Bu söz ettiğimiz yatırımlar sanayi ve üretim yatırımları. Türkiye'nin ciddi biçimde dış sermaye girişine ihtiyaç var. 2000'li yıllarda senelik 18-20 milyar dolara çıkmıştı doğrudan yabancı yatırımlar ama son yıllarda azaldı. Önümüzdeki dönemde dünya ekonomisi canlanmasına rağmen Türkiye ekonomisi canlanamayabilir.
"Bunu Katar gibi ülkelerden gelecek mali yatırımlarla telafi etmeye çalışabilirler ama Almanya'dan gelenler mali yatırım değil, üretken yatırımdır. Üretime ve istihdama etkisi vardır."
İnsel, bu gelişmelerde "Türkiye hükümetinin gerginlik politikasının" büyük payı ve sorumluluğu olduğunu söylerken "Almanya dostça davranmıyor diye Türkiye gerginliği giderek artırıyor, hatta Alman vatandaşlarını neredeyse rehin alma durumunda. İki ülke arasındaki ilişkilerin bu noktaya gelmesinin birinci sorumlusu Türkiye'de hükümetin iç ve dış politikada gerginlikle ayakta durma politikasıdır" ifadelerini kullanıyor. (BBC Türkçe)
YORUM YAZ