Fed yöneticisi enflasyonla mücadelede Türkiye'ye 'kötü örnek' dedi

Fed yöneticisi enflasyonla mücadelede Türkiye'ye 'kötü örnek' dedi

Fed yöneticisi enflasyonla mücadeleyi anlatırken Türkiye'yi örnek verdi.

A+A-

ABD Merkez Bankası (Fed) Richmond Şubesi Başkanı Thomas Barkin, enflasyon ile mücadelede beklenti yönetiminin önemini anlatırken Türkiye'yi örnek gösterdi. Barkin, Richmond Fed'in resmi sitesinde yayımlanan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bireyler ve firmalar gelecekteki enflasyon hakkında beklentiler oluştururlar. Firmalar bu beklentilere göre fiyatlandırma ve ücret politikasına karar verir; bireyler maaş beklentilerini ve satın alma kararlarını bu beklentiler bağlamında oluşturur. Fed enflasyonu kontrol etmek için üzerine düşeni yaparsa, beklentiler ile fiyat ve ücret artışları, istikrarlı ve sabit kalır. Üzerine düşeni yapmazsa Türkiye'de olduğu gibi bunun tersi yaşanır.”

Sözcü'nün haberine göre Barkin, Fed'in görevinin enflasyonu kontrol etmek olduğunu vurguladığı açıklamasında, “Faiz artışı nasıl enflasyonu frenler diye sorabilirsiniz” diyerek şöyle devam etti: “Orta ve uzun vadede faiz artırımı talebi ve nihayetinde fiyatları azaltıyor. Mevduat oranları artınca harcama yerine tasarruf teşvik edilir. Dolar değer kazanır. Borçlanma faizinin artması tüketici talebini azaltır.” Enflasyonu yüzde 2'lik hedefe çekmek için gereken politikaları uygulayacaklarını söyleyen Barkin, bu yolda gözünün talep, arz ve fiyatlarda olacağını belirtti. ABD Merkez Bankası (Fed), geçen hafta enflasyondaki rekor artışa karşı beklenen adımı atarak, politika faizini 25 baz puan artışla yüzde 0.25-0.50 aralığına yükseltti.

RIchmond Fed Başkanı Thomas Barkin, ABD’de faizlerin uzun vadede yüzde 2-3 seviyesine çıkması için yol olduğunu, son 25 baz puanlık artışın o noktaya kadar 9-10 kez faiz artışı yapmak için imkan bıraktığını belirtti. Barkin son Fed toplantısında 50 baz puanlık faiz artımına neden gidilmediğini ise şu sözlerle açıkladı: “Doğru bir artış hızı belirlemek, dengeyi tutturabilmek açısından kritik. Açık iletişim ve istikrarlı hareket, piyasaları mesajlarımızı güçlendirecek şekilde yönlendirir. Buna karşılık, piyasa sürprizleri bazen reel ekonominin düşündüğümüzden daha fazla geri çekilmesine neden olabilecek sıkı finansal koşullara yol açar.”

Etiketler : , ,
İlgili Haberler