Erdoğan korkusu BİM’in yöneticisine bakın ne yaptırdı
Erdoğan'ın enflasyondan zincir marketleri sorumlu tutması üzerine BİM İcra Kurulu Üyesi ve Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Galip Aykaç'tan ilginç bir açıklama geldi
BORSATEK.COM - BİM İcra Kurulu Üyesi ve Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Galip Aykaç, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ekonomi yönetiminin enflasyonun sorumlusu olarak zincir marketleri göstermesinin üzerine açıklama yaptı.
BİM’in PR şirketi tarafından medya kurumlarına “...Galip Aykaç’tan sert açıklamalar” başlığı ile geçilen açıklamada Aykaç’ın neye, kime, neden “sert çıktığı” anlaşılmadı.
Erdoğan’ın bugün yaptığı açıklamalarda yeniden zincir marketleri enflasyonun sorumlusu olarak gördüğü ve bununla mücadele edeceklerini belirten ifadelerinden sonra Aykaç tarafından yapılan açıklamada, Erdoğan veya ekonomi yönetiminin adı hiç geçmedi. Yüksek enflasyonun küresel konjonktür ve uygulanan ekonomik programın doğal sonucu olabileceğine hiç değinmeyen Aykaç, isimsiz bazı uluslararası şirketleri, gazetecileri, gazeteleri, televizyonları ve hatta enflasyonu suçladı, hatta tehdit etti.
Erdoğan bugün yaptığı açıklamalarda
Fiyat İstikrar Komitesi kurularak yaşanan fiyat farklılıklarının önüne geçileceğini ve sıkı bir takip yapılacağını ifade ederek, ”Özellikle medya yatıyorlar kalkıyorlar, bazı isimleri ekrana çıkarmak suretiyle oradan markette yaptıkları iş bu. Bu marketlerle ilgili gerek zincir marketlerde gerek diğer marketlerle alakalı işte fiyatlar birisinde şöyle, birisinde böyle. Söyledikleri bu. Bu hafta yaptığımız kabine toplantısında arkadaşlarımıza söyledim. Başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere kontrollerimizi daha da sıklaştıracağız, daha da farklı hale getireceğiz. Özellikle de fiyat farklılıklarını gidermenin yollarını şiddetle arayacağız. Fiyat İstikrar Komitesini kurarak, bunların takibini yapacağız," demişti.
Aykaç’ın PR şirketi tarafından geçilen metin ise tam olarak şöyle:
Üretici ve tüketici arasındaki köprüyüz
“Unutulmaması gereken bir nokta biz perakendecilerin tedarik zincirindeki en son nokta olmamızdır. Fiyatların hareketlerinden daha önemli bir konu da gıda arzlarında yaşanan daralmadır. Piyasa ekonomisinin temel kuralı fiyatların arz talep ilişkisine göre belirlenmesidir. Bu denge ne kadar güvenilir olursa doğal olarak tüketiciye yansıyan fiyatlar da istikrarlı biçimde, makul ve kabul edilebilir bir seviyede kalabilecektir.”
Tarım ülkemizin geleceği
“Tarım ve gıda dünyanın geleceğidir. Dolayısıyla ülkemizin de geleceği olduğunu unutmayalım. Çok önemli bir yerin altını çizmek gerekiyor. Üretim ve dolayısıyla üreticiler çok önemli. Üreticilerin mutlaka emeklerinin karşılığını alıyor olmaları, kazanıyor olmaları lazım ki üretmeye devam etsinler. Sonraki süreci de sürdürülebilir verimlilikle yönetmek gerekiyor. Tarım ülkesiyiz fakat mevcut tarım ve hayvancılık sistemimizin geliştirilmeye ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Köyde yaşayan ve tarımla ulaşan nüfusun ne yazık ki 2021 yılı sonunda yüzde 6,8’e düştüğünü görüyoruz. Kırsalda yaşamayı özendirici tedbirlere acil ihtiyaç vardır”
Şeker fiyatları
“Şeker fiyatları, Türkiye Şeker Fabrikaları sitesinin geçen sene bu zamanlardaki fiyatı, 50 kilogramlık çuval fiyatı 212 liraydı. Bugün 950 lira. Bunun perakendedeki fiyat değişiminden biz sorumlu olamayız. Aşağı yukarı üretimin yarısı Türkiye Şeker Kurumu’ndan, diğer yarısı da özel sektörden geliyor. Ama doğru yönetilemediği için geçen sene bir özel sektör şirketinin sahibinin bana söylediklerini aynen tekrar etmek istiyorum: ‘Bu seneki kadar hiçbir zaman kar etmedik’. Evet işte spekülatör orada. Biz değiliz. Oraya bakmak lazım. Buradan bir kez daha değinmekte fayda görüyorum. Eğer tedbir alınmazsa süt ve et konusunda 2023, bu yıldan daha zorlu geçecektir. Bugünlerde süt hayvanlarının girdi maliyetleri çok yüksek olduğu ve yeterli fiyatı piyasada bulamadığı için inekler kesime gitmiştir. Bu kesilen ineklerin de artık sonlarına gelinmiştir. İneği keserek sadece sütü değil eti de kestik. Et fiyatlarının da artacağı bugünlerde kulağımıza geliyor.”
Tarladan 0 liraya bile alsanız markete geldiğinde domates 7,5 lira
“Türkiye’de 55 milyon tondan fazla sebze ve meyve üretimi gerçekleştiriliyor. Bunun yaklaşık yüzde 30-35 arasındaki kısmı fire olarak ayrılıyor. Geriye kalan 35 ila 37 milyon ton arası olan tüketilebilir sebzenin yüzde 15’ini perakendeciler satıyor. Geriye kalan yüzde 85’i manavlar, pazarlar, ev dışı kanallar vb.de satılıyor. Soruyorum, bu durumda yüzde 15’lik piyasasını oluşturduğu sebze ve meyveyle enflasyonun sebebi biz olabilir miyiz? Bu yanlış algıyı hep beraber ortadan kaldırmamız lazım. Domatesi tarladan 0 liraya yani hiç para vermeden alsak bile onun markete gelmesi 7,5 liradır. Çünkü bu marketin bir çalışma maliyeti vardır. Dükkân kirası var, elektrik masrafı var, personel masrafı var, iletişim masrafı var. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda domatesin fiyatı bu noktalara gelecektir. Bizi bunun sorumlusuymuş gibi göstermeye çalışanlar var. Bu yanlış algıdan bu ülkeyi kurtarmak zorundayız. Asıl mesele plansız üretim, girdi maliyetlerinin yüksek olması, birçok konuda dışa bağımlılığın azaltılamaması”.
Enerji maliyetleri ciddi oranlara geldi
“Enerji açığı konusunda yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi kolaylaştırılmalıdır. Tüm iş insanlarımıza bu alana yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum.”
Fırsatçılık yapan marka tedarikçileri var
“Fırsatçılık yapan marka tedarikçileri var. Bunların bir kısmı uluslararası. Zaman zaman dışarıya bağımlı oldukları için karlılıkları azaldığı zaman karlılığı nasıl normal seviyeye çıkarırız diye kabul edilemeyecek gerekçelerle önümüzde fiyatlar getirebiliyorlar. 2023 karlılığımızı şimdiden öngöremiyoruz diyerek önümüze fiyat koyan böyle fırsatçılar da var. Bu var olanlara biz ‘bir daha karşımıza gelmeyin’ diyoruz.”
Enflasyon sermaye düşmanıdır
“Dünyanın her yerinde private label ürünler de var markalı ürünler de… Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 40’ın üzerine çıkan private label oranları bizde de yüzde 30’lara doğru gelmiş bulunuyor. Dünyada yaşanan enflasyonu ülkemizde biraz daha ağır yaşıyoruz. Enflasyon sermaye düşmanıdır. Hem üreten hem de tüketen için”
Bu ülkenin güzel insanları sizlerin yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmediler
“Perakende işletmelerinin enflasyondan arındırılmış ve sadece nominal kar rakamlarına bakarak olumsuz yorum yapan trollere, maaşlı televizyon yorumcularına, bizi terörist ilan edenlere, bizlere vicdansız hatta kansız diyenlere ve bunları gazetede yayınlayarak ahlaksızca bizi çete ilan edenlere, tabirimi maruz görün gazeteci müsveddelerine söyleyeceklerimiz var. Ülkenin değerlerine saldıranlara, ilan vermiyoruz diye gazete sayfalarını boş bırakanlara, televizyonda ağızlarından salyalar akıtarak küfredenlere, bilmedikleri konularda biliyormuş gibi yorum yapanlara, peyniri yumurtayı sadece sofrasında görüp yorum yapanlara, bu dünyayı size yaşanmaz kılarım diyecek kadar meseleden bihaber olanlara, depo basıp yağları halka dağıtırım diyen iş bilmez yöneticilere, mağaza çalışanlarına ‘söyleyin yöneticilerinize bu işin sonu kötü olacak, size burada ekmek yedirmeyiz’ diyen, kanun nizam tanımayan yerel yöneticilere, özellikle İstanbul Ziraat Odası Başkanı’na, FETÖ örgütü ile ile bizi tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerimiz var. Bu ülkenin güzel insanları sizlerin yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmediler. Üç harfliler diye bizleri farklı yere koymaya çalışan ve Müslüman olduğunu iddia eden bu insanlara söyleyeceklerimiz var. Lütfen aynaya baksınlar, kendilerini göreceklerdir. Bunların hepsinde art niyet ve algı yönetimi vardır. Tüketicilerimiz bunlara hiçbir zaman karşılık vermemiştir.”
“Bu yılın 10. Ayında TÜFE yüzde 85,51, ÜFE yüzde 157,69. Acaba bu aradaki rakamları biz mi yanlış okuyoruz, doğrusunu söyleyecek olan var mı? Organize perakende sektörüne yakıştırmalarının tamamını misliyle kendilerine iade ediyoruz. Siz hesap kitap da bilmiyorsunuz, yayına çıkalım doğrusunu söyleyelim diyoruz, bizi yayına da almıyorsunuz. Organize perakendede kar edenlerin en yükseğinin ettiği kar yüzde 4’tür. Onu tamamını da verseniz enflasyon aşağı gelmez. Bunu bile bile 1’alıp 3’e satıyorlar, 4’e satıyorlar diyecek kadar alçalan gazetecilere, oda başkanlarına diyorum ki, bu algı operasyonunuzun vatandaşta karşılığı yoktur. Bizim masraf yapımızı iyi kontrol etmekten gelen bir farkımız vardır. Brüt kar marjımız yüzde 17,5’tir. Yani 100’e aldığımız bir malı 117,5’e satıyoruz. Nerede bu 1’e alıp 3 katına satmak? Nerede öyle bir ürün? Bu gazetecileri himaye edenlere, perde gerisinde bizi hedef gösterenlere, ‘başaramayacaksınız’ diyorum. Bizim ülkeyi yönetenlerle sorunumuz yok. Olmasına da müsaade etmeyeceğiz. Biz bu ülkenin temel taşlarıyız, bunları yerinden oynatmaya da kimsenin gücü yetmez. Bize bakarak ya bir tuğla da ben koyayım bu binanın temel taşına demeyen, bir tane dikili ağacı olmayan insanlar sizlere ve bizlere bu yakıştırmayı yapıyorlar. Bre ahlaksızlar, bre densizler sizlere bundan sonra sizin tonunuzda cevap vereceğim bilesiniz.”.
Halka açık BİM'in piyasa değeri
BİM, 1995 yılında faaliyetlerine 21 mağazayla başladı. Kurucu ortakları arasında Cüneyd Zapsu, Aziz Zapsu, Yasin El Kadı, Korkut Özal, Mustafa Latif Topbaş, Mehmet Fatih Saraç bulunuyor Halka açık ve hisse senetleri BIMAS koduyla Borsa İstanbul'da işlem gören BİM'in 81,66 milyar TL piyasa değeri bulunuyor. Şirket son 12 ayda 5.4 milyar TL net kar elde etti. BİM, Şubat 2021 itibarıyla Türkiye'de perakendecilik sektöründe pazar payı en yüksek firmadır