Çelik sektörünü nasıl bir yıl bekliyor? Ralli gelecek mi?
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, çelik sektöründe toparlanmanın ikinci yarıda olmasını bekliyor.
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, enflasyondaki gerileme öngörüsü, küresel çelik talebinde beklenen artış, enerji ve enerji verimliliği yatırımları gibi etmenlerle 2023'ün ikinci yarısı itibarıyla küresel çelik sektöründe toparlanmanın başlayacağını beklediklerini bildirdi.
ÇİB, sektörün 2023 ihracat hedeflerini ve yol haritasını İstanbul'da düzenlediği toplantıda duyurdu.
Toplantıda verilen bilgiye göre, dünyada çelik sektörünün en önemli ihracatçılarından biri olan Türkiye, 2021'de çelik ihracatında rekor kırarak miktar bazında yüzde 17,8, değer olarak da dış satımını yüzde 77,4 artırmıştı. Geçen yılın ilk yarısında yukarı yönlü olan ihracat, yaşanan küresel gelişmeler sonucu ikinci yarı itibarıyla düşüşe geçti. Türkiye'nin 2022 çelik ihracatı miktar bazında yüzde 17,7 azalışla 19,6 milyon ton, değer bazında da yüzde 5,3 düşüşle 21,1 milyar dolar oldu.
Önceki yıl ülke ihracatına en fazla katkı sağlayan üçüncü sektör olan çelik sanayi, rekabet gücünün azalması nedeniyle performansında düşüş yaşadı ve Türkiye ihracat sıralamasında dördüncülüğe geriledi. Sektör, önemli rakiplerinden Rusya ve Ukrayna'nın savaş sebebiyle çekildiği pazarlarda oluşan boşluğu gidermeye yönelik çalışmalarını 2022'de sürdürürken, küresel resesyon, enflasyondaki artıştan ise olumsuz yönde etkilendi.
"Dampingli ithalatın engellenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz"
Toplantıda konuşan ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, enerji krizi ve talepte yavaşlama devam ettiği sürece 2023'te mevcudu korumaya odaklanacaklarını söyledi.
Korumacılık önlemlerinin ve enerji fiyatlarındaki artışların maliyetleri yüksek seviyelere çıkardığını belirten Aslan, şunları kaydetti:
"Rusya ve Ukrayna'nın savaş nedeniyle çelik ticaretlerini durdurmaları ilk başta Türk çelik sektörümüzün lehine bir gelişme olmuştu. ABD ile AB başta olmak üzere çok sayıda ülkenin Rusya'ya ambargo koyması da sektörümüz için avantajlı görünmekteydi. Nitekim başlangıçta Türkiye'nin çelik ihracatında artış yaşandı. Ancak Rus çelik sektörü, ambargo yediği birçok pazara ihracat yapma imkanını yitirdiğinden ürünlerini fiyat düşürerek ülkemize satmaya başladı. Bu durum, iç pazarımızdaki dengeleri de değiştirdi. Bunun dışında Çin, Hindistan, İran gibi ülkeler de dampingli fiyatlarla ülkemize satış yapmaya devam etti. Türk çelik sektörünün temsilcileri olarak dampingli ithalatın engellenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz."
"Türkiye çelik tüketiminin ilk çeyrek itibarıyla artabileceğini öngörüyoruz"
Adnan Aslan, bu yılın ocak ve şubat ayında azalışın devam edeceğini, iç piyasada inşaat sektörüne yönelik açıklanan destek paketleri, sanayi üretiminde beklenen artış gibi etmenler sonucu Türkiye'de çelik tüketiminin ilk çeyrek itibarıyla artabileceğini öngördüklerini bildirdi.
Enflasyondaki gerileme öngörüsü, küresel çelik talebinde beklenen artış, enerji ve enerji verimliliği yatırımları gibi etmenlerle 2023'ün ikinci yarısı itibarıyla küresel çelik sektöründe toparlanmanın başlayacağını beklediklerini aktaran Aslan, şunları kaydetti:
"Bu durumun Türk çelik sektörünün ihracatını da 2022 yılına kıyasla olumlu yönde etkilemesini bekliyoruz. Türk çelik sektörünün önceliği her zaman iç piyasanın ihtiyacını gidermektir. Türk çelik sanayisinde kayıplar yaşanmasının imalat sanayimizin diğer kollarını da olumsuz etkileyeceği unutulmamalı. Bu sebeple öncelikle yerli çelik sanayisinin korunmasının ve güçlendirilmesinin temel alınması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü çeliği içeride üretemedikten sonra yerli imalat sanayinden de bahsetmek oldukça güç olacaktır. Türkiye'nin ihracatını daha da yukarılara taşımak için ülke sanayisinin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz."