Hazine ve Maliye Bakanlığı nisan ayı borçlanma programına devam ederken dün 2 ve 4 yıl vadeli tahvillerde ihale öncesi satışlarla birlikte 7.4 milyar TL'lik borçlanma gerçekleştirdi.

Sözcü'nün haberine göre ayrıca Hazine özellikle bankacılık sektörünün yoğun ilgi gösterdiği TÜFE endeksli tahvil ihaleleriyle borçlanmayı da sürdürüyor. Pazartesi günü 10 yıl vadeli TÜFE'ye endeksli tahvil ihalesinde 12.6 milyar lira borçlanan Hazine, dün de 11.1 milyar TL tutarında 10 yıllık TÜFE'ye endeksli kira sertifikası ihracı gerçekleştirdi.  Özellikle bankacılık sektörünün ilgisinin yoğun olduğu TÜFE endeksli tahvil ihaleleriyle Hazine'nin borç sarmalı büyürken aynı zamanda ciddi bir kaynak aktarımı yapıldığına dikkat çekiliyor. 

Son iki günde 23.7 milyar TÜFE'ye endeksli Hazine kağıdının ihraç edildiğine işaret eden eski Hazineci, finans uzmanı Ömer Rıfat Gencal, sonra bu tahvilin satıldığı bankaların Merkez Bankası vasıtasıyla yüzde 14 faizle fonlandığına işaret etti. Bu şekilde bankalara yüzde 47'lik kâr elde ettirildiğine ve bu kaynakla ortalama yüzde 25 faiz ile kredi kullandırıldığına  dikkat çeken Gencal, “Bunun adına servet transferi denir ve sürdürülemez” dedi.

Son iki tahvilde yüzde 22-24 faizle borçlandı

Hazine ve Maliye Bakanlığı dün gerçekleştirdiği 2 ve 4 yıl vadeli tahvil ihalesinde 7.4 milyar TL borçlandı. İki yıl vadeli tahvil ihalesinde net satış 1.08 milyar TL olurken, bileşik faiz yüzde 22.37 olarak kaydedildi. 4 yıl vadeli tahvil ihalesinde net satış 1.82 milyar TL, bileşik faiz de yüzde 24.44 oldu.

Dövize endeksli sözleşmelerde TL ile ödeme şartı

– Dövize endeksli menkul satışlarında TL ile ödeme zorunluluğu getirildi. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan ve Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda değişiklik yapan Cumhurbaşkanı kararına göre, Türkiye'de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan döviz cinsinden ya da dövize endeksli menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunlu tutuldu. Önceki uygulamada bu ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabiliyordu.