Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, Türkiye'de gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme  hızının yüzde 4’e yakın seyrettiğini belirtti.

TCMB Başkanı Başçı'nın bugün Bakanlar Kurulu'nda yaptığı sunum, Bankanın internet sitesinde yayımlandı.

Sunumunda küresel büyümenin ılımlı seyrettiğini ve 2014 yılında da ılımlı seyretmeye devam etmesini beklediklerini ifade eden Başçı, Türkiye'de GSYH'nin büyüme hızının yüzde 4'e yakın seyrettiğini aktardı.

Başçı, aşırı tüketim yapan ülkelerde yatırım oranlarının düşük düzeyde seyrettiğini ve büyüme oranlarının daha düşük olduğunu kaydetti.

Türkiye’de istihdamın gelişmiş ülkelere kıyasla daha olumlu seyrettiğine dikkati çeken Başçı, "Son yıllarda Türkiye’de diğer ülkelere göre daha güçlü bir istihdam artışı gözlenmiştir. İstihdamdaki artış eğilimi 2014 yılında da devam etmektedir. Kadın ve erkek işgücüne katılım oranları hızla artmaktadır. İşgücüne yeni katılımlara rağmen işsizlik oranı küresel kriz öncesindeki seviyelere yakın seyretmektedir" değerlendirmesini yaptı.

Başçı, ihracatın büyümeyi ve dengelenmeyi desteklediğini vurgulayarak, "AB ülkelerindeki toparlanma ihracat artışına katkıda bulunmaktadır. İhracat artışının önemli bir kısmı AB ülkelerinden kaynaklanmaktadır. AB-27’deki toparlanma ihracat pazar payına da yansımaktadır" ifadelerini kullandı.

Firmaların finansman giderlerinin toplam giderler içindeki payının azaldığının vurgulayan Başçı, Türkiye’de tasarruf oranlarının düşük olmasının cari açığın yüksek olmasına sebep olduğuna işaret etti.

"Alınan önlemler sonucunda cari işlemler açığında iyileşmenin devam etmesi ve büyümenin 2014 yılında daha dengeli bir şekilde sürmesi beklenmektedir" tespitini yapan Başçı, ihracatın ithalatı karşılama oranındaki artış eğiliminin de sürdüğünü ifade etti. 

Başçı, kredi büyüme hızının yüzde 15 seviyesine yaklaştığını belirterek, şunları kaydetti:

"Makroihtiyati tedbirler sonrasında bankacılık sektörü finansman ağırlığını tüketimden yatırım ve üretime kaydırmaktadır. Türkiye’nin kamu borcu diğer ülkelere göre düşük seviyededir. Mali disiplinin devam edeceği öngörülmektedir. Türkiye ekonomisi dezenflasyon sürecindedir. Döviz kuru gelişmeleri enflasyon artışında önemli bir rol oynamıştır. Enflasyonda tepe noktanın mayıs ayı verisinde gözleneceği, düşüşün haziran ayı verisinden itibaren başlayacağı tahmin edilmektedir."

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) çıkış sinyalinin ABD tahvil faizlerinin artmasına neden olduğunu anlatan Başçı, sunumunda şu bilgileri aktardı:

"Reel faizler küresel kriz öncesi seviyesinin altındadır. Cari açık veren diğer ülkelerde de uzun vadeli tahvil faizleri artmıştır. Türkiye’nin risk primi Avro bölgesi borç krizi seviyesinin altında seyretmektedir. Parasal sıkılaştırma tedbirleri beklenen sonuçları vermektedir. Kısa vadeli faizlerdeki geçici sıkılaştırma enflasyonla mücadelede etkili bir araçtır. Parasal sıkılaştırmayla Türk lirasındaki hızlı değer kaybı önlenmiştir. Parasal sıkılaştırma döviz kurları üzerinde kayda değer bir etki yapmıştır. Aşırı oynaklığa karşı döviz rezervleri kullanılmış, mayıs ayından itibaren tekrar rezerv biriktirilmeye başlanmıştır."