Banka hisseleri not indirimine nasıl tepki verecek
Deutsche Bank analistleri Türkiye'nin olası kredi not indiriminin büyük oranda fiyatlandığını belirttiler
Deutsche Bank analistleri Kazım Andaç ve Hilal Varol tarafından dün yayınlanan Türkiye bankacılık sektörü raporunda, Türkiye'nin kredi notunun olası bir indirim ile yatırım yapılabilir seviyenin altına düşürülmesinin büyük çapta fiyatlandığı belirtildi.
Deutsche Bank analistleri, olası not indirimi senaryosunda, düşük kısa vadeli dış refinansman riski, genel anlamda güçlü ve yüksek kaliteli sermaye yapısı, ve uygun borçluluk oranına sahip Türkiye bankalarının gelişmekte olan piyasaların altında performansının kısıtlı olacağı belirtildi.
Andaç ve Varol, "Başarısız darbe girişiminin etkilerinin büyük oranda yönetilebilir olduğunu düşünsek de makroekonomik temellerde kısmi kötüleşme görüyoruz. Ancak, aynı zamanda, takipteki kredilerde görece artışa rağmen güçlü gelir büyümesi sayesinde banka karlarının 2016-2018 döneminde bileşik olarak yüzde 18 büyümesini bekliyoruz. Bu sayede banka Fiyat/Kazanç oranının bu dönemde ortalama 5.5x olmasını bekliyoruz. Mevcut değerlemelerde risklerin dengeli dağıldığını düşünüyoruz. Bu durum, daha güçlü sermaye, verimlilik ve varlık kalitesi geçmişine sahip banka hisselerini almak için fırsatlar yaratıyor" yorumunda bulundu.
Raporda, Türkiye bankalarının halihazırda başarısız darbe girişimi öncesindeki seviyelerin yüzde 12 gerisinde bulunduğu, ve bu dönemde MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar endeksinin yüzde 16 altında performans gösterildiği belirtildi. Türkiye bankalarının 2017 tahmini Fiyat/Defter Değeri çarpanının 0.7x, Fiyat/Kazanç oranının 5.6x seviyesinde bulunduğu, F/DD çarpanına göre iskontonun 15 Temmuz öncesinde yaklaşık yüzde 25 olduğu ancak daha sonra yüzde 37'ye yükselerek 9 Aralık'tan bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı kaydedildi.
Riskler
1) Türkiye'nin yatırım yapılabilir seviyenin altına düşürülmesinin yakın vade büyüme politikaları üzerinde etkisi düşük olacak. SYR bu etki ile 110 baz puan gerileyerek yüzde 13'e düşebilir.
2) Daha uzun vadeli bir bakış açısına göre, Basel III kurallarının devreye girmesiyle bazı bankaların sermaye ihtiyacı olabilir.
3) Kısa vadeli refinansman riski düşük. Borç çevirmeme senaryosunda, 2017'ye kadar vadesi dolan dış borçların yüzde 70'i kısa vadeli yabancı para cinsi varlıklarla kapatılabilir.
4) Varlık kalitesi, i) Yüzde 70'i yerel bankalar tarafından karşılanan yüksek şirket borçları, ii) Son 5 yılda KOBİ kredileri 2 kat arttı, iii) 2015'ten bu yana yeniden yapılandırılan krediler yüzde 65 arttı ve toplam kredilerin yüzde 3'üne ulaştı.
5) Faiz üzerinde siyasi baskı tekrar artabilir. Bankalar kredileri rasyonel şekilde fiyatlasa da, fonlama maliyetlerinde her 1 yüzdelik puanlık artış banka karı tahmininde yüzde 6 düşüşe neden oluyor.
YORUM YAZ