Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Raitings tarafından yayınlanan raporda Türkiye'de yılın ilk çeyreğinde kredilerdeki büyümenin ılımlı seviyelerde kalmasının bankacılık sektörü açısından kredi pozitif bir gelişme olduğu ifade edildi.

Bu durumun varlık kalitesi sorunlarını azaltacağı, bankaları bilançolarını aşırı büyütmekten koruyacağını ve ayrıca daha geniş makro ekonomik dengesizlikler oluşmasına yönelik riskleri azaltacağı dile getirildi.

Açıklanan resmi rakamlara göre 2015 ilk çeyrekte GSYİH artışı yüzde 6.6 düzeyinde oldu. Ancak Fitch'in kur etkisinden arındırılmış hesaplamalarına göre kredi artışı yüzde 3 düzeyinde kaldı. Yabancı para cinsinden kredilerin toplam kredileri içindeki payı yüzde 30 oldu ve yılın ilk çeyreğinde TL, dolar karşısında yüzde 12.6 oranında değer kaybeti.

2014 yılında krdilerdeki artış nominal olarak yüzde 19 düzeyinde olmuştu. 2014'te kur etkisinden arındırılmış rakamlarla kredi artışı ise yüzde 16 seviyesindeydi.

Fitch'in raporu şöyle sürdü:
"Bununla birlikte halen önemli bir miktarda nominal kredi artışı sözkonusu, ılımlılaşma reel rakamlar açısından geçerli (Yılın ilk çeyreğinin sonunda 12 aylık enflasyon yüzde 7.6 düzeyindeydi) Önceki yıllara göre kıyaslandaığında kredi artışları daha düşük düzeyde kalıyor. Bu durumda ekonomik büyümedeki yavaşlama, düzenlemlerdeki değişimler ve bankaların daha temkinli olması etkili oldu.

Türk bankalarının büyümesinde temel sürükleyici unsur olan tüketici kredileri ilk çeyrekte yüzde 2.6 gibi ılımlı bir artış gösterdi. Bunda kısmen kredi kartları ve oto kredileri gibi alanlarda 2013-14 döneminde getirilen kısıtlayıcı düzenlemeler etkili oldu. KOBİ kredileri yüzde 4 ve kurumsal kredileri yüzde 11 oranında arttı. Bu artışlar nominal artışlar oldu.

2015 başlarında bankalar bu yıl için yüzde 15 ila 20 oranında kredi büyümesi hedeflediklerini bildirmişti ve açıklanan ilk çeyrek rakamları bu beklentilerin gerçekçi olduğunu gösteriyor. Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerden sonra güven seviyesinde bir artış olabilir, ve Türkiye'de geleneksel olarak krediler yılın ikinci yarısında yükselişe geçiyor.

Bununla birlikte bankalar bu yılki kredi artışı konusunda eskiye nazaran daha temkinli davranıyor. Bunda ise komşu ülkelerden kaynaklanan jeopolitik gerilim, AB ortaklarındaki büyümenin zayıf görünümü, faiz oranlarına yönelik belirsizlik ve halen yüzde 11.2 gibi yüksek bir seviyede bulunan işsizlik gibi unsurlar etkili oluyor.

Türk bankalarında daha düşük bir kredi büyümesi kredi notu açısından pozitif bir gelişme, zira bu durum, sistemik risklerin oluşması ihtimalini azaltabilir ve her ne kadar kar marjlarının azalmasına neden olsa da sorunlu kredilerdeki artışın önüne geçebilir. Kar marjları ise şimdiden, rekabet, kısıtlayıcı düzenlemeler ve yüksek fonlama maliyetleri nedeniyle azalmış durumda.

Sorunlu krediler halan düşük seviyelerde ve ilk çeyreğin sonunda toplam krediler içinde sorunlu kredilerin oranı yüzde 2.8 seviyesinde oldu. "