Asya hisse senedi piyasaları, ABD'de olası bir ekonomik gerilemeye ilişkin endişelerin Wall Street'i sarsmasının ardından Pazartesi günü düşüş yaşadı, ancak ABD hisse senedi vadeli işlemleri erken bir düşüşten sonra toparlandı ve tahvil getirileri en düşük seviyelerinden indi.

Çin'den gelen tüketici fiyatları (TÜFE) verileri, analistlerin %1,4'lük bir düşüş beklediği Ağustos ayında üretici fiyatlarının yıllık %1,8 düşmesiyle Asya devinin küresel dezenflasyonun itici gücü olmaya devam ettiğini gösterdi.

TÜFE ayrıca, gıda fiyatlarındaki artışın neredeyse tamamı ve mal fiyatlarındaki artışın sadece %0,2 olması nedeniyle yıl için %0,6 olan tahminleri de ıskalayarak iç talebin zayıfladığına işaret etti.

Japonya'nın Nikkei endeksi, teknoloji hisselerinin düşmesiyle satışların yükünü çekti ve geçen haftaki yaklaşık %6'lık düşüşün üzerine %2,4 daha kaybetti.

MSCI'nın Japonya dışındaki Asya-Pasifik hisselerinden oluşan en geniş endeksi geçen hafta %2,25 değer kaybettikten sonra %1,2 gerilerken, Güney Kore piyasası %1,3 düştü.

S&P 500 vadeli işlemleri ve Nasdaq vadeli işlemleri Cuma günkü düşüşün ardından %0,2 artış gösterdi. EUROSTOXX 50 vadeli işlemleri %0,3 ve FTSE vadeli işlemleri %0,5 yükseldi.

Fed fon vadeli işlemleri, yatırımcıların karışık ABD Ağustos maaş bordroları raporunun Fed' in gelecek hafta toplandığında faizleri 50 baz puan düşürmesi için yeterli olup olmayacağını merak etmesiyle düştü.

Şu ana kadar piyasalar, kısmen Fed Yöneticisi Christopher Waller ve New York Fed Başkanı John Williams'ın Cuma günü yaptığı yorumlara bağlı olarak, büyük bir indirim olasılığının %33 olduğunu düşünüyor, ancak Waller agresif gevşeme seçeneğine açık kapı bıraktı.

Barclays ekonomisti Christian Keller, “Verilere ilişkin yorumumuz, işgücü piyasasının soğumaya devam ettiği yönünde, ancak koşullarda 50 baz puanlık bir faiz indirimi gerektirecek türden hızlı bir bozulma belirtisi görmüyoruz” dedi ve ekledi:

“Daha da önemlisi, Fed iletişiminde de bu yönde bir iştah olduğuna dair bir işaret görmüyoruz”

Keller sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fed'in döngüsüne 25 baz puanlık bir indirimle başlaması, ardından bu yıl kalan iki toplantıda 25 baz puanlık iki indirim daha yapması ve gelecek yıl toplam 75 baz puanlık indirim yapması yönündeki çağrımızı koruyoruz.”

Yatırımcılar çok daha güvercin bir tavır sergileyerek Noel'e kadar 113 baz puanlık ve 2025'e kadar da 132 baz puanlık bir gevşemeyi fiyatladılar.

Çarşamba günü açıklanacak olan Ağustos ayı ABD tüketici fiyatları verileri, manşet enflasyonun %2,9'dan %2,6'ya gerilemesiyle birlikte, kesintinin boyutunu olmasa da, indirime gidilmesi gerektiğinin altını çizecektir.

Salı günü Demokrat Kamala Harris ve Cumhuriyetçi Donald Trump 5 Kasım'daki başkanlık seçimleri öncesinde ilk kez münazara yapacak.

ECB gevşeyecek

Piyasalar ayrıca Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) Perşembe günü çeyrek puanlık bir indirim yapmasını tamamen fiyatlamış durumda, ancak hem Ekim hem de Aralık aylarında gevşeme yapıp yapmayacağı konusunda daha az emin.

TD Securities analistleri bir notta, “Önemli olan, her iki tarafta da güçlü bir baskının olduğu Eylül ayından sonraki yönlendirmeler olacak” dedi ve şöyle devam etti:

“Ücret artışı ve hizmet enflasyonu güçlü kalmaya devam ederek şahinleri cesaretlendirirken, büyüme göstergeleri daha yumuşak işaretler vererek güvercinleri cesaretlendiriyor. Üç aylık kesintiler muhtemelen yeni projeksiyonlarla daha tutarlı olacak.”

Küresel politika gevşemesi beklentisi tahvilleri destekledi ve 10 yıllık Hazine getirileri 15 ayın en düşük seviyesine ve iki yıllık getiriler Mart 2023'ten bu yana en düşük seviyeye ulaştı.

Tahviller Pazartesi günü, iki yıllık getirilerin %3,690'a ve 10 yıllıkların %3,743'e yükselmesiyle bir miktar kar elde etti, ancak eğri hala 2022 ortasından bu yana en dik seviyesine yakındı.

Dolar %0,4 artışla 142,7 yene yükselirken yen de kazançlarının bir kısmını geri verdi ve Cuma günkü 141,75 seviyesinden uzaklaştı. Cuma günü kısa bir süreliğine 1,1155$'a kadar yükselen Euro 1,1086$'da tutundu.

Emtia piyasalarında, tahvil getirilerindeki düşüş eğilimi altının ons başına 2.497 dolarda ve tüm zamanların zirvesi olan 2.531 doların altında kalmasını sağladı.

Petrol fiyatları, küresel talebe ilişkin devam eden endişeler nedeniyle geçen hafta 11 ayın en büyük haftalık düşüşünü yaşadıktan sonra bir miktar destek buldu.

Brent 1,01$ artışla varil başına 72,07$'a ulaşırken, ABD ham petrolü 1,02$ artışla varil başına 68,69$'a yükseldi.