Cari açıkta "altın" etkisi
Cari işlemler açığının piyasa beklentilerinin üzerinde gelmesinde dış ticaretteki gelişmeler öne çıkarken, parasal olmayan altın ithalatının yaklaşık 4 katına çıkması ve 7,4 milyar dolarlık negatif etki yaratması dikkati çekti.
A+A-
Cari işlemler açığının piyasa beklentilerinin üzerinde gelmesinde dış ticaretteki gelişmeler öne çıkarken, parasal olmayan altın ithalatının yaklaşık 4 katına çıkması ve 7,4 milyar dolarlık negatif etki yaratması dikkati çekti.
AA muhabirinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerinden derlediği bilgiye göre, cari işlemler hesabı eylülde 4 milyar 527 milyon dolar ile piyasa beklentilerinin üzerinde açık verdi. Türkiye'nin cari açığı ocak-eylül döneminde 31 milyar 109 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, bu rakam 2016'nın aynı dönemine göre 6 milyar 627 milyon dolarlık artışa işaret etti.
Cari işlemler hesabının geçen yıla kıyasla daha fazla açık vermesinde, dış ticaret dengesindeki gelişmeler öne çıktı. Geçen yılın 9 ayında 30 milyar 945 milyon dolar olan dış ticaret açığı, 2017'nin aynı döneminde 40 milyar 751 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu dönemde, dış ticaret hesabı altında gerçekleştirilen toplam mal ihracatında yüzde 11'lik, ithalatında ise yüzde 15'lik yükseliş görüldü.
Söz konusu dönemde dış ticaret açığındaki artışa ise parasal olmayan altın kalemindeki ihracatın liderlik ettiği görüldü. Parasal olmayan altın hesabı, geçen yılın 9 ayında 3 milyar 123 milyon dolar fazla vermesine karşın, bu yılın aynı döneminde 7 milyar 358 milyon dolarlık açık verdi.
Bu dönemde, parasal olmayan altın ithalatı yaklaşık 4 katına çıkarak 3 milyar 454 milyon dolar düzeyinden 13 milyar 177 milyon dolara yükseldi.
"Cari işlemlerdeki kötüleşmede, dış ticaret dengesi ana etken"
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, enerji dışı cari açığın 9,4 milyar dolar, enerji ve altın dışı cari açığın ise 0,7 milyar dolara yükseldiğini belirterek, böylece bir süredir devam eden iyileşme eğiliminin sona erdiğine işaret etti.
Çekirdek (enerji ve altın hariç) cari dengenin, ağustos sonunda yıllık bazda son iki yılın en düşük seviyesine inmesini önemli bir gelişme olarak gördüklerini anımsatan Bürümcekçi, "Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme dönemlerinde çekirdek açıkta da belirgin artış eğilimi görmek normal. Son dönemde bu beklentinin tersine enerji ve altın dışı açığın gerileme eğilimini korumasını büyük ölçüde büyümenin ihracatın sürükleyiciliğinde gerçekleşmesi, mevcut kur seviyesinin ithalatı caydırması ve kredi genişlemesinin tüketiciden çok ticari taraftan gelmesine bağlamıştık. Umarız bu eğilimde dönüş işaretleri söz konusu faktörlerin dış dengesizlik yaratacak şekilde değiştiğini göstermiyordur." diye konuştu.
Bürümcekçi, cari işlemler hesabında eylülde gözlenen kötüleşmede, dış ticaret dengesinin geçen yıldan çok yüksek açık vermesinin ana etken olduğunu vurguladı.
İthalat ve ihracat için önemli bir öncü gösterge olan Gümrük Bakanlığı verilerinin, ekimde dış ticaret açığında geçen yıla göre 3,2 milyar dolar artış olacağını gösterdiğini aktaran Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Cari dengenin 2017'de enerji ve altın ithalatının yanı sıra büyümedeki hızlanma nedenleriyle yükseliş eğilimini koruyarak 44 milyar dolara ulaşmasını beklemekteyiz, ancak yukarı yönlü riskler devam ediyor. Önceki yıl cari açığı azaltan faktörlerin başında gelen enerji ve altın ticaretindeki lehteki gelişmelerin 2017'de devam etmediğini izliyoruz. Öte yandan, petrol fiyatlarının son dönemde yükselerek 2016 ortalaması olan 46 doların çok üzerinde seyretmesi cari açığı artırıcı etkide bulunmaya devam etmektedir. Zaten, sadece yılın dokuz ayında bile enerji ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre 7,1 milyar dolar artmış görünmektedir.
Altın ticaretinde ise aynı dönemde net ithalatçı konumuna geçmemizin yıllık dış ticaret açığını artırıcı etkisi de 10,3 milyar dolar olmuştur. Ayrıca, büyümenin yılın ilk üç çeyreğinde gösterdiği hızlanma dış açık için riskleri yukarı yöne çevirmiştir. Buna karşılık, pozitif bir faktör olarak, AB pazarına ihracatın baz etkisi ve bu bölgede büyümenin güçleniyor olması ile 2017’de artışa devam ettiği görülmektedir. Ayrıca, turizm gelirlerinin, nisan ayından itibaren turist sayısının artışa geçmesi ile toparlanma gösterdiği izlenmektedir."
"Yıllık bazda 2017'yi 42 milyar dolarlık cari açıkla tamamlayabiliriz"
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da temmuz ve ağustos aylarına ilişkin cari açık verilerinde yapılan aşağı yönlü revizyonlarla 8 aylık cari açığın 27,2 milyar dolardan 26,6 milyar dolara gerilediğine dikkati çekerek, "12 aylık kümülatif açığın ise eylül sonunda 39,3 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Ekim ayına ait Gümrük ve Ticaret Bakanlığı dış ticaret verilerinin öncü sinyalleri doğrultusunda, yıllık açığın artmaya devam edeceğini ve yılı 42 milyar dolar düzeyinde tamamlayabileceğini öngörüyoruz." şeklinde konuştu.
Gelecek yıla ilişkin tahminlerinin de 46 milyar dolar olduğunu aktaran Tokalı, cari açık/Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) oranının yüzde 4,5'in üzerinde kalmaya devam edeceği öngörüsünde bulundu.
Tokalı, eylül ayı verilerine göre cari açıktaki artışta, dış ticaret açığı ile doğrudan yatırımlara ait kar transferleri ve portföy yatırımlarına bağlı çıkışların etkili olduğunu, turizm gelirlerinin ise cari açığı sınırlamaya devam ettiğini kaydetti.
Yıl boyunca iyileşme gösteren altın ve enerji hariç cari açığın yıllık bazda eylülde yükseliş göstermesinin, gelecek dönem eğilimi açısından önemli olduğuna değinen Tokalı, finansman tarafında ise doğrudan yatırımların katkısının azalmasına karşın devam ettiğini söyledi.
Tokalı, cari açık/GSYH oranının, yüzde 4,5 olan yapısal sınırın altına inmese de dış dengenin sürdürülebilirliği açısından güvenli seviyelere yakın seyrettiğine işaret ederek, "Özellikle enerji maliyetlerindeki artışın etkisiyle cari açıkta son dönemde gözlenen artışın aynı ivmeyle sürmesini beklemiyoruz. Ödemeler dengesi açısından, küresel normalleşmenin yavaş ve kademeli rotasında kalmasının çok daha önemli bir faktör olduğunu düşünüyoruz." dedi.
"30,6 milyar dolarlık net yabancı sermaye girişi hesaplıyoruz"
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Strateji Yönetmeni Orkun Gödek ise cari açıkta, eylülde bir önceki aya kıyasla ödemeler dengesi kriterlerine giren ihracatın yüzde 11 gerilemesi, ithalatın ise yüzde 30 artmasının etkili olduğunu bildirdi.
Veri döneminde parasal olmayan altın işlemlerinin nette 991 milyon dolar açık verdiğini aktaran Gödek, şöyle devam etti:
"Ocak-Eylül döneminde parasal olmayan altın kalemi işlemleri toplamda 7,3 milyar dolar açık olarak takip edilmekte. Eylül ayında parasal olmayan altın hariç cari denge rakamı ise 3,5 milyar dolar açık verdi. Böylece eylül ayında parasal olmayan altın hariç cari denge rakamı ise 3,5 milyar dolar açık verdi. Olumlu olarak, bir önceki ay bankalardaki borç çevirme rasyosunun düşmesini konuşurken, eylülde kısmen de olsa artış söz konusu.
Hesaplamalarımıza göre, yılın 9 aylık döneminde net yabancı sermaye girişi 30,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu gelişmede ana belirleyici unsur 23,5 milyar dolarla net portföy yatırımları olurken, aynı dönem içerisinde net hata ve noksan 0,93 milyar dolar açık, rezervler ise 0.469 milyar dolar açık düzeyinde oluşum gösterdi. Bu gelişmelerle yıl sonunda cari açığın 40 milyar dolar seviyesine yakın oluşabileceğini öngörüyoruz."
YORUM YAZ