Depremin ekonomik hasarı 150 milyar doları bulabilir
Tarihin en ağır felaketlerinden birini 11 ilde birden yaşayan Türkiye’nin bölgede yeniden kalkınmayı 5 yılda, 150 milyar dolarlık bir maliyetle yaratabileceği tahmin ediliyor.
Milyonlarca kişinin hayatını etkileyen Kahramanmaraş depremi sonrasında hasar tespit çalışmaları hızlanırken, yapılan araştırmalar, Türkiye'nin bölgedeki ve ekonomideki hasarı 5 yıl içinde tamir edebileceğini ortaya koydu. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı tarafından hazırlanan, Burcu Aydın Özüdoğru imzalı rapora göre bölgenin yeniden kalkınma planının maliyeti 5 yıllık bir dönemde yaklaşık 150 milyar dolara ulaşacak.
600 milyarlık ek harcama
Sözcü'nün haberine göre raporda yapılan tahminlere göre üstyapı ve altyapı inşaat, güçlendirme ve onarım maliyetleri 88 milyar dolar civarında olacak. Bu maliyetin yarısının kamu kaynaklarıyla finanse edilmesi öngörülürken, en büyük ikinci maliyet taşıt, demirbaş, stok ve tüketim malları kaynaklı kayıplar olarak gösterildi. Bu kalemin de büyüklüğü 35 milyar dolar olarak tahmin edildi. Rapora göre, deprem kaynaklı toplam giderlerin ilk 3 yıl içindeki yıllık maliyetinin 30 ile 40 milyar dolar civarında olacağı ve ağırlıklı kısmının kamu tarafından finanse edilmesi gerektiği belirtildi.
Deprem kaynaklı harcamaların 5 yıllık bir finansman planını gerektireceğinin vurgulandığı raporda, ilk yıllarda milli gelire oranla yüzde 2.5- yüzde 3.5 bandında, toplamda ise yüzde 8 civarında bir ek finansman ihtiyacı doğuracağı tahmin edildi. Depremin 2023 bütçesine getireceği ek harcama ise 600 milyar TL olarak hesaplandı. Yine depremin etkilediği nüfusa yapılacak barınma, bakım, eğitim ve istihdam gibi cari desteklerin 320 milyar TL (17 milyar dolar) seviyesinde olacağı öngörüldü. Sadece geçici barınma desteklerinin bir yıllık maliyetinin 78 milyar TL (4 milyar dolar) olarak tahmin edildiği raporda, “Ayrıca uzun vadede Türkiye'nin kalkınma modelini afetlere göre yeniden şekillendirmesinin yaratacağı finansman ihtiyacı da, kamu maliyesi üzerinde önümüzdeki 10 yıl boyunca kayda değer bir ek yük yaratacaktır” tespitlerine yer verildi.
Kısa vadeli tedbirler
Raporda öne çıkan kısa vadeli ekonomik tedbirler de şöyle sıralandı: “İstihdamın devamı için kısa çalışma ödeneği, İŞKUR ve KOSGEB destekleri hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilmeli. Makro-finansal risklerin etkin yönetimi için para ve maliye politikası uluslararası kabul görmüş makul politikalara dönülmeli. Yeniden kurulacak şehirler Türkiye'nin tarım ve hayvancılık üretim potansiyeli gözetilerek planlanmalı. Yoksullukla mücadele etkin yürütülmeli.”
Enflasyon yükselir turizm gelirleri düşer
Depremin, ekonominin yavaşladığı ve risklerin arttığı bir döneme denk gelmesiyle buradaki faturanın artacağına dikkat çekilen raporda, ekonomik büyümenin 2023 yılında beklenen baz senaryoya göre 1.2 puan daha düşük gerçekleşerek yüzde 3 civarında olacağı belirtildi. “Deprem, kısa vadede tüketici ve üretici fiyatlarını yukarı yönlü tetikleyecek, gıda fiyatları 2023 yılında yukarı yönlü artacaktır. Konut ve kira fiyatları üzerinde uzun süreli fiyat baskısı devam edecek, 2023 yılı turizm gelirleri üzerinde olumsuz etkisi olabilecektir” tespitlerinin yer aldığı raporda, borç stokunun milli gelire oranının yaklaşık 4.5 puan artacağı belirtildi.