AB'nin önerdiği karbon sınır vergisi kapsamında, bloğa ithal edilen malların üretimi sırasında kullanılan CO₂ emisyonu miktarına uygulanan bir vergi, yeniden eritilen alüminyum kesimleri, işlenmemiş malzeme kömür veya diğer fosil yakıt gücü ile üretilmiş olsa bile sıfır karbonlu bir ürün olarak satılabilir.

Norsk Hydro ve Speira gibi alüminyum şirketleri Financial Times'a, Karbon Sınırı Ayarlama Mekanizması (CBAM) olarak adlandırılan uygulamanın AB dışındaki üreticileri mümkün olduğunca fazla hurda üretmeye teşvik ettiğini ve bu hurdaların daha sonra yeniden eritilerek Avrupa'ya ihraç edileceğini söyledi.

Norveçli Norsk Hydro'nun CEO'su Hilde Merete Aasheim, "Bu boşluk, ithal alüminyum ürünlerinin yaygın bir şekilde çevreye zarar vermesini sağlıyor ve CBAM'in karbon kaçağını önlemedeki etkinliğini zayıflatıyor" dedi.

Hafif ve dayanıklı olan alüminyum, uçak ve araba yapımında hayati önem taşıyor ve güneş enerjisi bileşenlerinde kullanılıyor. Bununla birlikte, endüstride bilinen en enerji yoğun metal ve bazen "katı elektrik" olarak adlandırılıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'na göre alüminyum üretimi dünyadaki endüstriyel emisyonların yaklaşık yüzde 3'ünü oluşturuyor.

CBAM başlangıçta bu yıl Ekim ayında başlayacak bir deneme aşamasında ücretsiz olarak uygulanacak; üreticiler 2026'dan itibaren vergiyi ödemek zorunda kalacaklar. İlk aşamada, alüminyum, demir, çelik, gübre ve hidrojen dahil olmak üzere yedi farklı sektörü kapsayacak.

Amaç, daha düşük maliyetli ancak daha kirli üretim süreçleriyle üretilen ürünlerin, bloğun daha katı iklim yasalarına uymak ve AB'nin emisyon ticareti sistemi kapsamında kirlilik için ödeme yapmak zorunda olan AB içindeki şirketleri baltalamasını önlemek. AB yetkilileri bunun dünya genelinde sanayi sektörlerinde daha hızlı karbonsuzlaşmayı teşvik edeceğini umuyor.

Avrupa Alüminyum grubuna göre, AB'de izabe tesisleri her bir kilogram alüminyum için yaklaşık 6,8 kg CO₂ yayarken, bu rakam küresel ortalama olarak kg başına 16,1 kg Co2.

Ancak eleştirmenler, bu boşluğun amacının altını oyma riski taşıdığını söylüyor.

Çevre STK'sı Bellona'da endüstri ve enerji sistemleri alanında kıdemli yönetici olan Ana Šerdoner, bazı üreticilerin "[bu boşluğu] ihracatlarını biraz değiştirmek ve bu hurdaların yeniden eritilerek Avrupa'ya karbon nötr olarak satılmasını sağlamak için kullanabileceklerini" söyledi.

Avrupa'daki alüminyum üreticilerinin talepleri, vergilendirilmiş ithal alüminyum içeren ihracatlarda indirim yapılmaması, yüksek oranda kirletici alüminyum içeren araba ya da teneke kutu gibi nihai ürünlerin metal üretiminde ortaya çıkan emisyonlar için ödeme yapılmaksızın ülkeye girişine izin verilmesi ve sektörün ücretsiz emisyon tahsisatlarının kaybedilmesine ilişkin endişelerin üzerine geldi.

Büyük bir Alman alüminyum haddeleme ve geri dönüşüm şirketi olan Speira'nın kamu işleri müdürü Volker Backs, CBAM'ın Avrupa'nın genel üretim rekabetçiliği üzerindeki etkisi konusunda uyarıda bulunarak, "Detaylar ve mevcut tasarım fırsatlardan çok endişelere yol açıyor" dedi.

Avrupa Alüminyum Başkanı Paul Voss, önlemlerin kötü tasarlanması halinde sektörün "kötü bir şekilde baltalanacağını ve karbonsuzlaştırmak için hiçbir şey kalmayacağını ve bunun gezegene yardımcı olmayacağını" söyledi.

Avrupa'nın alüminyum endüstrisi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından artan enerji maliyetleri nedeniyle zaten harap olmuş durumda ve bu da AB'nin eritme kapasitesinin yaklaşık yarısının kapanmasına neden oldu.

Bazıları için CBAM'e muhalefet daha temel bir konu. Yunan alüminyum üreticisi Mytilineos Energy & Metals'in AB İşleri Direktörü Nick Keramidas, artan maliyetlerle karşı karşıya kalan yerli üreticilerin eşit bir oyun alanına ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Keramidas konuyla ilgili "CBAM, Avrupa üretimini Avrupa ve küresel pazara hizmet etmekten alıkoymakla tehdit ediyor. Aslında daha fazla karbon kaçağına neden olarak ele almaya çalıştığı soruna yol açacaktır" dedi.