Ayçiçek yağı uyarısı: Lüks tüketim maddesi olabilir
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ayçiçeği, incir ve girdi fiyatları hakkında açıklamalarda bulundu.
Bayraktar, “Ayçiçeği tarımının sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi kaçınılmaz hale geldi. Ayçiçeği üzerine çalışan kamu, özel sektör, üniversiteler ve meslek kuruluşları önyargısız, ön şartsız işbirliği içinde sorunlara eğilmezlerse toplumun temel gıda ihtiyaçlarından biri olan ayçiçeği yağı lüks tüketim maddesi olarak raflarda yerini alacaktır” ifadelerini kullandı.
Son bir yılda yüzde 60’ın üzerinde zamlandı
Sputnik'in haberine göre Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ayçiçeği yağı 2020-2021 Ağustos aralığında yüzde 60.8 zamlandı. Tüketici yüksek fiyatlara maruz kalırken, üretici ise tarladaki emeğinin karşılığını alabilmeyi bekliyor.
Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, ayçiçeği ekim alanı ve üretim miktarı olarak 75 ülke arasında ilk 10 ülkeden biri. Ancak ayçiçeği üretiminin Türkiye bitkisel yağ sanayinin hammadde ihtiyacını karşılayamadığına vurgu yapan Bayraktar, “Ülkemiz ayçiçeği ithalatında 165 ülke arasında en fazla ithalat yapan ülkeler arasında yer almaktadır. Tüketimdeki artış nedeniyle ithalata bağımlılık devam etmektedir” dedi.
‘Çiftçinin beklentisi olan kilo başına 6 TL olarak açıklanması’
Ayçiçeğinde piyasa fiyatlarının oluşmasında etkili olan Trakya Birlik’in geçen yıl 15 Eylül’de fiyatı kilogram başına 3.85 lira olarak güncellediğini söyleyen Şemsi Bayraktar, çiftçinin taleplerine ilişkin şunları söyledi:
“Bu yıl hasadın devam ettiği bu günlerde Çukobirlik ayçiçeği alım fiyatını kilo başına 5.1 TL açıklarken, Konya Şeker yüzde 44 yağ oranı için ayçiçeği alım fiyatını kilo başına 5.368 TL olarak açıklamıştır. Ayçiçeği maliyetinin arttığı bu yıl kurumlardan bu fiyatlarını güncellemesini Trakya Birlik'in de yağ oranlarına göre ayçiçeği alım fiyatını çiftçinin beklentisi olan kilo başına 6 TL olarak açıklamasını bekliyoruz.”
“Açıklanacak alım fiyatıyla ayçiçeği üreticisinin emeğinin karşılığını alması sağlanmalı” diyen Bayraktar, “2021 yılı fiyatlarında ayçiçeği buğday paritesi 2'nin altına düşürülmemeli, ithalat fiyatları, artan girdi maliyetleri, enflasyon oranı ve üretici kâr marjı dikkate alınmalıdır” diye konuştu.
‘İncirin rekoltesinin azalması bekleniyor’
Bayraktar, incir üreticisinin, müdahale alım fiyatının açıklanmasını beklediğini bildirdi.
Bu yıl yaşanan kuraklığın üretimi olumsuz etkilediğini, aşırı sıcaklar nedeniyle incir ağaçları kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Bayraktar, “Yaşanan kuraklık, sulamadaki yetersizlik ve ağustos ayı başında meydana gelen aşırı sıcaklar nedeniyle bu yıl rekoltenin düşük olması bekleniyor. Rekoltede yaşanan azalmayla birlikte artan girdi maliyetleri üretimi daha da zorlaştırıyor” dedi.
Kuru incir üreticilerinin üretimine devam edebilmesi için makul alım fiyatı açıklanmasının yeterli gelir elde etmek için önem arz ettiğini dile getiren Bayraktar, “2019 yılında olduğu gibi TMO incir alımı yapmalı veya fiyatların düşmesi halinde piyasaya girmelidir. 2021 yılı için A4 kalite kuru incir fiyatının 30 liranın altında olmaması beklenmektedir” diye konuştu.
‘Girdi fiyatlarına üreticimiz yetişemiyor’
Bayraktar, “Bir yandan kuraklık hüküm sürerken ve pandemi tarımı etkilerken, rekor seviyede artışları gören girdi fiyatlarına üreticimiz yetişemiyor” diyerek artan tarımsal üretim maliyetlerinin hem üretimde azalmayı beraberinde getireceğine hem de gıda enflasyonunun daha da artmasına da neden olacağının altını çizdi.
Son bir yılda, üretici maliyetlerinde önemli ağırlığı olan üre gübresinin yüzde 130, DAP gübresinin yüzde 155 zamlandığını anlatan Bayraktar, “Bazı tarımsal ilaçlar yüzde 60, besi yemi yüzde 55, süt yemi yüzde 57, sertifikalı hububat tohumluğu fiyatları yüzde 63, elektrik fiyatları ise yüzde 56 arttı” dedi.
“Üreticilerin üretimden vazgeçmemeleri için tarımsal girdi fiyatlarını düşürecek tedbirlerin süratle alınması, devletimizin yapması gereken en önemli görevlerden biri haline geldi” diyen Bayraktar, şöyle devam etti:
“Gübrede verilen destekleri artırarak mazotta olduğu gibi gübre fiyatının da yüzde 50'si destek olarak verilmeli, destek verilmeyen yem ve bitki koruma ürünlerine destek getirilmeli, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte vergi ve fonlar kaldırılmalı fiyatta düşüş sağlanmalıdır. Acil önlem olarak bu taleplerimizin ele alınmasını bekliyoruz.”