Fonu 5 yıl sermaye olarak tutana vergi avantajı geliyor
Hazırlıkları sürdürülen torba yasada işletmelere, sermayeye ilave edilen enflasyon farkları ve özel fonların 5 yıl süreyle şirket bünyesinde tutulması halinde vergisiz sermaye azaltımı avantajı getiren bir hüküm yer alıyor.
Şirketlere sermaye azaltımında avantaj getiren bir hüküm torba yasaya eklendi. İşletmeler 5 yıl boyunca sermayeye ilave edilen enflasyon farkları ve özel fonların bünyede tutulması halinde, sermaye azaltımını vergisiz yapabilecekler.
Dünya'nın haberine göre AK Parti, bu hafta Meclis’e ekonomiye ilişkin bir torba yasa sunmaya hazırlanıyor. Torba yasa teklifiyle bireysel katılımcı indirimi uygulamasının süresi uzatılıyor. Halen, melek yatırımcılar hisselerini en az 2 tam yıl elde tutmaları şartıyla hisselerinin yüzde 75’ini yıllık beyannamelerine konu kazanç ve iratlarından yani gelir vergisine tabi kazançlarından indirebiliyorlar. Torba teklifle, 31 Aralık 2022 tarihinde sona erecek bu vergi teşvikinin süresi 31 Aralık 2027 tarihine kadar uzatılıyor. Mevcut yasada yıllık 1 milyon liraya kadar olan indirim tutarı yasa teklifinin kanunlaşmasıyla birlikte 2 milyon 500 bin liraya çıkarılacak. Melek yatırımcılar 2022 yılında verilen beyannameler çerçevesinde 225 milyon lira tutarında istisnadan yararlandılar.
Uluslararası deniz taşımacılığına vergi desteği
Hazırlanan yasa teklifinde yer alan diğer bir maddeyle uluslararası deniz taşımacılığına ilişkin vergi desteğini içeren düzenleme yapılıyor. Teklifte yer alan maddeye göre; gerçek kişilerce, kanuni iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki münhasıran uluslararası deniz taşımacılığı yapan yabancı ulaştırma kurumlarının, ödenmiş sermayesinin en az yüzde 50’sine sahip olması halinde elde edilen kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilecek.
163 bin engelli ve yaşlıya yapılan fazla ödeme geri istenmeyecek
65 Yaşının Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan aylık ödemelerden, ölüm, gelir değişikliği, engel durumu değişikliği gibi sebeplerle durumunda değişlik olduğu tespit edilenlere yapılan yersiz ödemelerin ilgililerinden tahsil edilmesi yerine bu alacaklar silinecek.
Teklifteki bu düzenleme ile borç ödeme gücü olmayan 163 bin 572 vatandaşın 566 milyon 262 bin 916 lira borcu silinecek.
Transit ticarette kazanç indirimi
Yasa teklifindeki bir diğer düzenlemeye göre; kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması, malların satıcı ve alıcısının Türkiye’de olmaması ya da malların Türkiye’ye getirilmeksizin yurt dışında alınıp satılması şartıyla, yurt dışından satın alınan malların yurt dışında satılmasından elde edilen kazançların yüzde 50’si kurum kazancından indirilecek. Cumhurbaşkanına bu oranı sıfıra kadar indirme veya yüzde 100’e kadar artırma yetkisi veriliyor. Düzenlemeyle, kurumların transit ticaret faaliyetlerinin teşvik edilerek Türkiye’nin dış ticaret dengesine olumlu katkı sağlanması hedefleniyor.
Sermayeye ilave edilen fonların 5 yıl boyunca sermayede kalması özendirilecek
Yasa teklifi ile sermayeye ilave edilen enflasyon farkları, özel fonlar gibi fonların sermaye azaltımında orantılı olarak vergilendirilmesine ilişkin düzenleme yapılıyor. Sermaye aktarılan çeşitli kaynakları aktarıldığı tarihten itibaren 5 yıl boyunca sermaye azaltımı yapmayan kurumlarda, bu sürenin sonunda sermaye azatılmışsa, işletmeye konulan nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermaye oranlaması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilerek vergilendirme yapılacak.
5 yıldan önce sermaye azaltımı yapan kurumlarda ise azaltılan sermayenin öncelikle; sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaba aktarımı kurumlar vergisine ve kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesaplardan, daha sonra sadece kar dağıtımına bağlı tevkifata tabi hesaplardan oluştuğu kabul edilerek vergilendirme yapılacak. Böylece sermayeye ilave edilen kaynakların en az 5 yıl boyunca sermayede kalması özendirilerek, işletmelerin öz kaynaklarının güçlü kalması teşvik edilecek.
Yeni Ekonomi Danışmanlık A.Ş Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı: “Maliye ile mükellef arasındaki sorun gideriliyor ama vergileme adil değil”
Şirketlerin sermaye olarak işletmelerine koyabileceği/ ekleyebileceği unsurlar nakit, iktisadi kıymet, gayrimenkul, geçmiş yıl kârları, vb. olabildiği gibi, vergi kanunlarının uygulanması sonucu ortaya çıkan yeniden değerleme değer artış fonu, maliyet artış fonu, pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları gibi unsurlar da olabilmektedir. Vergi kanunlarının uygulanması sonucu ortaya çıkan fonlar, vergi dışı bırakılan değer artışlarından kaynaklanır. Bu nedenle de yasa hükmü gereğince bu fonların sermayeye ilave dışında herhangi bir hesaba aktarılması, şirketten çekilmesi yasaktır, eğer yasak çiğnenirse daha önce alınmayan verginin alınması gerekir.
Vergi mükellefleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında yaşanan sorun; bu fonların önce sermayeye eklenmesi ve bir müddet sonra da (kısa vadede veya uzun vadede) sermayenin azaltılması yoluna giderek sermaye paylarının şirket ortaklarına ödenmesi durumunda, sermayenin kompozisyonunu dikkate almaksızın, öncelikli olarak fonların işletmeden çekildiği kabul edilerek vergileme yoluna gidilmesidir. Yani yapılan işlemin bir tür muvazaa (danışıklık) olduğunun kabul edilmesidir. Bu sorun, vergi mükelleflerince yargıya taşınmış, kararlar kimi zaman vergilenmeme kimi zaman da vergilenme yönünde olmuştur. Kanun teklifinde ise, şirketlerde sermaye artırımından itibaren 5 yıl içinde sermaye azaltımına gidilirse sermayeye eklenen fonların tamamının öncelikli olarak vergileneceği, 5 yıldan sonra sermaye azaltılırsa sermayenin kompozisyonu içinde ne kadar fon ne kadar nakit vb. olduğunun oranlama yoluyla tespit edilerek vergileme yapılması yönünde bir düzenleme öneriliyor.
Getirilmek istenen düzenleme, içinde bulunduğumuz duruma göre daha ileri ve iyi bir zemine işaret etmektedir. Ancak hâlâ işin özünde varsayıma dayalı, adil olmayan bir vergileme söz konusudur. Zira 100 birimlik bir sermayenin 70 birimi fonlardan 30 birimi de ortaklarca verilen nakitten oluşuyorsa ve sermaye de 50 birime indiriliyorsa bu 50 birimin tamamının fon kaynaklı olduğunu varsayarak doğrudan vergiye tabi tutmak hukuka uygun olmayacaktır. Oysa adil olabilecek yaklaşım; hangi sürede olursa olsun 50 birim azaltılan sermayenin %70’nin yani 35 birimin vergiye tabi 15 biriminde vergiye tabi olmamasıdır.