New York borsası, Donald Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından, önemli bir yükseliş trendi yakaladı. Bu yükseliş, büyük ölçüde yatırımcıların kurumlar vergisinin düşmesi ve düzenlemelerin gevşetilmesi beklentileriyle ilişkilendirildi. Bank of America’nın (BofA) yaptığı değerlendirmeye göre, borsadaki bu yükselişin devamını tehdit eden üç ana risk faktörü bulunuyor.

Ekonomik Durgunluk Riski

BofA, ABD ekonomisinin olası bir durgunluk yaşaması durumunda şirketlerin kâr büyümesinin yavaşlayacağını ve S&P 500 hisse başına kazançlarının (EPS) %10 ila %20 oranında azalabileceğini belirtti. Banka, Trump yönetiminde resesyon riskinin arttığına dikkat çekti. Özellikle göçmenlik kısıtlamaları ve korumacı ticaret politikalarının uygulanması durumunda, ABD ekonomisinin ciddi bir darbe alabileceği vurgulandı.

BofA, ortalama bir durgunluk senaryosunda şirketlerin kârlarının %20 oranında düşebileceğini ve EPS’nin 2024 yılında 195 ila 220 dolar seviyelerine gerileyebileceğini tahmin ediyor. Bununla birlikte, Trump’ın vergi indirimlerine ve iş dünyasını destekleyen politikalarına ağırlık vermesi durumunda, ekonominin beklenenden daha hızlı büyüyebileceği ifade edildi.

Ticaret Savaşlarının Etkileri

Trump’ın ticaret politikaları hayata geçirilirse, küresel ticaretin darbe alabileceği ve ABD şirketlerinin kârlarının olumsuz etkilenebileceği belirtiliyor. Trump, seçim kampanyası sırasında ABD’ye ithal edilen tüm ürünlere %10 oranında genel bir gümrük vergisi getirme vaadinde bulunmuştu. Çin’den ithal edilen ürünler için ise bu oranın %60’a kadar çıkabileceği ifade edilmişti.

BofA’ya göre, bu tür ticaret politikalarının devreye girmesi, ABD’nin dış satışlarının %3 ila %4 oranında azalmasına yol açabilir. Sanayi ve yarı iletken sektörlerinin bu durumdan en çok etkilenecek alanlar olduğu vurgulandı.

Tahvil Getirilerindeki Hızlı Yükseliş

Tahvil getirilerindeki ani artışın, hisse senetleri üzerinde baskı yaratabileceği ifade edildi. Banka, Trump’ın ekonomik politikalarının bir sonucu olarak enflasyonun artabileceğini ve 10 yıllık Hazine tahvil getirilerinin %7 seviyesine kadar çıkabileceğini öngörüyor.

BofA, tahvil getirilerindeki bu yükselişin, ABD’nin imalat sektöründeki faaliyetlerin daralmasına neden olabileceğine dikkat çekti. Satın Alma Müdürleri Endeksi’nin (PMI) 50’nin altına düşmesi durumunda, imalat sektöründe daralma yaşanabileceği kaydedildi. Yüksek tahvil getirilerinin ayrıca hisse senetleri üzerindeki risk primini artırabileceği belirtildi.

Fed Politikalarına Etki

Trump yönetiminin politikaları, Federal Rezerv’in faiz politikasını da etkileyebilir. Yeni başkanın ekonomik planları doğrultusunda Fed’in faiz indirimlerini sürdürüp sürdürmeyeceği konusunda belirsizlikler bulunuyor. Şu anda 10 yıllık Hazine tahvil getirileri %4,5 seviyesinde işlem görüyor ve bu durum piyasalardaki risk algısını yükseltiyor.