Deniz Yatırım 2023 Strateji Güncelleme Raporu'nu açıkladı. Raporda yer alan "2023 yılının geri kalanında bankacılık sektörü görünümü" bölümünde bankacılık sektörü ile ilgili genel değerlendirmenin yanı sıra banka hisseleri incelemesi de yer aldı. İşte Deniz Yatırım'ın bankacılık sektörü ve banka hisseleri ile ilgili değerlendirmesi.
◼ 2023 yılı Eylül ayına dek nasıl geçti?
Bankacılık sektörü 2022 yılını oldukça başarılı bir şekilde tamamlamıştı. 2023 yılının ilk yarısında karlılık momentumu kısmen zayıflamış olsa da bankacılık sektörü olumlu performansını korumayı nispeten başardı. Kredi genişlemesi son haftalarda yavaşlamakla birlikte 25 Ağustos itibari ile sene başına göre TL krediler %38 kadar genişlerken, YP krediler ise %4.6 daraldı. Takibe intikal 12 milyar TL ile sınırlı kalırken toplam takipteki kredi tutarı 172 milyar TL’ye ulaştı. Yüksek kredi artış hızına bağlı olarak bu sınırlı takipteki artış sonrasında takipteki kredi oranı yılsonuna göre 85 baz puan gerileyerek %1.63 olarak gerçekleşti. Takipteki krediler için ayrılan karşılık oranı ise sene başına göre 1.7 puan artış ile %85.8 seviyesine yükseldi.
Marj açısından dalgalı bir dönem geçiren sektörde yılın ilk yarısında net faiz marjının hem TÜFE’ye endeksli bonoların düşük katkısı hem de TL kredi/mevduat faiz makasındaki daralmanın etkisi ile daralma eğiliminde olduğunu gördük. Operasyonel giderlerde ise gerek yüksek enflasyon gerekse de deprem bölgesine yapılan bağışlar nedeniyle yüksek oranlı yıllık artışlar gözlemledik. Komisyon gelirleri de gerek TL kredi genişlemesi gerekse de ekonomik aktivitenin güçlü seyrine bağlı olarak yine bu dönemde yüksek oranlı artışlar sergiledi. Bu dinamikler sonrasında özsermaye karlılığı sektör genelinde 2022 sonundaki %41.4 seviyesinden Temmuz itibari ile %32 seviyesine geriledi. Bankacılık endeksi sene başından bu yana %49.1 nominal getiri ile BİST-100’e hemen hemen paralel, %2.0 kadar üzerinde bir getiri sağlamış oldu.
◼ 2023 yılının kalanında ne bekliyoruz?
o Kredi büyümesi %40-%45 büyüme ile 2022 yılının gerisinde kalabilir. Gerek sermaye yeterliliği gerekse de likidite olarak oldukça kuvvetli konumda olan sektörde 2023 yılının kalanında kredi büyüme hızında bir miktar yavaşlama bekliyoruz. Global ekonomilerdeki yüksek faiz oranları da daha yavaş büyüme eğilimi ile ekonomik aktivitenin ihracatçı bacağında daha sınırlı bir kredi kullanımına neden olabilir.
Bununla birlikte iç piyasada da 2021 ve 2022 yıllarındaki kuvvetli iç talep sonrası sınırlı bir yavaşlama ile birlikte kredi kullanımının yavaşlaması da söz konusu olabilir. Yıl genelinde kredi büyümesinin %40-%45 bandında enflasyon beklentilerinin hafif gerisinde gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz. İhracat ve üretimin desteklenmesi kapsamında ve işletme sermayesi ihtiyacının finansmanı amacı ile kredi büyümesinin biraz daha ticari segmentte yoğunlaşabileceğini tahmin ediyoruz.
◼ Mevduat büyümesi kredi artışından daha yüksek olabilir.
Kur korumalı mevduatın da katkısı ile TL mevduat büyümesi Ağustos sonu itibari ile %56 olarak gerçekleşmişti. Yılın kalan kısmında kur korumalı mevduatın yerini, düzenlemelerin de etkisi ile, kısmen TL mevduata bırakmasını bekliyoruz. Dönüşümü desteklemek adına bankaların TL mevduata daha yüksek faiz ödeyebileceğini tahmin ediyoruz. Artan TCMB fonlama faizinin de etkisi ile genel TL mevduat faizi de yükselerek TL mevduat birikimine katkı verebilir.
◼ Net faiz marjı ikinci yarıda yükseliş eğiliminde olabilir.
TL kredi/mevduat faiz makası 2023’ün ilk yarısında sert bir daralma göstermiş ve negatif bölgede gerçekleşmişti. Son haftalarda sert toparlanma gördüğümüz faiz makasının ikinci yarıda net faiz marjına olumlu katkı sağlamasını bekliyoruz. Bankalar TÜFE’ye endeksli bonolardan da ilk yarıda görece daha düşük gelir yazdılar.
İkinci yarıda, özellikle de son çeyrekte, bu gelirin %60’a ulaşması muhtemel Ekim-Ekim enflasyonu ile belirgin bir şekilde artmasını bekliyoruz. Bankaların TL menkul kıymet rezervlerindeki artış ise marj üzerinde sınırlı bir baskıya neden olabilir. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinden derlediğimiz sonuçlara göre, itfası 2027 ve sonrası dönemde olan uzun vadeli TL cinsi menkul kıymetlerin ortalama getirisi %14.50 seviyelerinde. Portföyde bu enstrümanların ağırlığının yatay seyri de marj açısından olumlu olarak değerlendirilebilir.